Bir kaç şarkı önce

11. Bölüm

  ( 2 yıl sonra günümüz. )

     Demir otele gidelim dedikten sonra döndü arkasına hüzünle dolu hissediyordu kendini. Birkaç adım ilerlediğinde arkasında Güney'i göremeyince durakladı yerinde, belli ki yine dalmıştı bu dengesiz düşüncelere. Arkasına dönüp çekiştirmeye gücü yoktu henüz. Suratını ifadesizleştirmek için çabaladı bir kaç saniye eskiden olsa zorlanmazdı bu kadar ama eskimiş ve  geçmişti artık ifadeden yoksun halleri. Kendini toparladığını düşündüğü zaman döndü ardına ve izledi tahmin ettiği gibi olduğu yerde donan Güney'in tavrını. Duyguları karman çorman olmak üzereydi yine bu çocuktaki bildik ifadeyle. Tanıdık kokuya yaklaşıp tuttu kolunu çünkü dokunmasa belkide orda uzun süre dururdu. Güney hissettiği temasla çıktı düştüğü anılardan. Yüzünde arda kalan buruk glümsemede olmasa sıyrılmış sayardı kendini yaşananlardan.

     Heyecanı titrekti Güney'in kırılgan olmayı ne zaman öğrenmişti bilemeden attı ilk adımını. Kolunda duran eli eline esir edip ilerledi.Kalbiydi bu temastan zararllı çıkan. Bu kadar çırpınması her atışını sahibine duyurması kalbinin Demir'e karşı gösterdiği bir rutindi belki  ama alışılamayan yok sayılamayan. Demir elini çevreleyen ele gülümsedi çaktırmadan. Bu son iki yılda kendinin bile farkında olmadan yüzüne yerleşen bir ajan gibiydi gülümsemek. Komuflajı olan suratızlığı dışında bu tebessümle karşılaşan ender kişiyse farkında değildi kaçırdığı manzaranın. Kendi duygularına gömülmüş kendi kişiliğine çemkiriyordu. Sülük olmuştu bir kaç ay içinde ve yüzleşmekten çok sindirmekte sorun yaşıyordu. Güney sıradan ritmini bozan onu sürükleyip seline katan bu herife nasıl yapıştığını bu hale nasıl geldiğini sorgulamaktan etrafına bakmıyordu. Oysa başını kaldırıp manzarasını ayakkabılarından, Demir haline getirse hüzünlü güzel gözlere ulaşırdı. Ama hiç görmemiş gibi daldığı ayakkabılarına baktı. Bir kaç adım sonra zaten alışıldık pozisyonu alıp Demir öne geçmişti bile.  Yol boyunca Demir'in pacemakerı olmasına izin verip ayak uydurdu. İsteksiz değildi adımları sakindi daha çok. Köşeyi dönerken küçük bakkaldan duyulan müzik de olmasa kafasını kaldırmazdı yerden. Bir kaç gün önce bu tarz müziklerle oynayan kalabalığa girdikleri zaman geldi aklına. Komik, eğlenceli ve yanında Demir olduğu için sıra dışı bir düğündü. Kendi düğününde çıkan şarkıları başkasına bırakmasa böyle olmazdı aslında ama uğraşmak istememişti ve olaylar böyle gelişmişti işte. Sİyah damatlık takımının dar kesimi üzerine oturan özel dikim olduğu uzaktan bile anlaşılan tarzıyla hiçte fena gözükmemişti. En azından Demir yoğun bakmıştı ona uzun ve duygu dolu bir bakıştı bu Güney'in daha önce hiç görmediği . Sadıç denilen embesil bir kavram düşmüştü düğününde Demir'e. Güney'e göre birşey yapmadan sadece gelmesi de yeterdi.

   Ne berbat bir düğün ne bebat bir zevkti ' çok sevgili karısındaki ' inanamadı. İnsan kendini bu kadar mı kasar bu kadar mı tanımazdı! Düğünün tek güzel yanı Demir'in yanında olmasıydı. Tabi en eğlenceli yanıda şuanki durumlarıydı. Güney balayına 'sevgili eşini'  gönderip kendisi Demir'le balayı tabirinin yanından geçmese de balayına çıkmıştı. Herkes istediğini almıştı. Ailesi iş ortaklığı için gelini, eşi alış veriş yapmak için yurt dışı gezisini, Güney ise tamamen Demir'e adanmış bir kaç günü..

   Demir elini tutan ellerin yumuşak hissine kapılmak üzereyken yaklaştılar otele. Hala neden bu saçmalığa bulaştığını anlamıyordu. Kız kaçıran delikanlı konumunda damat kaçırmıştı ve rahatsız hissediyordu. Yorgun bakışları dargın kalbiyle birleşip sitem konuşması yapıyordu. Boğazını düğümleyen bu hisleri göz ardı etmesi kolay olsaydı emin olun burda olmazdı. Derin bir nefesle kulaklarını tırmalayan sesi duymamazlıktan geldi. Güney'in düğününde yeterince maruz kalmıştı Üzerinde düşünmeyi belki fırsatı olsa balayında Güney'in neden yanında olduğunu sorgulardı ama ne isteği vardı nede fırsatı. Buruk attı tüm adımlarını kanunen sahibi olan bir adamı odasına atacaktı. Bunun ne bir kadın için nede erkek için kolay olmadığını işte ancak şimdi anladı. Evlilik oyun değildi. Beraber geçirdikleri şu süre normal yada uygun değildi. Kendini böyle boktan hissetmesi normal değil miydi? Güney'in ne düşündüğünü bilmiyordu. Bu dengesiz adam ne zaman doğru düzgün düşüncelerini göstermişti ki zaten..