1.2

12 4 5
                                    

Hadi devam edelim neler  oluyor bir bakalım :)

&&&&&

"Korkma sar kollarını tekrar defalarca yalnız bırakılmış, onca yara izi dolu ruhuna. Acıma asla kendine, her aldığın yaranın  bir gün bir bedeli
olacağını hatırlayarak. Dik ve kendinden emin yürü hep yalnız olduğunu bildiğin yollardan yalnızlığa inat."🍁

&&&&&

Yazardan:

Asrın evden nasıl çıktığını bile bilmiyordu gecenin yarılanmasına birkaç saat vardı. Gün içinde bir sıkıntı yer edinmişti kalbine ardından gördüğü durumla gökyüzünün kötü olduğunu anlamıştı. Dolabından bir ceket alıp hızlıca üzerine geçirdi. İçinde gri bir tişört, kapşonlu hırkası altında siyah pantolonu ve son olarak aldığı ceketle evden hızlıca ayrıldı. Evi sahile 30-40 dakikalık bir uzaklıktaydı. Hızlı yürürse daha erken bile varabilirdi.

Yol boyunca aklını istila eden düşünceler bir yandan kalbinde oluşan ağırlık onu afallatmıştı. Sessini bile duymadığı birine böylesine bağlanmak saçma geliyordu. Oyuna bile gelmiş olabilirdi, gerçi pekte umrunda değildi ya. Düşünceler eşliğinde  sahile gelip bir banka oturdu. Sonbahar havası ve denizin kokusu harmanlanmış tüm sahili etkisi altına almıştı. Öylece karşısına bakıyordu Asrın.

Sema yüzünü iyice şapkasıyla kapatmış sahile gelmişti, hafifçe başını kaldırıp etrafa baktı. Asrın az ilerde ki bankta oturmuş denizi izliyordu. Normalde olsa böyle bir şekilde onun karşısına çıkmayacağına emindi ama şimdi ona ihtiyacı vardı ya da öyle sanıyordu. Yavaş yavaş Asrın'a doğru ilerledi. Adım seslerini duyan genç yerinde kıpırdandı " Gökyüzü sen misin?" Diye sordu. Ağladığı için boğuk çıkan sessini tanımayacağını varsayarak konuştu. "Benim ömür gözlü."

Asrın kendine ömür gözlü diye hitap eden bu kızın sesinin tınısını tanıyor gibiydi, gerçi ağladığı için fazla boğuk gelen sesi kim bilir normalde nasıldı deyip düşünmeyi bir kenara bıraktı. Yanına oturan kız daha tek kelime etmeden kolarından tutup onu kendine doğru çekti. Başını kızın şapkasından açıkta kalan boynuna gömerken bir yandan sırtını sıvazlıyordu. Genç kız ilk başta şaşırmış ardından sıkıca karşısında ki Asrın'a sarılmıştı.

"Çiçek kokuyorsun, bu nasıl bir koku gökyüzü?" Boğuk çıkan sesiyle konuşan Asrın kendini kaybetmiş gibiydi. Küçükken annesiyle köyde gezdiği çiçek tarlalarını hatırlatmıştı bu koku ona. Genç kız sesini çıkarmadan başını çocuğun boyun girintisine yasladı. Derin derin nefeslenirken huzuru tatmıştı. Birkaç gündür düzgün uyumamış olmanın verdiği yorgunlukla kendini bırakmıştı.

Asrın'ın kokusu ve bir yandan atan kalbinin ritmi kızın mayışmasına daha da olağan bir zemin hazırlıyordu.

Asrın boynunda hissettiği düzenli nefeslerle kızın uyuduğunu anlamıştı. Asla dönüp yüzüne bakmamış aksine açılan şapkasını tamamen kapatmıştı. Ellerini hafif yüzünde gezdirmiş, önce hafif çıkık elmacık kemikleri, küçük olduğunu tahmin ettiği burnu. Kavisli kaşları ve uzun kirpikleri. Dolgun ama yüzüne oranlı olduğunu tahmin ettiği dudakları en son elleri saçlarına giderken. Saçlarının kısa ve dalgalı olduğunu fark etmişti. Aklıne istemsizce Sema gelirken bu düşünceden vazgeçmişti.

Sema herkese yakın davranırken ona bir hayli uzak biriydi.

Yanında kıpırdanan bedenle birlikte hafifçe dikleşmişti. Sahilde oturalı nerdeyse 45 dakika oluyordu. Daha bir bu kadar da otururdu kendisi için sorun yoktu ama gökyüzü üşüyüp hasta olabilirdi bunu istemiyordu.

"Gökyüzü,  uyan hadi hava serin." Bir iki defa konuşup sonrasında eliyle kızın elmacık kemiklerini okşamıştı.

Sema ne olduğunu idrak eder etmez elini şapkasına atmış ve kapalı olduğunu anlayınca içine çektiği nefesi sesli bir şekilde geri vermişti.

"Merak etme yüzüne bakmadım. Sana saygım var hemde böyle bir durumdayken hiç olmazdı" Asrın'ın sözleriyle birlikte genç kız sağ elini sol elinde bağlı olan bandanaya götürdü. Siyah üzerinde küçük mavi bir iki çiçek olan bandanayı çocuğun bileğine bağladı. Ayağa kalkarken tuttuğu elin sahibinide kendiyle birlikte ayağa kaldırdı.

Belli bir boy mesafesi oluşurken ayak uçlarında yükselip ellerini Asrın'ın boynuna doladı. Başını boynuna yaslayıp biraz bekledi, onunla aynı şekilde bekleyen çocuk şahdamarının üzerinde hissettiği dudaklarla kasılmıştı. Bunu fark eden kız sesli bir şekilde gülmüştü. Son defa elmacık kemiklerine de bir buse bırakıp arkasını dönüp geldiği yoldan geri döndü. Kızın sulieti karanlıkta kaybolurken Asrın hala olduğu yerde duruyordu.

Cebinde titreşen telefonla kendine gelmiş, telefonu eline almıştı.

Gökyüzü  : Benden bu kadar etkilendiğini belli etme ömür gözlü.

Gökyüzü  : :D

Asrın : Yarın al nüfus cuzdanını gel yanıma evlenmemiz gereken konular var!

Gökyüzü  : Asrın iyi misin?

Asrın eve doğru ilerlemiş şans eseri önünden geçen taksiye binmişti. Adresi verip elinde ki telefondan gökyüzüne cevap veriyordu.

Asrın : Yani namusum kirlendi onun dışında sorun yok :*I

Gökyüzü: "Ses kaydı 00.10"

"Ahhahah Asrın bu kadar mı etkilendin?"

Asrın : Aniden boynumu öptün sapık seni babama söyleycem berdel yapılacak beni almaya mecbursun.

Gökyüzü  : Peki alırız evimin erkeği olur çocuk bakarsın, ben çalışıp sana ve çocuğumuza bakarım bey!

Asrın : Güzel yemek yaparım :P

Gökyüzü : Ben biraz uyuyayım, her şey için teşekkür ederim ömür gözlü♡.

Asrın : İyi geceler gökyüzü.

Gökyüzü  Çevrimdışı...
Asrın Çevrimdışı...

Bitti bölüm kestukkk:)

Bizim Galaksi/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin