chapter fifteen.

2K 137 57
                                    

Selam! Sanırım bu bölümde beklenen an geldi fakat aklımda birkaç şey daha var. Yoğun, sıkıcı ve yorucu bir dönemden geçiyorum ve ara sıra buralara uğrayıp gidiyorum hemen.

Bu bölümü her gün gelip mesaj panoma yazan okuyucuma adıyorum ayrıca.

Ayrıca medyadaki kanal çok değer verdiğim bir arkadaşımınmış, sonradan öğrendim ve hak ettiği değeri görmediğine inanıyorum. Bir göz atarsınız :3 (Primci Ezekiel s j .)

Sizi daha fazla tutmadan, iyi okumalar!

                                         

Gerekli kontrollerden sonra yeniden birkaç damla gözyaşı döktüğüm için peçeteyle gözlerimi silmiş ve kazağı indirerek doğruluyordum ki feci bir ağrı hissetmemle dirseğim üzerinde kaldım, doğrulamadım.

Kağıtlarla uğraşan Taehyung bana baktığında ne demek istediğimi anlamış gibi yanıma geldi, kolumu tutarak doğrulmama yardım etti. Ayağa kalktığımda daha da şiddetlenen ağrı yüzünden sedyeye tutundum arkamı dönerek, gözlerimi araladığımda gördüğüm ıslaklık ile biraz düşünürken Taehyung'un durumu anlayıp az önce yattığım sedyeye yatırmasıyla bileğimi ısırdım.

"Erken daha biliyorum, panik yapma, bir ay kadar erken doğum yapıyorsun şu an."

                                         

Bütün bu yaşadıklarım gözümün önünden geçip giderken çığlık atmamak için zor duruyordum, Tanrı'm, bu acı gerçekten berbattı ve daha bir yarım saat sürecek gibiydi.

Bir daha oturduğum sedye ile son hız bir yerlere sürüklenirken kendime hakim olamadan sesli bir çığlık atıp kafamı geri atarak sedyenin demirine çarpmama sebep olmuştum. Sesim boşlukta bile yankılanacakken gibiyken sedyenin ucu sert bir şekilde kapıyı açınca gözlerimi kapattım, kalanları ise hatırladığım söylenemez fakat hayatımın en acılı bir buçuk saatiydi diyebilirim.

   

Kendime gelebildiğim ilk dakikalarda elimi iyiden iyiye şişen karnımın üzerine koyacakken beklemediğim bir şekilde olmayan karnımın üzerine düşmesi ile etrafa bakındım, alışık olduğum hastane odalarından birindeki yatakta yatıyordum. Garipsemedim, onu sonunda dünyaya getirdiğimi hatırlıyordum ve bu salak salak gülümsememe sebep olmuştu. Adını koyduğumu hatırlar gibiydim ama aklımda hiçbir isim yoktu şu an; düşünmeye başladım tek tek.

Chaeyoung, Soojin, Hwayoung gibi isimler aklımda dolanırken kapının açılması ile birlikte altında tekerlekleri olan masaya benzeyen şeyin üzerindeki şeffaf kabın içinde havaya kaldırıp hareket ettirdiği ellerine bakarken gelen kişinin Taehyung olduğunu bilmiyordum. Odaklandığım tek kişi bebeğimdi.

Gözlerim kısılana kadar gülümserken daha Taehyung ittirdiği masamsı şeyi bırakmadan onu kucağıma aldım, bunu düşünmem çok komik olsa da; maksimum bir saattir dünyada olan kızımı mantıya benzetmiştim. Kendi düşündüğüm şeye gülerken yüzündeki maskeyi çıkarıp yatağımın ucuna oturan kişiye -Taehyung'a- bakma gereği duymuştum.

Ona baktığımda bir an kaşlarım çatılsa da sonradan düzelip önüme geri dönmüştüm fakat konuşması beni ilgilendirdiği için dinlemeye başladım.

"Tam sekiz ay olmadan bile dünyaya gelmesi beni de korkuttu fakat şu an gayet sağlıklı, hiçbir şeyi yok ve hareketli. Haberin olsun, feci ağlıyor. Kontroller sırasında hemşirelerin kulağı patlamış resmen. Burada kalıyorsun akşam, yarın ikinizde de sorun yoksa çıkabilirsin. Açıkçası ondan çok sana bir şey olacak diye korktum çünkü, gerçekten nasıl başardın bilmiyorum, doğumun ortasında bayıldın çok tuhaf bir şekilde."

for baby, taegguk.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin