for baby, taegguk.

chapter nineteen. (m, final)

!!! |BÖLÜMDEN RAHATSIZ OLACAKLAR BAŞTAN OKUMASIN.

Söz verdiğim gibi haziran sonu yayınladım bölümü, internet sorunları ile baş başa uzun bir haftanın ardından bölümü yazıyorum.

MEDYAYI MUTLAKA AÇIN, BİTTİKÇE BAŞA SARIN.

Son bölüm olduğu için içim burkuluyor ama ara sıra ekstra bölümler ile döneceğim, beklemede kalın :)

                                          

Sonra, dudaklarına kapandım, beni ilk gün öpütüğü gibi öptüm onu; sakin ama bir o kadar da istekli. Nefesim kesilene kadar durmadım, dudaklarımın şişeceğine yemin etseydim keşke az önce diye geçirdim içimden.

İmzalarımızı attık, şarkılar şarkıyı kovalarken sonunda ne sakin, ne de çok hareketli olan şarkı eşliğinde dans ediyorduk, fısıldadı dudaklarıma doğru. "Hazır mısın?"

"Neye hazır mıyım?" dedim dudaklarına doğru, artık mutluluktan yorgun düşmüştüm ve çuval gibi kollarının arasındaydım.

"Gecemiz uzun Jeongguk, sence Hwayoung'a neden ağabeyim bakıyor?"

Duraksadım, kafamı kaldırıp etrafa bakındım ve şu an bana odaklı olmasından faydalanarak ayağına bastım, bunu yapmayı istemişimdir hep.

"Doğru ya, Taehyung, gecemiz fazlasıyla uzun."

                                          

Kapıyı kapattığı gibi sırtımı kapıya yapıştırıp ellerini yanaklarıma koydu ve dudaklarımızı salonundakinden kat kat daha sert olacak şekilde birleştirdi. Buraya nasıl geldik, salonda masum masum dans eden çiftten nasıl şu andan itibaren nefesleri birbirine karışan iki savaşçı beden haline gelmiştik; bilmiyordum.

"Bu anın hayalini kurduğumu biliyorsun Jeon, yalan söyleyemem." dedi dudaklarıma doğru fısıldayarak, otel odamızın ışıkları kapalıyken ekstra çekiciydi sesi. 

"Beni, ellerinin altında yanarken izle Kim, buna bayılacaksın." diye fısıldadım ona karşılık olarak.

Yeniden dudaklarımızı birleştirdi, bu sefer aceleciydi dudakları. Bir elim ceketini omuzlarından sıyırıp yere düşmesini sağlarken sonra da gömleğinin düğmelerini açmaya başladım, ateş kadar sıcak olan dudakları uzun süredir dokunulmamış boynuma ilerlerken havaya sert bir nefes bıraktım, gömleği de omuzlarından sıyırırken ellerim titriyordu.

Boynumu her ısırışında havaya sert nefesler bırakıyordum, Hwayoung'a hamile kaldığımdan beri mecburi olarak kimseyle birlikte olmamıştım, Taehyung ile ilişkimiz başladığından beri de bir şey yaşanmamıştı aramızda, her bir dokunuşuna, ısırışına karşı olabileceğim kadar hassastım.

Boynumda, köprücük kemiklerimde bıraktığı ısırıklardan sonra fark edebildim artık üzerimde hiçbir şey olmadığını. Gömleğim ve ceketim yerde, onunkilerin üzerindeydi, sırtım ise artık soğuk kapıda değil, yataktaydı. 

Onun altında boylu boyunca yatarken üzerime ne kadar yakıştığını düşündüm. İçimdeki bastırılmış duygular yavaş yavaş gün yüzüne çıkarken göğüs ucumda sert bir ısırık, ardından da dilini hissettim. Gözlerimi ona çevirdiğimde bana bakıyordu, dayanamadım, inledim.