Bölüm 6

1.4K 124 2
                                    

Deniz ertesi gün okula gittiğinde hâlâ kendisini çok yorgun hissediyordu. Sınıfa vardığında biraz kestirmek için oturduğu an da kafasını masasına koymuştu. Ama bu dinlenme anı çok kısa sürmüştü. Evrim'in feromonları onun dibinde olduğunu Deniz'e bildirdiğinde Deniz kafasını masadan kaldırmak zorunda kalmıştı. Evrim Deniz'e dönmüş eliyle çenesini desteklerken Deniz'e bakıyordu. Deniz, o rüyadan sonra Evrim'e bakmaya çekiniyordu ve bu yüzden bakışlarını sık sık sınıfın farklı köşelerine çeviriyordu. Deniz, Evrim'in iç çektiğini duydu ve saniyeler sonra ise çenesine dokunan elleri hissetmişti. Kafası nazikçe ona bakmakta olan kıza döndürüldüğünde yutkundu. Evrim, Deniz'in gözlerine bakmasını sağladığında çenesini biraz daha sıktı. Sinirli gözüküyordu. Deniz bir an onun kızgınlığa girdiğinde yaşadığı her şeyi bildiğini düşündü.

"Beni kızlar tuvaletinde sıkıştırıyorsun ve bana güzel şeyler söylüyorsun. Senden kaçmamı belirtiyorsun. Yarın görüşürüz diyorsun ve yarın olduğundaysa okula bile gelmiyorsun. Benim nasıl hissettiğimi hayal edebiliyor musun?" Evrim sinirle Deniz'in çenesini bırakıp sıranın üzerinden ona doğru eğildi. Sesini alçaltarak konuşmaya devam etti. "Seni merak ederek evine kadar geldim. Kızgınlığa girdiğini biliyorum. Okula gelemezdin ama yine de bir haber verebilirdin değil mi?"

Deniz karşısındaki kızın sinirlendiği için kısılan gözlerini ve hararetle hareket eden dudaklarını izlerken sadece ne kadar çekici olduğunu düşünüyordu. Ha, bir de özür dilemesi gerektiğini. Evet, suçluydu. Sanırım. Konu neydi ki?

Uzun süredir hiçbir şey söylemediğini fark ettiğinde Deniz aceleyle ellerini sallayarak içtenlikle özür diledi. Onu endişelendirmişti. Gerçekten haber verebilirdi ama hiç aklına gelmemişti. Normalde kimseye haber vermezdi. Ceren onun takvimini biliyordu ve birisi merak ederse genelde onları bilgilendirirdi. Deniz kendisini açıkladığında Evrim'in siniri geçmiş gibiydi.

"Peki neden sabahtan beri yüzüme bakmıyorsun? Gerçekten tuvalette söylediklerinden pişman olduysan, arkadaşım olmak istemiyorsan söyleyebilirsin. Kendini herhangi bir şey yapmak zorunda hissetmene gerek yok."

Deniz hareketlerinin bu kadar yanlış anlaşılmasını beklemiyordu. Olayı nasıl toparlayacağını düşünerek parmaklarını kaküllerinin üzerinde gezdirdi.

"Öyle bir şey değil. Ben sadece bizim eve geldiğinde yaptığım şey yüzünden utanıyorum. Çıkardığım saçma sapan sesleri duymuş olmalısın ve bu çok utanç verici." Deniz yalan söylüyor sayılmazdı. Zincirlerini kopartırken ve kapıyı parçaladığında gerçekten korkunç sesler çıkartmış olmalıydı ve bu utanç vericiydi. Evrim'i yanlış düşündüğüne ikna etmek için daha da heveslendi ve Evrim'in masada duran elini tutarak gözlerinin içine baktı. "Geçen gün söylediğim her şeyde ciddiydim. Hâlâ aynı düşünüyorum ve hissediyorum. Benden kaçmanı istemiyorum. Senden kaçmıyorum. Hayatının bir parçası olacağım."

Deniz Evrim'in şaşkınlıkla kalkan kaşlarını gördüğünde fazla ileri gidip gitmediğini düşündü. Çok mu düşünmeden konuşmuştu? Onu ürkütmek istemiyordu. Evrim'in elini bırakarak sırada arkasına yaslandı. Gerilmişti.

"Çok mu iddialı oldu? Yanlış anlama lütfen. Yani arkadaşın olmak istiyorum. Yanında olup sana destek olmak istiyorum. Biliyorum geçen gün de seni koruyacağım dedim ve belki de buna ihtiyacın olmadığını düşünüyorsun. Evet sen gerçekten güçlü bir kızsın ama omegasın ve ben bir alfayım. Yani bu yüzden ben öyle dedim. Anlayacağın..."

Deniz dudaklarının üzerine kapanan elle duraksayarak karşısında kıkırdayan kıza baktı. Dudaklarını ısırarak gülümsemesini durdurmaya çalışıyordu. Deniz onun gülümsediğini görünce rahatlamıştı. O da gülümseyerek dudaklarının üzerindeki eli indirdi.

İradesiz Aptal Bir Alfa (GXG) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin