Bölüm 16 (Final)

1.7K 142 22
                                    

"Seni işaretlemeliydim."

Deniz bugün bilmem kaçıncı kez aynı şeyi söylerken Evrim onun bu sinirli haline sadece gülüyordu. Geçen yıl aynı üniversitenin farklı bölümlerini kazanmışlardı ve Evrim hukuk, Deniz ise tıp okuyordu. Bugün üniversitenin gezi kulübünün düzenlediği bir etkinlikle şehirden ayrılmış şu an içinde bulundukları otele yerleşmişlerdi ve etraf kurt kaynıyordu. Buraya geleli sadece bir öğleden sonra olmuştu ama şimdiden iki kişi Evrim'le flört etmeye çalışmıştı. Deniz hiçbir şey yapmayarak Evrim'in onları başından savmasını izlese de gittikçe sinirlendiği belliydi.

"Bunu çok sık söylediğini fark ettin mi?"

Deniz Evrim'e ters bir bakış atarak otelin onlara sağlamış olduğu kartla odalarının kapısını açtı. İçeri girerek Evrim'in geçmesi için kapıyı tuttu. Evrim de içeri geçtiğinde kapıyı hızla kapatarak Evrim'i nazikçe duvara itti. Evrim'in sırtı duvarla buluştuğunda kafasını boynuna gömerek kollarını beline sardı.

"Artık seni işaretlemek istiyorum."

Evrim ona sarılmış küçük bir çocuk gibi söylenen alfa karşısında gülümsemesini bastıramıyordu.

"Bunu yapamayacağını biliyorsun."

"Tedavinin işe yaradığı belli oluyor. Bir alfaya karşı gelebiliyorsun." diye homurdandı Deniz.

Evrim kendisinden ayrılarak somurtan alfaya baktı. Ne kadar sevimli göründüğünü biliyor muydu?

"Üniversiteye geçtiğimizden beri beni işaretlemek istiyorsun ama biraz daha beklemen lazım. İlk sorduğumda ve reddedildiğimde öteki tedavimin uzamasına neden olduk." Evrim burada sinir bozucu bir gülümsemeyle Deniz'in yüzüne bakmıştı ve bu Deniz'in gözlerini devirmesine neden oldu. Olayların bu şekilde gelişeceğinden o zaman emin olamazdı ya. "Şimdi tedavi oldukça işe yaradı ve sadece kızgınlık döneminde çektiğim acının şiddetini azaltamayarak hapların üzerimde etki etmesini sağlayamadık. Beni işaretlediğinde bunun düzeleceğine emin olmalıyız. O yüzden birkaç ay daha tedaviye devam etmem lazım. Ne kadar çok açıdan düzelirsem beni işaretlediğinde her şeyin normale dönme ihtimali o kadar artar. Bunu biliyorsun."

Deniz Evrim'in neredeyse her ay yaptığı bu konuşma karşısında sıkkınca kafasını salladı. Biliyordu.

"Ama kızgınlık döneminde acı çekmiyorsun. Yanında hep ben oluyorum."

Evrim gözlerini devirdi.

"Geçen ay kızgınlığa girdiğimde kütüphanedeydin ve sen gelene kadar ne kadar acı çektiğimden haberin var mı?"

Deniz konunun onun hatası olan bir şeye gelmesiyle somurtmayı bıraktı. Gülümseyerek Evrim'in yanaklarını avuçlarının içine aldı ve çekiştirdi.

"Şaka yaptım. Tabi ki bekleyeceğiz. Senin için en iyisini istediğimi biliyorsun."

Evrim yanaklarını Deniz'den kurtararak ellerine vurdu. Nasıl da aniden suyuna gitmeye başlamıştı.

"Sen var ya çok fenasın Deniz."

Deniz Evrim'in kendisini bu kadar tanımasını seviyordu. Yakalanmış olsa da tek yaptığı gülümsemesini büyütmek oldu. Her haliyle oldukça çekici olan omegası çatmış olduğu kaşları ve sinirli yüz ifadesiyle daha da çekici gözüküyordu. Deniz bu düşünceleri eşliğinde Evrim'e yaklaşarak haylaz bir şekilde ellerini kazağının altına gönderirken dudaklarını boynuna bastırdı. Evrim bir an kafasını geriye atarak Deniz'e daha çok yer açmış olsa da sonraki an ellerinden kurtularak kaçmıştı.

"Deniz daha yeni kızgınlık döneminden çıktın. Neden biraz ara vermiyorsun? Ben hâlâ o dönemin yorgunluğunu taşıyorum. Sen nasıl bu konuda hep bu kadar enerjik olabiliyorsun."

İradesiz Aptal Bir Alfa (GXG) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin