Bölüm 9

1.4K 121 1
                                    

Ertesi sabah Deniz heyecanla erkenden kalkmıştı. Duşa girerek yaklaşık bir saat sürecek olan hazırlanma sürecini başlattı. Saat 7.30 da evden çıkması gerekiyordu.

Saat 7.30'u gösterdiğinde Deniz yaklaşık on dakikadır oturduğu koltuktan kalkmıştı. İşi erken bitmişti ama erkenden orada olmak istemediği için kendini o koltuğa oturmaya zorlamış ve beklemişti. Bu zorlu bir süreçti. Deniz ceketini askılıktan alarak üzerine geçirdi. Gitme zamanı gelmişti.

Deniz Evrim'in evine vardığında anlaştıkları buluşma saatine daha on beş dakika olduğunu gördü. Bir an on beş dakika boyunca ne yapacağını düşündü ve ani bir kararla derin bir nefes alarak kapıyı çaldı. Kapı kısa sürede Evrim'in annesi tarafından açılmıştı. Deniz'i gördüğünde gülümseyerek onu içeri davet etti.

"Deniz, Evrim dün dışarı çıkacağınızı söylemişti ama saatinin bu kadar erken olduğunu bilmiyordum. Evrim daha uyuyor. Sen içeride bekle. Ben onu uyandırayım."

Deniz şaşkınlıkla söylenilenleri dinledi. Evrim uyuyor muydu? Bu buluşma için heyecanlanan tek kişi kendisi miydi? Biraz hayal kırıklığıyla gitmekte olan kadını durdurdu.

"Müsaadenizle, onu ben uyandırabilir miyim?"

Kadın onu onaylayarak Evrim'in odasının önüne kadar eşlik etmiş ardından yanından ayrılmıştı. Odanın kapısı kapalıydı. Deniz yavaşça kapıyı aralayarak içeri baktı. Evrim yorganı kafasına kadar çekerek altında kaybolmuştu. Yorganın dışında kalan tek şey Evrim'in eliydi ve telefonunu tutuyordu. Deniz içeri girerek arkasından kapıyı kapattı. Karşısındaki kızı bu umursamaz tavrı yüzünden kaba bir şekilde uyandırmak istiyordu ama bunu yapamazdı. Belki de Deniz hep yanlış anlamıştı ve Evrim bunu arkadaşça bir buluşma olarak değerlendiriyordu. Deniz bu düşünceyle kafasını hızla iki yana salladı. Öyle düşünmesi mümkün değildi. Sergilediği tavırlar ve söylediği kelimeler onun bu şekilde düşünmediğini Deniz'e defalarca kanıtlamıştı. O zaman bu kızın sorunu neydi?

Deniz sert bir şekilde uyumakta olan kızın üstündeki yorganı çekti.Evrim yatakta cenin pozisyonunu almış masum bir şekilde uyuyordu. Üzerinden çekilen yorgan yüzünden karşılaştığı soğuk havayla kendisini daha da küçülterek bedenini ısıtmaya çalıştı. Deniz uçup giden siniriyle iç çekerek kızın açılan belini kapattı. Artık daha az üşürdü. Değil mi?

Deniz birkaç dakika Evrim'in yüzüne bakarak onu nasıl uyandıracağını düşündü. Bu şekilde uyurken onu kaldırmak... Deniz ona kıyamıyordu. Ama Evrim ile bir günü vardı ve zaman ilerliyordu. Bugünü böyle harcamak istemiyordu. Planları vardı. Tüm gece bunu düşünmüştü. Hafifçe Evrim'in omzunu dürttü. Bir yandan da ona sesleniyordu.

Evrim önce kaşlarını çattı. Huzursuz bir şekilde mırıldandı ve gözlerini açtı. Deniz'i gördüğünde şok içerisinde hızla yataktan doğrularak ayağa kalkmaya çalıştı. Sendeleyerek Deniz'e tutunduğunda avcundaki telefona baktı. Deniz de bakışlarını aydınlanan telefon ekranına çevirmişti. Saate baktı. Saat 8.12'ydi. Deniz bu kadar uzun süredir Evrim'e baktığına inanamadı. Evrim ise bu sırada bir küfür mırıldanarak Deniz'in biraz daha şaşırmasına neden olmuştu. Evrim tamamen ayılmış gözüküyordu. Tutunduğu kolu bırakarak kafasını Deniz'in göğsüne gömdü. Deniz daha ne kadar şaşırabileceğini bilmiyordu. Yutkunarak bir adım geri çekildi. Kalbinin oraya yaslanan bir kediyle daha fazla yaşayamazdı. Kalp atışlarını duymasını istemiyordu.

"Deniz, özür dilerim. Ben sadece beş dakika daha uyuyacaktım." Evrim, Deniz'e yaklaşarak kafasını tekrar göğsüne koydu. "Özür dilerim. Özür... Göğsün çok rahatmış. Bana beş dakika daha verir misin?"

Deniz bu pozisyonda kalacaklarsa ona saatler verebilirdi ama bugün değildi. Evrim'i hafifçe omuzlarından ittirerek kaşlarını çattı. Sinirli gözükmeye çalışıyordu.

İradesiz Aptal Bir Alfa (GXG) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin