Baştan Çıkarıcı Evlılık - NOVEL

80

Ishakan'ı dinleyen Leah, Genin'in kendisine anlattığı hikayeleri hatırladı. Genin, dolunayda bir Kurkan'ın gerçek doğasını ilk kez açıkladığı andan beri kafasında dolaşıyordu. Şimdi aklına sadece bir kelime geldi, şaşkın anılar arasında yankılanıyordu.

Çiftleşme…

Leah'ın suskunluğunu görmek Ishakan'ı güldürdü. Gözleri tamamen açıktı ve dudakları tam bir cümle zar zor kekeleyebiliyordu.

"Ama yara ..."

"Hiçbir şey yapmasam bile iyileşecek," diye omuz silkti.

Ishakan, yere attığı ve hareketsiz yatan çocuğa yaklaştı. Nabzı kontrol etti ve çocuğun hala nefes aldığını doğruladı. "Ölmedi," diye mırıldandı.

Ancak, çocuğun büyük olasılıkla ertesi güne kadar bilinçsiz kalacağını doğruladı. Çocuk bu kadar uzun süredir tacize uğradığından, Leah'a atladıktan sonra tüm gücünü tüketmesi çok doğaldı.

Ishakan çocuğu aldı ve içini çekmeden önce bir köşeye yatırdı. Leah ile göz teması kurmamaya kendini zorluyordu. Endişelenerek yavaşça geri çekildi ve pencerenin demir parmaklıklarına yaslandı.

"Haa ..."

İçini çekti ve saçına dokunmak için elini kaldırdı. Parmakları koyu kahverengi ipliklerine sürtünürken, kolundan aşağı kan aktı. Yara açığa çıktı ve koyu kırmızı kan ipleri dirseğinden aşağı damlayarak yerde bir su birikintisi oluşturdu.

Leah, eylemlerine şaşırmış olan Ishakan'a yavaşça yaklaştı. Pek çok etkileşimleri boyunca, Ishakan her zaman ilk yaklaşan kişi olmuştu. Zihni onu öğle yemeğine götürdüğü anı hatırladı. Büyüleyici şeytani gülüşü ve manyetik altın gözleri zihnine gömülmüştü.

İshakan demir parmaklıklara yaslanarak Leah'a baktı ve durmasını istedi. Kendini dizginlemeye çalıştı ama gözlerinde yanan yılmaz arzuyu gizlemeye yetmedi.

"Gelme Leah," diye homurdandı, sesi kısıtlanmıştı. Ne yaptığının farkında mısın?

"Biliyorum," diye fısıldadı, yüzü kızarmıştı. "Geçen sefer ... Bana en son yardım ettiğin için." Sıcakta bir Kurkan'ın nasıl hissettiğini bilmemesine rağmen, Leah o karıştırılmış içeceği içtiğinde ne hissettiğini açıkça hatırlayabiliyordu. Korkunç bir acı vücudunu ateşledi, ateşli, kaşıntılı ve çaresiz bırakarak kurtulmaya başladı. Ishakan da aynı acıyı yaşıyor olabilir. Yani, bu sefer sana yardım edeceğim.

Vücudunla mı?

"Bu kadar bariz bir şeyi yüksek sesle söylemek zorunda mısın?" Leah biraz utanmıştı ama tereddütle başını salladı.

Naziksin Leah. İshakan gülümserken rahatsızlığını gizlemeye çalışırken gözleri kısıldı. Ama gerçekten başka bir sebebin yok mu?

"……"

Leah cevap vermedi. Aslında hazırlıklıydı. Önündeki adam ona cazip geldi. Onun mantığı, Ishakan'la ilişki kurmaya karşı çıkabilir, ancak vücudu, ona verebileceği zevki hatırladı. Onu çekti, bu yüzden karşılık vermek istedi. -

Leah boynundaki ısının yükseldiğini hissetti. Onun teninin verdiği his, dokunuşunun sıcak samimiyetinden hoşlanıyordu. Birbirine bağlanma şeklini sevdi, zihnini nasıl özgür bırakabileceğini ve herhangi bir endişe veya düşünceden nasıl kurtulabileceğini sevdi. Günlük hayatını geçici olarak da olsa gölgeleyen yükleri ve karmaşık durumları unutabildiği tek anlardı.

Bir kez daha, sadece bir kez daha. Bu sonuncusu.'

Bu kusurlu mazeretin onu yönlendirmesiyle Leah, Ishakan'a yaklaştı. Ishakan'ın gözleri, onu izlerken uğursuzca parladı. Leah yukarı bakmadan önce Ishakan'ın önünde durdu. En kararlı ifade ve toplayabildiği en iddialı sesle, yaklaşırken dedi.

Önce bununla ilgilenmeliyiz, dedi. Sonra doğrudan İshakan'ın gözlerine baktı ve cesurca, nazikçe de onun kolunu küçük ellerinin arasına aldı.

Ishakan kolunu çekti. Sorun değil, diye ısrar etti.

Yalan o kadar açıktı ki, dünyadaki en saf çocuk bile buna inanmazdı. Leah onu duymazdan geldi ve nazikçe yere oturtdu. Sonra karşısına oturdu.

Elbisesinin içi yumuşak kumaştan yapıldığı için, onu yarası için bir bandaja dönüştürmek kolay olurdu. Bununla birlikte, Leah önemli bir parçayı başarıya ulaşmadan koparmaya çalışırken bir süre mücadele etti.

Ishakan müdahale etmeden önce zayıf girişimlerine güldü ve beceriksiz ellerini durdurdu. Ve sonra bir parça yırttı.

"……"

Uzun bir şerit Ishakan tarafından çabucak yırtıldı ve Leah kızardı. Güçleri arasındaki farkı anlayan Leah utanç içinde kaldı. Ishakan bunu anında yapmayı başarırken, o bir parçayı koparmaya çalışıyordu.

Leah yırtık bezi aldı ve dikkatlice ama İshakan'ın koluna sıkıca sardı. Kanama durdu ama sonra İshakan kalın kollarını beline doladı.

Buraya gel, diye mırıldandı.

Ishakan, Leah hâlâ şaşırırken Leah'ı bacaklarının üstüne oturtmuştu. Elinin arkası derin derin nefes alarak boynunu okşadı.

"Hoş bir aroma var ... senden fışkırıyor ..."

İshakan, köle Kurkan'ın kendisine uzun süre önce sunduğu güzel kokulu şarabı koklamış olmalı. Leah biraz gıdıklanarak omuzlarını hafifçe silkti. Bununla birlikte, Ishakan hemen onu daha sıkı tuttu.

Onu bir kez daha yaklaştırarak yüzünü boynuna sürtündü. Ishakan derin bir iç çekti, sıcak nefesi onun tenine değdi.