Baştan Çıkarıcı Evlılık - NOVEL

113

Ishakan'ın sözleri yüzünü kızdırdı. Leah önce onu baştan çıkardığı için reddedemedi bile.

Onu bacaklarının arasına yerleştirerek yatağın başına yaslandı ve terliklerini çıkarmak için eğildi ve onu çıplak ayakla bıraktı. Kalçalarını açmak için eteğini kaldırdığında adını söyledi.

"Ishakan ..." Çekingen bir protesto idi.

"Mahçup?" Ishakan dudaklarını onun saçına dolaştırırken sordu.

Elbette utanırdı. Olmasa garip olurdu. Ama soruyu yanıt almak için sormamıştı.

Öyleyse, gözlerini kapatmalı mıyım?

Bunu istemedi ama başını salladı. Olduğundan daha iyi görünüyordu. Aklında ne olduğunu görünce nefesi kesildi.

"Bu ..."

Hayvanları yakalayarak anladım.

Kayıtsız bir şekilde, Blain'e verdiği mendili salladı. Bunu neden tutuyordu? Ishakan onun şaşkınlığına gülümsedi.

Avladığım canavarı beğendin mi?

Anında kalbi hızla çarptı ve yüzü kızardı, ısı yayıldı. Leah başını eğdi ve Ishakan boynunun arkasını yalayarak gülümsedi.

"Bu kadar hoşuna gideceğini bilseydim, derisini yüzerdim ve sana deriyi verirdim."

"... Bunu yapma." Blain'in cildinin herhangi bir değeri olsa bile, onun başkasına verilmesini istemiyordu. İnkarına karşılık vermek yerine, boynunun arkasını hafifçe ısırdı ve Leah onu itti. Daha önce boynunu örtmek zorunda kalmıştı çünkü onu çok sert ısırmıştı ve tekrar yüksek boyunlu elbiseler giymek istemiyordu. Ishakan protesto eden elini yakaladı ve yaladı.

"Kapa gözlerini Leah."

Mendil yüzünün üzerinden geçti ve Ishakan düğümü ustaca başının arkasına bağladı ve rahatsız olmayacağından emin olmak için dikkatlice kontrol etti.

Senin sayende, bir şeyin farkına vardım, dedi rahatça. "Ben çok kıskancım."

Mendilin altında, Leah gözlerini kırpıştırdı. Kirpikleri beze sürtündü ve gözlerini tekrar kapattı.

"Sen?"

Her zaman çok rahat ve soğukkanlıydı, sunacak çok şeyi olan yakışıklı bir adamdı. Nasıl böyle hissedebilirdi? İnanılmaz görünüyordu.

"Evet, ormanda o gün aynı şekilde hissettim," diye yanıtladı. Gözlerinin bağlı olduğu hissi Leah'ı kendine çekerken tuhaf hissetmesine neden oldu, ayak parmakları kıvrıldı. Seni başka bir adamla hayal edemiyorum ...

Ağzını kapattı ve daha fazlasını söylemedi. Kollarına sarılı olan Leah ne söyleyeceğini bilmiyordu. Kırmızı kulaklarının mendille örtülmesini ancak umabilirdi. Güçlü kolu uzandı ve eliyle kalçasını kavradı, sesi kaşlarını çatmış bir hoşnutsuzluk gibi geliyordu.

Neden kilo almıyorsun?

Leah soruyu duymamış gibi davrandı. İshakan diğer şeylerini beslerken diyetini kontrol etmek zor olmuştu ve iştahı artmış olsa da göremediğinde hâlâ idareli yemekteydi. Ama neyse ki konuyu o zorlamadı. Sormaya devam ederse ne söyleyeceği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Elini sol kolunda hissetmekten irkildi ve diğer elini tutup sağ gögsüne koyarken gülümsedi.

Önce gogsune dokun. Diğerine dokunacağım. "

Tereddüt etti ve sonra nazikçe sıkarak itaat etti. Karnının alt kısmında bir heyecan hissetti ve onun kulağında onun yumuşak kıkırdamasını duydu. Gözleri kapalıyken diğer duyuları arttı, en ufak bir sesi duyabiliyordu ve en ufak bir dokunuşta titredi. Bu gelişmiş duyularla, Ishakan'ın hareketlerini yavaşça taklit etti.

Yavaşça, başparmağı ve işaret parmağıyla göğsünü kıstırarak, göğüslerini okşadı. Kendi n! Göğüs ucunu çimdiklemek onu çok tuhaf hissettirdi. Kraliyet ailesinin gelenek ve görgü kurallarına göre kendine dokunmak ahlaksızlık olarak görülüyordu. Cinsel şehvete düşmemesi gerektiği ve kocasını memnun etmenin onun görevi olduğu öğretilmişti.

Ishakan ona başka bir tabuyu yıkmayı öğretiyordu. O kadar iyi hissetti ki, karıncalanarak bacaklarını gerdi. Hafifçe ayrılırken bacakları titreyerek derin ve gizli bir yeri açığa çıkardı.

Başını omzuna yaslayarak derin bir nefes aldı. Belki de hiçbir şey göremediği için cesur olmak daha kolaydı. Dudaklarını Ishakan'ın boynuna doğru fırçalarken diğer eliyle kolunu okşadı. Ve sonra, onun talimatı olmadan, meme ucunu kıstı ve ovuşturdu. Zevkli hissettirdi.

Çok iyi gidiyorsun Leah.