Baştan Çıkarıcı Evlılık - NOVEL

82

Sıvılarıyla işaretlenmiş güzel yüzünün görüntüsü çok fazlaydı. Arzu kükredi ve İshakan atlayarak onu tek bir hızlı hareketle devrildi. Ellerini yere kazarken üzerine çömelmiş olan Ishakan, bir sevgili olmaktan çok bir yırtıcı hayvan gibi görünüyordu, avın sıkışıp çaresiz kaldığı bir av.

Ani hareketle irkilen Leah bir an donakaldı. Bir inç bile hareket edemedi. Bileğindeki tutuşunun gücünden kaynaklanan bir acı vardı ve birdenbire çılgına dönen ve ona saldıran Kurkan çocuğu hatırlayarak utandı ve korktu.

Hastalıklı durumları onu çılgına çevirmiş ve aklını kaybetmesine neden olmuş olmalı. Bu düşünce onu korkuyla doldurdu ve vücudunu esir alan kişi tarafından fark edilmeyen bir ürperti geçti. Elini sıkarak güldü ve Leah korkusunu yuttu ve ona baktı.

Gerçekten korkmuyorsun. Dudakları neşeyle büküldü ama gözleri tehlikeyle parlıyordu.

Gözleri kilitlendiğinde, erkekliği yeniden sertleşmeye başladı, yumuşak karnını uzattı ve sıyırdı, sert ve sıcaktan nabız gibi atıyordu. Niyeti çok açıktı.

"Eğer düşünüyor olsaydın, kaçmalıydın ..."

Fısıltı, elbiseleri yırtılmadan önce kulaklarına zar zor ulaşmış, göğüs'lerinin pembe nipellerini açığa çıkarmıştı. Ay ışığında çok çekici görünüyorlardı ve hiçbir kurt onları tatma ve tadını çıkarma fırsatını boşa harcamaz. Aklının ışığı bir mum alevi gibi parlıyordu, karanlığa doğru titriyordu ve Ishakan bir uyarı daha yaptı.

"Bu senin son şansın Leah ..."

Bunu kastetti. Eğer onu itip kaçarsa, onu durdurmazdı. Başka bir şans olmayacaktı.

Korku içinde kaynıyordu. Kalbi çarpıyordu. Onu bekleyen tehlikeyi ve zevki biliyordu ve durmadan titriyordu ... ama bu belki de bu onun son şansı başka bir yönden. Ve Leah israf etmemeyi seçti.

Ishakan mantıksız olmaktan kendini alamayacağını söylemişti ...

Aklı başında olsaydı, ilk başta onunla ilgilenmezdi.

Leah cevap vermek yerine uzandı ve ellerini boynunun arkasına kaydırarak onu yaklaştırdı. O ani ateş, dokunuşuyla anında tutuştu ve Ishakan başını çevirerek Kurkan dilinde anlayamadığı bir şey mırıldandı.

"Sen ..." Alçak ve ürkütücü bir uyarıda bulunarak yüzünü ona doğru kaldırdı. "Sen ... gerçekten kötüsün ... aklımı kaybedeceğim ..."

Eli onu kavradı ve aç bir canavar gibi parmaklarının arasındaki tomurcuğu ısırdı, pembe dudaklarından kısa bir inilti kaçarken vücudunda karıncalanma hissi dalgalandı. Yumuşak kemerli kalçaları duyusal bir şekilde yukarı ve aşağı hareket etti.

Hevesli bakışları en ufak bir tepkiyi, en zayıf iç çekişi fark etti. Göğüsleri yukarı doğru şişerek sertleşti ve Ishakan memelerini memnuniyetle bırakarak yırtık giysilerinin kalıntılarını sıyırdı. Hassas elleriyle içgüdüsel olarak vücudunu örtmeye çalıştı ama artık çok geçti. Ishaken onları uzaklaştırdı, gözleri vücudunun üzerinden aşağıya doğru dolaşırken onları kavradı ... ve orada bacaklarının arasından kıvrımlarına yapışan nemli beze baktı.

"Bu nedir?" Parmaklarını iç çamaşırına sürterek alçaktan güldü. Zaten ıslak. Benimkine dokunarak heyecanlandın mı? "

Böyle zamanlarda cehalet gibi görünmesini diledi, ama Ishakan böyle bir fırsatı asla kaçırmadı. Asla itiraf edemezdi. Yüzü her nefeste daha da kızardı ve yüzünü başka tarafa çevirerek devam etmesini bekledi. Bekleyerek anlar geçti ve sonunda geriye baktığında, Ishakan bacaklarını açarak oturmuş, gözlerinde yaramazlıkla çelik çubuklara yaslanmıştı. Kalbinin tam olarak ne istediğini biliyordu.

"Sen yap." Kadın ona gözlerini kırparken şaşkınlıkla güldü. "Yapsaydın çok iyi olurdu ..."

Heyecanı gizlemeyen sessiz bir gülümsemeyle cümleyi bitirmedi. Sabrı zayıflamıştı.

Leah ayağa kalktı ve vücudunun üzerinden geçerek Ishakan'a yaklaştı. Erkekliğine baktığında güvenini kaybetti. O kadar sertti, karnının üzerinde dik durdu ve yavaşça eğilirken tereddüt etti. Ucunda bahçesiyle temas etti, derin bir inilti yankılandı. Bir ritim ararken kalçaları yukarı, aşağı hareket etti.