Baştan Çıkarıcı Evlılık - NOVEL

115

İshakan titrerken, kasları kramp girdi, parmaklarını yavaşça kızın ağzından çekti. İnlemeleri nihayet sakinleştiğinde göz bağını çıkardı. Onu karşılayan manzara onu ağlıyormuş gibi hissettirdi. Beyaz kalçalarını ovuşturan büyük el, döktüğü sıvılarla sırılsıklam olmuştu.

Neye baktığını fark eder etmez elini bacaklarının arasına kasıtlı olarak geri götürdü, elinin arkasını onu ovmak için kullanırken gülümsedi ve o ıslak sesi tekrar çıkardı.

Görünüşe göre onu, yaptığı şeyle yüzleşmeye zorluyordu, ama Leah söyleyecek hiçbir şey düşünemiyordu. Dudakları büzüldü. Kesinlikle cl! Max yapabilmişti.

Aniden, erkekliğinin arkasında baskı yaptığını hatırladı ve Leah onun önünde bacaklarının arasında oturarak yüzünü ona döndü. Pantolonunun önü şişmişti ve Ishakan'ın onu saklamaya niyeti yoktu. Ona şehvetli bir bakış attı ve rahatça arkasına yaslandı. Altın gözleri tutkulu bir ateşle doldu, Leah'ın vücuduna utanmadan hayran kaldı ve gözlerini onunkine doğru kaldırırken yavaşça gülümsedi. Ne istediğini söylemese de çok net ifade etti.

Gözleri arzuyla doldu. Ağlayıp yalvarana ve Maxing yapana kadar sertleşmiş erkekliği onun içine sokmak istedi.

Ama korkuyu hissetmek yerine erotik buldu. Vücudunun alt kısmında bir karıncalanma hissederek yutkundu. Bacaklarının arasına yerleşerek ellerini göğsüne koydu. Ellerini geniş göğsünün, geniş omuzlarının ve kalın kollarının üzerinde gezdirdikten sonra derisini çıplak bırakmak için gömleğini çıkardı. Ishakan sessizce izledi.

Ishakan. Leah kendini geliştirdi. Ben de seni iyi hissettirmek istiyorum.

Ona bir anısını vermek istedi. Günler ve geceler boyunca onu düşüneceğini umuyordu. Yavaşça vücudunun üst kısmını okşayarak bir soru sordu.

"Bunu nasıl yapacağım…?"

Vahşi canavarın gözleri korkutucuydu ama bakışlarından kaçmadı. Ishakan ona baktı ve içini çekti.

"… Ahh." Dudaklarını yaladı, sesi huzursuzdu. "Sürekli… bir şeyleri pervasızca söylüyorsun."

Büyük eli Leah'ın çenesini nazikçe kavradı, işaret ve orta parmaklarını ağzına kaydırdı. Gözleri kısıldı. Sanki onu test ediyormuş gibi parmakları ağzının içinde gezindi.

"Az önce ne düşündüm biliyor musun?" Diye mırıldandı. "Kafamın içine bakabilirsen, şu anda yatak odasından kaçıyor olursun."

Islak parmaklarını dudaklarından çekerek onu sıktı ve yaramaz bir şekilde sırıttı.

"Ağzınla yap."

Sözlerinin anlamını biraz geç anladı ve Leah bakışlarını yavaşça indirdi. Bir şey olursa, erkekliği daha da zordu, kumaşı zorladı.

Tereddütle, kemerini çözdü ve pantolonunu aşağı çekti, iç çamaşırlarını dikkatlice yoldan itti, düz, sertleştirilmiş çubuğunu gösterdi.

Bu…?

Şaşkınlıkla önündeki devasa erkekliğe baktı. Ucu ıslak ve sıvıyla parlıyordu ve bir şekilde ... şiddetli görünüyordu. Geçen gün eline sürmesine rağmen ağzına sokmak hiç aklına gelmemişti. Hatta uyup uymayacağını merak etti. Olabileceğini düşünmedi, öncekinden daha büyük görünüyordu.

Ishakan, sendeleyen Leah'ı izlerken çenesini okşayarak gülümsedi.

Bunu yapabilir misin masum prenses?

Leah kararlı bir şekilde derin bir nefes aldı. Elini sert bir kalçaya koyarak, ateşli erkekliğini diğeriyle kavradı ve başını eğdi. O kadar büyüktü ki onu içeri zorlukla sığdırabiliyordu, dudakları etrafına dolanıyordu. Onun için çok fazla gibi gelmesine rağmen, yukarıdan gelen inlemeler yüzünden denemeye devam etti. Onun gömülmüş gibi **** bir kedi gibi, Ishakan yine gülümsedi.

"Daha derine sokmalısın."

İtaat ederek onu daha da içeri itti. Ucu boğazına ulaşmadan çok uzağa gitmemişti ve sert erkekliğiyle ağzını doldururken ağzı ağladı, gözlerini yaşlarla doldurdu. Ishakan omuzlarını okşadı.

"Aşırıya kaçmayın ..." diye fısıldadı.

Ama sesindeki ateşi duyduğunda pes edemedi. Leah onu olabildiğince derine sokmaya çalışarak tekrar denedi. Gümüş saçları bir şelale gibi etrafına düştü ve Ishakan yüzünü ortaya çıkarmak için onu topladı.

"Ahh, hmmm ..." Yumuşak inlemeler bıraktı, nefesi ateşli bir şekilde nefes nefese kaldı. "Hmm, Leah ... Neden bu kadar seksisin ..."

Artık sessiz kalamayacakmış gibi kafası geriye düştü, derin, erkeksi bir çığlık attı.