Merhaba... Finalden bir önceki bölümle karşınızdayım. Biliyorum bir senedir bekletiyorum sizleri kusura bakmayın lütfen 😇 kaybolan ilham perilerimin bana geri dönmesini bekliyordum🤗
İçim biraz buruk, finalini yapacağım ilk kitabım, kendimi çocuğunu evlendirmiş anne gibi hissediyorum sksjs dilerim beğenirsiniz.*Bölümde geçen Kerim'in yeni takım arkadaşları tamamiyle benim hayal ürünüm normalde Kings'de bu isimlerle oynamadı.*
Keyifli okumalar.
🏀
Parmaklarını sıktığında uzanarak ellerimi ellerinin arasına kaydırdım. "Sakin ol, her şey yolunda gidecek." dediğimde başını salladı ama bunun sadece göstermelik olduğunu kaçamak bakışlarından anlayabiliyordum.
Son üç buçuk aydır harfi harfine bu konuşmayı yapıyor olmamıza rağmen heyecanında gram eksilme olmuyordu. Yeni yetme oyuncular gibi dizleri titriyordu adeta. Euroleague'in oyun anlayışını NBA'nin üstünde gördüğüm için onun burada ne harikalar yaratacağını daha yaşamadan biliyordum fakat o benim ona inandığım kadar kendine inanmıyordu. Ya beceremezsem diye tutturmuş da gidiyordu.
Düzeni belli bir sisteme ayak uydurmuş hatta o sistemi parmağında döndürmüştü. Bu günlere gelmek için ne kadar emek verdiğini az çok biliyordum. Olağanüstü yeteneğiyle bir senede parlayıp buraya gelmemişti. Aynı anda hem okul turnuvalarını hem Türkiye ligini hem de Euroleague'i bir arada yürütmüştü. Ailesinden kalan özgüvensizliği beni çıldırtıyordu. O istedikten sonra başaramayacağı bir şey yoktu fakat bu ezilmişliği ne yaparsam yapayım içinden söküp alamıyordum. Etinden bir parça olmuştu resmen.
Tam içeri gireceğimizde yeniden elimden çekiştirip arenanın yan tarafına ilerletti bizi. Artık tapulu malımız gibi hissediyordum burayı. İçeri girmeden on dakika önce burada konuşmasak olmuyordu.
"Yapamayacağım." dediğinde ona sataşmamak için derin bir nefes alıp dilimi ısırdım. Sakin olacaktım. Onu paylarsam bu hayrına olmayacaktı aksine motivasyonu daha da düşecekti o yüzden aylardır en iyi yaptığım şeyi yaparak elimi yanaklarına bastırıp yüzünü yüzüme hizaladım.
"Geçen sene bugün neler yapıyordun Kerim?"
Yüzünde oyun bozan tatlı bir tebessüm oluştu. "Seni seviyordum." dediğinde gözlerimi devirip gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım fakat pek işe yaradığı söylenemezdi.
"Salak şimdi sevmiyorsun sanki! Şirinlik yapma da cevap ver."
Dudaklarını onu mıncırmak isteyeceğim bir şekilde birbirine bastırıp başını salladı. "Sanırım okuldaki maçtan çıkmış Ülker Arena'ya antrenman için gidiyordum. O zaman hayatım bu ikisinden ibaretti biliyorsun." Kanı çekiliyormuş gibi "Çok zor zamanlardı. Sakatlanacağım diye ödüm kopuyordu." dedi.
İstediğim cevabı almanın verdiği mutlulukla tebessüm ederek baktım gözlerinin içine. "Birbirinden alakasız olan üç alanda takımlarının başarısı için çalışıyordun yani. Okul takımı ne kadar kabul etmesende Gürkan ve senin eline bakıyordu. Evet, arkadaşlarının belli bir tecrübesi vardı fakat kazanmak için yeterli olmadığını çok iyi biliyorsun. Euroleague desen Obra'nın planından bir adım bile sapamazdın. Takım oyunu sizin her şeyinizdi. Kilit oyuncular elbet vardı fakat biriniz çuvalladığında diğeriniz elbet toparlıyordu. Türkiye Ligi, Euroleagueden farklı okul turnuvalarıyla eşdeğer üzerine en fazla sorumluluk yüklenen alandı çünkü orada tüm yabancıları kadroya dahil edemiyordunuz ve dahil olanlardan bir-ikisi bocalarsa oyun komple çöp olabiliyordu. Peki sen bu süreçte ne yaptın Kerim?"
Kaşlarımı kaldırarak gözlerindeki uysal ifadeyi onayladım. "Aynen öyle. Henüz 17-18 yaşında bir çaylağım demedin otuzluk kaşarlanmışları cebinden çıkaracak kadar iyi oynadın ve burayı hakkınla kazandın. İlk sıradan draft edildin Kerim. Buraya gelmesen bile Avrupa'da üst düzey takımlar peşinde pervane olurdu. Kusura bakma ama ben senin gibi mütevazi olamayacağım çünkü hayatta hiçbir şeyden bu kadar gururlanmamıştım. Sana bakmam bile koltuklarımı kabartıyor oğlum, sense küçük bir çocuk gibi buralara kaçıp yapamayacağım diye ağlıyorsun. Zeljkoyu arattırma bana." diyerek arka cebimden çıkardığım cep telefonumu yüzüne doğru salladığımda nemli gözlerinin ardından güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13 Numara
Teen FictionAcıyan yaralarım vardı benim kendime bile itiraf etmediğim, gülüşlerimle sakladığım. Acıyan yaraları vardı onun ne yaparsa yapsın şifasını bulamadığı. Kalbini kalbime denk düşür yaralarımız gibi. Karış tenime, buluşsun ruhlarımız buluşsun ki bi...