7. Mektup

49 5 44
                                    

Merhaba...
Nasılsın?

Bemi sormadın biliyorum ama yine de söyleyeceğim, iyi değilim Barbaros. Gün geçtikçe kötüleşiyorum.

İlaçlar gün geçtikçe daha çok zorluyor, bunu da hep söylüyorum değil mi?  Sıkmıyorumdur umarım seni... Gerçi okumayacaksın değil mi? Bu haykırışlarım asla ulaşmayacak sana, biliyorum. O yüzden belki çekiniyorum bir şeyler demeye. Gözlerim gözlerine bakmazken konuşmaz çok zor Barbaros...

Her mektup aynı soruları sorduğumu biliyorum ama inan ki deli gibi merak ediyorum Barbaros. Gerçi, zaten deliyim değil mi? Deliyiz...

Sen iyileştin ama içinde bir yerlerde benimle delirdiğin Barbaros var, biliyorum... ya da sadece öyle olmasını umuyorum. Gözlerinin gözlerimle birleştiği kısıtlı saniyelerde hissettirdin bana bunu, şimdi unutturmaya çalışma.

Bir gün otururken sormuştum sana, neden gözlerime uzun süre bakmadığını. Neden beni o tarifsiz bakışlarından mahrum bıraktığını...

Bakmaya kıyamadığını söylemiştin, ben böylesine hiç kıymetli hissetmemiştim kendimi Barbaros.

Bakmaya kıyamıyorum ama asla doyamıyorum. Uzun süre bakarsam bitecekmişsin gibi hissediyorum Serat." demiştin bana. Evet, Serat. H harfinin yokluğu beni hiç bu kadar ait hissettirmemişti Barbaros.. Hiçbir şey bana kendimi bu kadar 'evimde' hissettirmemişti, kendi evim bile. Gerçi hatırlamıyorum bile evi. Kardeşlerimin isimleri bile tam olarak yer etmiyor kafamda, simaları ise çok bulanık zaten. Sadece sen kalmışsın kafamda.

Babamın vurduğu kemerlerin acısı bile hafifledi, yüzüme iğrenerek bakan annemin yüz ifadesi silindi hafızamdan. Hakaretlerle uyandığım sabahların kafamda yer etmiş yankılanmaları kalmadı Barbaros. Sen kocaman bir kapı açtın ve çoğu çıkıp gitti saniye beklemeden.

Sadece sen kaldın, senden başka hiçbir şey kalmadı hatırımda. Bir kahvenin kırk yıl hatırı kalır derler ya, senin kahverengi bakışlarının hatırını hesaplayamam Barbaros. Kimse hesaplayamaz.

Özledim seni Barbaros, her bir zerrenin hasretiyle yanıp tutuşuyorum her bir saniye. Yan yana olmamıza rağmen özlemin içimden ayrılmıyordu, peki şimdi ne yapacağım? Ne yapmamı istersin artık ya da sen bir şey yapacak mısın?

Bilmiyorum Barbaros... Bilemiyorum artık.

Söyleyecek kelimem, düşünecek mecalim, kör bir bıçakla kesilirmişçesine işkence edilerek kesilip atılan anılarımın teker teker koparılmasına katlanacak takatim kalmadı. Hevesim kalmadı Barbaros.

Sen beni öyle güzel sevdin ki ben kendimi sevdim.
Sen bana şu bencil hayattan bir beklenti verdin.
Sen bana sebep verdin.
Sen benim isteğimdin,
Sen benim hevesimdin Barbaros.

Peki bunca şeyim olmuşken, her şeyim olmuşken neden bırakıp gittin?

Gittin tamam, kalmanı bekleyemem ama neden geri gelmedin Barbaros?

Neden beni yokluğunla yavaş yavaş öldürmeyi seçtin?

Ne yaparsan yap.... Seni hala çok seviyorum Barbaros.


-26/10/2014

Başka HayatlardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin