Gözlerimi hafifçe araladım. Eliminin üstünde hissettiğim soğuk elle titriyordu tüm bedenim. Ona neden bu kadar yakın hissediyordum, neden ona bu kadar yakınken uzaktım? Tıpkı yıldızlar gibiydi. Dokunsam tutacak gibi ama milyarlarca ışık yılı uzaktaydı sanki. Kusursuz yüzünü yarı kapalı bilincimle görmüştüm ilk kez. Ilk kez öyle görmüştüm, pişmanlıkla bakan gözleri.. Bir hata yapmış gibi bakan o donuk bakışlar, boğazında düğümlenen söyleyemedikleri...
Acı doluydu sanki düşünceleri, bana bakarken dolan o gözleri, titreyen dudakları... Kendine gel Yixing! O senin abin! Hatırlamasan da abin.Taozi öyle dedi abin o senin.
Bütün kemiklerim ağrısa da hiçti bu acılar benim çin. Bilmediğim bir sebepten dolayı acıyordu kalbim. Bu acı vücudumdaki acılardan daha çok yakıyordu canımı. Titreyen elimi yatağımın yanında yatan abimin ipeksi saçlarında gezdirdim. Tüm kaslarım ağrıyordu; yine de onun için yormak güzeldi bedenimi.
" Yixing? "
" A-abi " derken karşımdaki yüze, neden sesim hayal kırıklığıyla çıkıyordu? Neden ona abi demek yakıyordu canımı?
" Abi? Ah! Tabii, abi. Nasılsın? Canın yanıyor mu? Doktorunu çağıracağım. " Elimi aniden doladım a-abimin bileğine. Yüzündeki şaşkın ifadeyle baktı bileğine dolanan elime. Ayaktaki bedeni usulca oturdu az önceki sandalyesine.
" Bir şey mi oldu? "
Hayır anlamında salladım kafamı. Belki içimde çok şey oluyordu ama o yanımda olursa her şey geçecekmiş gibi geliyordu.
" Sadece biraz, biraz yanımda kal." Abimin çemesinin altında birleştirdiği ellini tutarak iki elimin arasına hapsettim
" Böyle kal biraz, yanımda. "
" Yixing, sevgilini hatırlamıyor musun? "
" Sevgilim? Benim sevgilim mi var? "
" Evet yani ben ... "
Kapının tıklatılma sesiyle çevirdim kafamı odanın içindeki uzun koridora. Abim ellerimin arasındaki elini çekerek tekrar çenesinin altında birleştirdi.
" Gir! " dedi abim tok sesiyle, kaşlarını çatıp kapıdan girecek kişiyi görmek için arkasına yaslanıp başını dikleştirerek.
" Hyung, Yixing uyandı mı? "
" Ah Jongin! Tabii, gel uyandı. " sesi tehditkarca dolmuştu odaya abimin. Kapıdan içeri giren bedeni süzerken imalı bakışlar atmayı ihmal etmedi hastane odamdaki yabancıya.
" Merhaba Yixing, ben Jongin? "
" Ohh! Abi, bu.. bu sevgilim mi yoksa? "
" Hah? Sevgili mi? Biz s.. "
" Ohh! Demek Jongin'i hatırladın. "
" Şey aslında .. "
" Tabii ki sevgilisisin değil mi Yi Fan? "
" Tao! Seninle dışarıda biraz konuşabilir miyiz? "
" Abi! "
Sesim istemsizce yükseldi. Neden bilmiyorum ama beni terk edecekmiş korkusu dolmuştu içime.
" Çabuk dön olur mu? " Abim ve Tao, odadan dışarı çıkarken gözümde biriken yaşlara anlam vermeye çalışıyordum. Neden ona baktığım her an mutlu oluyordum da gidişi yakıyordu canımı?
. . . . . . . . . .
" Sen naptığını sanıyorsun Tao? Ne demek sevgilin! Onun sevgilisi benim! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'nunla 365 Gün (Kray Fanfic) (✓)
फैनफिक्शनPantolon; Dsquared2, t-shirt; Armani Jeans, ceket; Mauro Grifoni Denim, ayakkabılar; Armani Jeans, saat; Mecrea- Diesel Dz1371, şal; Silk & Cashmere... Üzerimdeki tüm bu kıyafetler beni yansıtıyordu. Her biri harika bir parçaydı. Alış-veriş yapmak...