𝘣𝘢𝘥 𝘭𝘪𝘢𝘳 {𝘣𝘢𝘬𝘶𝘨𝘰𝘶 𝘬𝘢𝘵𝘴𝘶𝘬𝘪 𝘹 𝘳𝘦𝘢𝘥𝘦𝘳}

Sekizinci Bölüm: "Akşam Yemeği"

Derin bir nefes aldın ve tabağını inceledin; bulunduğun yemek masası seni aşırı geriyordu ve bunun karşında oturan Bakugou ve Camie ikilisi ile çok ilgisi vardı.

Abin, bu ikisini akşam yemeğine davet ettiğinde sövmemek için zor tutmuştun kendini ve yalnız hissetmemek için Akira'yı da davet etmiştin. Neyse ki seni kırmamış ve gelmeyi kabul etmişti.

Yemeğine hiç dokunmadığını ve aşırı dalgın olduğunu masadakiler fark edecek olmalı ki, Camie; sana ve Akira'ya bir soru yöneltmişti:
"Ee kızlar, hayatınızda biri var mı bakalım ya da hoşlandığınız falan?"

Duyduğunuz şeyden sonra Akira ile bakıştınız bir süre ve ardından "hayır" diye mırıldandın. Bu tabii ki de koskoca bir yalandı.

Camie, cevabına şaşırmış gibi duruyordu: "Sizin yaşınızdakilerin birden fazla konuştuğu olmalı bence, herhangi bir ilişkiye kendinizi kapatmayın ve aşkı doyumsuzca yaşayın!"

Abinin boğazını temizlemesi üzerine zorla gülümsedin. Seni sinir etmek için korumacı abi rolü yapmayı çok seviyordu ancak senin abartılı bir duygu durumu yaşayacak hâlin yoktu.

"Akira, ya sen?" diye tekrardan soru yönelten Camie'ye, "neden bunları sorguluyorsun?" dememek için zor tutuyordun kendini.

Akira kibarca gülümseyerek konuştu: "Biri var aslında ama biraz imkansız bir aşk... Boşver yani.."

Akira'nın aylardır Denki'den hoşlandığını ama Denki'nin, kıza; tıpkı Bakugou'nun sana yaptığı gibi abi muamelesi gösterdiğini biliyordun. En yakın arkadaşınla kaderinizin aynı olmasına kahkaha atmak istedin ama kendini tuttun.

İlgisiz gibi görünen Bakugou bir anda Akira'ya sorgulayıcı birkaç bakış attı, bazı şeyleri çözümlemeye çalışırmış gibi görünen bir hâli vardı.

"Kimmiş o?"

Akira, Bakugou'nun sorusuyla birlikte biraz endişelenmiş gibi duruyordu. "B-boşverin, dedim ya, Bakugou abi!"

Arkadaşını, bu muhabbetten çıkarmak istediğin için bir anda konuya dahil oldun ve Bakugou'ya konuyla alakasız bir soru yönelttin, bu sırada tüm akşam yemeği boyunca ilk defa göz göze gelmiştiniz.

Bakugou, bakışlarını yakalayıp, soruna cevap verdiğinde, kalp atışlarının hızlandığını hissetmiştin. Nasıl bu kadar cezbedici olabiliyordu?

Yemeğin geri kalanını Camie, Bakugou ve abinin konuşmalarını dinleyerek geçirmiş ve arada sırada çaktırmadan Bakugou'yu izleyerek ona karşı bitmek tükenmek bilmeyen özlemini gidermeye çalışmıştın.

Ölüm gibi hissettiren bir masaydı ama bunun için yapabileceğin hiçbir şey yoktu; sadece sahte bir şekilde gülümseyip, her şey yolundaymış gibi davranabilirdin.