Bir açıklama yapayım bölüme başlamadan önce...
Arkadaşlar bu kitap, "Monomaxreader" kitabı olarak tasarlanmadı, lütfen bu fikre saygı duyun ve kitabı ona göre okumaya devam edin.
Neyse, bölüme geçelim. ~
***
Sabaha doğru, telefonuna gelen bildirimlerin sesine aldırmamaya çalışarak gün doğumunu izlemeye devam ettin.
Bakugou o gece siz de kalmıştı ve oturma odasında uyuyor olmalıydı, seni ise odandaydın ve bir türlü gözüne uyku girmemişti.
Gece hakkında düşünüp duruyor ve yaşanan onca şeyin sorumluluğu sanki kendi üzerindeymiş gibi hissediyordun.
En başından beri amacın; Camie ve Bakugou'nun arasını bozmak değildi, hatta onlara, "mutluluklar" dileyip, bir şekilde hayatına devam edebilmek istiyordun fakat bugün bir nevi senin yüzünden gözlerinin önünde birbirleriyle kavga edişlerini izlemek zorunda kalmıştın.
Mutlu olman gerekirdi, sonuçta sevdiğin adam sevgilisinden ayrılmıştı ama Bakugou'nun yüzündeki o hayal kırıklığını görmek vicdanını sızlatıyordu.
Akira, tüm bu olanların senin suçun olmadığını söylese de ve sana, bununla ilgili mantıklı argümanlar sunsa da bir türlü içine sinmiyordu işte, suçluluk duygusu bedenini kaplamıştı; yalanlarının altında ezilmek üzereydin.
O sırada telefonunun çalmasıyla birlikte hafifçe irkildin, telefonunun ekranına baktığında ise arayan kişinin Monoma olması seni şaşırtmıştı, gelen bildirimler de Monoma'nın mesajlarından oluşuyordu.
Bir süre sonra telefonu açmaya karar verdin, Monoma'dan ya da bir başkasından kaçmanın bir anlamı yoktu artık. "Alo?"
"Selam, ufaklık. Uyuyor muydun yoksa?"
Gözlerini devirdin. "Sayende o kadar güzel(!) bir gece geçirdim ki, uyku tutmuyor!"
Karşı taraftan bir süre boyunca ses gelmedi. "Bak..gerçekten üzgünüm.."
"Neyse ne," diyerek sözünü kestin, karşındaki sarışının. "...bana herhangi bir borcun yoktu zaten; bu gerçek, böyle bir şerefsizlik yapmanı haklı çıkartmasa da, daha fazla uzatmak istemiyorum. Sadece..."
Yutkundun ve gülümsedin, belki de birazdan ilk defa birine karşı herhangi bir filtre kullanmadan samimi duygularından bahsedecektin. Önceden bunun düşüncesi bile manyakça gelirdi sana, ancak şimdi sadece içini dökmek istiyordun.
"..Sadece tek bir gece de olsa, özel hissetmek isterdim, Monoma. Tek bir gece, yalandan da olsa beni iyi hissettirmeni isterdim. Böyle bir şeyi yapmak zorunda olmasanda en azından beni az da olsa mutlu edecek bir gece geçirmek isterdim. Sanki Camie'den hiçbir eksiğim yokmuş gibi, en az Camie kadar çekiciymişim gibi hissetmek isterdim."
Ota boka dolan gözlerin sinirlerini bozarken kahkaha attın ve zorla konuşmaya devam ettin. "Ancak sen, beni iyi hissettirmek yerine daha da eksik hissetmeme sebep oldun. Keşke bana biraz da olsa saygı duyabilseydin ve birkaç saatliğine, gözlerimin önünde hoşlandığım adamın kız arkadaşıyla flörtleşmeseydin..."
Monoma dediklerinle birlikte bir şeyler söylemeye çalışmış ancak sen, ona yalnızca 'iyi geceler' dileyerek telefonu kapamaya karar vermiştin.
Belki bu kadar tepkiyi hak etmiyordu Monoma, belki de içten içe kendinleydi bütün bu kavgan, hata yapmak ve bu hatalar sonucunda birilerinin üzülmesini görmek istemiyordun daha fazla.
O an daha fazla kimseyle konuşmak ya da onlardan özür falan duymak istemediğine karar verdin. Bunu hak etmiyor gibi hissediyordun çünkü.
Sadece güneşin doğuşunu izlemek ve biraz da olsa huzurlu hissetmek istiyordun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘣𝘢𝘥 𝘭𝘪𝘢𝘳 {𝘣𝘢𝘬𝘶𝘨𝘰𝘶 𝘬𝘢𝘵𝘴𝘶𝘬𝘪 𝘹 𝘳𝘦𝘢𝘥𝘦𝘳}
FanficEijiro Kirishima'nın küçük kız kardeşi olan (y/n), abisinin en yakın arkadaşı Bakugou Katsuki'ye aşıktı. *** *hikayenin, animenin gidişatıyla hiçbir alakası yoktur; tamamiyle günümüz modern dünyasına uyarlanmış olan bir kurgudur.* *yarı texting* *...