- "Yağmur bu kadar sabır benim beynimi altüst ediyor farkındasın dimi, bünye kaldırmıyor" ayaklarımı yere vura vura mutfağa girdim. O kadar kahvaltı, kurabiye hazırladım ama hala nereye gideceğimizi bilmiyorum. Bu durum fazlasıyla gerilmeme neden oluyor, elimde değil. Kendisi arkamdan geleceğine oturma odasından seslendi.
- "Duş alıp geliyorum, konuşuruz" bilmem kaçıncı kez gözlerimi devirip masaya oturdum. Beyfendinin duş almasını beklerken tek başıma kalacaktım ama olsun. Tek başıma yemekten daha iyidir en azından. Telefonumu alıp Yağmur'un internetine bağlandım, en azından sıkılacağımı düşünüp telefon şifresini söyledim. Kendi internetim yerine onunkini kullanabilirim pekâlâ. Öncelikle İnstagramdan bana mesaj yollayan hesaba baktım, belki bir şey bulurum ümidiyle. Konu girdiğim fake hesap değildi, konu o hesabın Derya ismi üzerine açılmasaydı. Sabah uyandığımızda dün akşam yaşananların kenara koyup üzerine yorum yapmamıştık ama içim içimi yiyor diyebilirim. Gün geçtikçe Yağmur'u bu kadar korkutan olayı daha çok çözmek istiyorum, her ne kadar bana yardımcı olmak istemese de bu iş daha fazla uzamazdı. Dün gece ki itirafından bunu anlıyorum, Yağmur korkuyor. Kendi ağzından duyunca garip oldum, o Yağmur Ezra Keskin sonuçta. Benim gözümde sarsılmaz, devrilmez bir yapısı vardı. Hesabı her ne kadar kızacağını bilsemde Yavuz'a yollamaya karar verdim. Bu hesabın arkasında Egemen'in olduğuna emin olsam da daha fazla detay istediğim için araştırmam gerekiyordu. Benim araştırmam göze batacağı için Yavuz bana tam destek atardı. Yavuz'un bana yardım edişleri Yağmur'u çıldırtacak olsa da başka bir alternatif yok gibi. Mesaj atacağım an kapı ziliyle kaşlarımı çattım. Kimin geldiğini bilmiyordum ama az çok Adar'ın olacağını tahmin ediyorum. Kesinlikle Yağmur adına maaş çıkarmış ve bunun sevinci için buraya kadar gelmişti. Bu düşünceyle kahkaha atarak ayaklandım, Yağmur maaş kartını görür görmez kim bilir ne yapardı! Yalın ayak sekerek kapıya ulaştım. Kapıyı açtığım an Adar'ın üzerine atlamak için kollarımı kaldırsam da yabancı yüzle kendimi frenleyip durdum. Adam ani tepkim yüzünden şekilden şekile girerken yüzüme bakakaldı. Bir anlık utançla ne yapacağımı bilmeyerek baktığı gibi ona baktım. Kırklı yaşlarının sonunda gibi dursa da fit bir vücuda sahipti, takım elbise içindeki karizma duruşunu da unutmamak gerek. Esmer tenli, boylu posluydu baya. Fazla incelediğimi düşünerek gözlerine baktım.
- "Ne işin var senin burda" gözlerim şaşkınlıkla açılırken dilimde toplanan tüm kelimeler etkisini yitirdi.
- "Ben mi" diyerek parmağımı kendime doğrulttum. Saçma bir tepki verdiğimin farkındaydım ama adamın da benden pek farkı yoktu. Kendisi de ezberden konuşuyor gibiydi, beni tanımıyorken böyle bir tepki vermesi de çok normal sayılmaz üstelik.
- Senden başka kim olabilir. Ne zaman döndün, ne amaçla geldin bilmiyorum ama bu evden uzak duracaksın!
- Bir dakika, açıklayıcı olur musunuz? Sizi tanımıyorum ve söylediklerinizi de anlamıyorum haliyle.
- "Dalga mı geçiyorsun Derya" tükürürcesine bağırmasıyla sıçrayarak biraz geriledim. Beni Derya sanıyordu, resmen beni Derya sanıyor. Etrafımda kamera şakası var mı diye göz gezdirip içinde bulunduğum olaya anlam vermeye çalıştım. Bagırmasına bakacak olursam bana zarar verecek kapasiteye sahipti adam ama ona bu hakkı veremezdim. Başımı dikleştirip yüzüne tekrar baktım.
- Ben Derya değilim! Kimsin bilmiyorum ama inan bana Yağmur bu şekilde kapıya dayandığını görse hiç iyi olmaz.
- "O nerde" tuttuğum kapıyı sonuna kadar açıp koridora çıkınca neye uğradığımı şaşırdım. Kapıyı kapatmaya gerek duymadım, nasıl olsa adam eve girdiği gibi gidecek birazdan. Daha fazla gitmesine engel olarak kolundan tutup çekiştirdim.
- "Dağ başı gibi mi duruyor burası? Yaşına başına bakıyorum, aman Çise sakin ol diyorum ama beni çileden çıkarmak için zorluyorsun" adam kolunu benden çekip karşıma geçince yüzündeki afallamayla kaşlarımı çattım. Kesinlikle hayra alamet şeyler dönmüyor, ne dönüyorsa beni fazlasıyla aşıyor artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiseleyen Okyanus
Fiksi UmumYAĞMUR VE ÇİSE... Onların gecelerinde kavga, sabahlarında adres sorma vardı... _ "Çok güçlü görünüyorsun ama öyle değilsin, farklısın. Bakışların farklı, hissettirdiklerin farklı, tamamen farklısın ve bu gerçek içindeki karanlığı aydınlatmamı istiyo...