Kaş Almak

138 15 12
                                    

Medyadaki video :
Erkeklerin ve kadınların birarada yemek yemesi (İhsan Şenocak)

HANIM KARDEŞLERİMİZİN DİKKATİNE!!!
MEDYADAKİ VİDEOYU İZLEMEDEN
DİNLEYİNİZ!

بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ

Cenab-ı Hak her insanı ayrı bir güzellikte yaratmıştır. Birlik mührünün açıkça okunduğu insan simasındaki güzellik, fıtrî ve tabiî olanıdır. Bunu muhafaza etmek, sahip olduğu özellik ve güzelliklere şükredip, Allah'ın uygun görüp ihsan ettiği kadarına razı olmak kulluğun bir derecesi ve işaretidir.

Bunun için hayatî ve zarurî bir maslahat yoksa, vücutta bulunan mevcut durumu değiştirmeye gitmemek lâzımdır. Çünkü böyle rast gele yapılan bir tasarruf insanı ağır bir mesuliyet altına sokabilir.

Bir zaruret yokken insan bedeni üzerinde yapılan değişiklikleri şiddetle yasaklayan Peygamberimiz (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ),

   Kadının, kaşını aldırması, inceltmesi yaratılışı değiştirme olarak değerlendirildiğinden her ne surette olursa olsun caiz görülmemektedir. Cenabı Hak şöyle buyuruyor:

   “ALLAH onu, şeytanı lânetlemiş; o da: şüphesiz onlara emredeceğim de ALLAH’ın yarattığını değiştirecekler, dedi. Kim ALLAH’ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür” [1>

   Kadının, kaşını aldırması, inceltmesi yaratılışı değiştirme olduğu gibi insanları aldatmak ve farklı görünmektir, aynı zamanda. Bu nedenle kaşını aldıran ve incelttiren kadına ve bu işi yapana lânet edilmiştir. Abdullah b. Abbas (Radıyellâhü anhümâ) şöyle demiştir:

   “İğreti saç takan, taktıran, kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir.” [2>

Fıkıh alimleri bu hadisten hareket ederek, yüzünde sakal ve bıyık biten kadının onları gidermesinin caiz olacağını; ancak kaşları inceltmenin, tabi şeklinden çıkarmanın, kirpikleri düzeltmenin veya takma kirpik kullanmanın caiz olmadığını belirtirler.

Çünkü diş, kaş ve kirpik birer aza mesabesindedir. Aslında olmayıp sonradan biten yüzdeki kıllar ise bu sınıfa girmediğinden, kadının bunları gidermesin de bir mahzur görülmemektedir. Aynı şekilde kadının bacağındaki kılları gidermesinde de bir mahzur yoktur. Çünkü bu kaş gibi bir uzuv mesabesin de değildir.

Abdullah b. Mesud (Radıyellâhü anh) şöyle demiştir:
    “Allah, dövme yapan ve yaptıran, güzelik uğruna yüz ve kimi kaş tüylerini yolan, dişlerini incelten veya aralarını açarak Allah’ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etsin.” [3>

   Demek ki güzelleşmek için kaş kıllarının bir kısmını veya tamamını aldıran kimseler lanete müstahak olmaktadır. Zamanımızda sosyetik çevrelerde yaygınlaşan kaş inceltme salgını, bazılarını kaşın tamamını yoldurarak boya ile istediği şekli vermeye kadar itmiştir. Dinimiz fıtratın her çeşit bozulmasına karşıdır. Yasağın şiddeti, kullanılan lanet kelimesinden anlaşılmalıdır.

   Yasağın bu derece şiddetli olması özellikle ALLAH’ın yarattığı tabii güzelliği beğenmeyip bozmaya kalkışmaktan dolayıdır. İslâmiyet insan tabiatına en uygun din olduğu için insanların her hal ve hareketlerinden daima tabii olmalarını, suni ve sahte hareket ve fiillerden sakınmalarını istemektedir.

   İnsanın şekli fıtrîdir. ALLAH’ın bahşettiği bu tabiî şekil ve güzelliğin üstünde bir güzellik var mıdır? Şayet daha güzel bir şekil olsaydı, meselâ ALLAH Teala dudaklarımızı kırmızı yaratırdı.

   Fakat eğer kaşlar normalin üzerinde ise veya normal olmayan yerlerde mesela iki kaş arasında çıkıp kişiyi ruhen ve psikolojik olarak hizmet içinde rahatsız ediyorsa, bu kısımlar aldırılabilir. Bu fıtrata müdahale olmayıp, tedavi amaçlıdır ve caizdir.
(Mehmet Talu Hocaefendi)

Fıkıh kitaplarına baktığımızda şu hükmü görmekteyiz:

– Kadını çirkinleştiren yüzdeki tüyler alınır. Erkeklerde görülen sakal, bıyık gibi şeylerin kadınlarda görülmesi halinde; alınması câizdir.

İbn-i Âbidin, sakal ve bıyığın kadında fıtrat olmadığını, bu sebeple (eğer çıkarsa) kesilmesinin (müstehab) olacağını beyan etmiştir! Bu kılları gidermenin en uygun yolu tıraş olmak değil, ağda, pudra veya benzeri tıbbî şeylerle yolmaktır.” (Kadın İlmihali, Mürşide Uysal, s. 370)

Anlaşılan odur ki, dindar hanımın kendini beyine karşı cazip duruma getirmesi müstehabdır. Beyini yabancıların cazibesinden korumuş olma hikmeti de vardır bunda.

Kaşların arasında ya da kaşların kenarlarında biten kıllara gelince:

"Normal kadın kaşının bir şekli (normal sayılan şekilleri) vardır. Bunların dışına çıkan, göze sakil (çirkin) gelen, sahibini çirkin gösteren ve bu yüzden onu rahatsız eden fazla kıllar alınabilir. Normal kaşları, modaya uyarak inceltmek, yerlerini değiştirmek... caiz görülmemiştir." (Prof. Dr. Hayreddin Karaman)

Kadınların yüzlerindeki kılları yolması, kaşlarını inceltmesi, kirpiklerini uzatması konusunun şer'i hükmü İslam alimlerini bir hayli meşgul etmiştir. Hz. Peygamber'in (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) bu konu ile ilgili bir hadisinde;

"Allah yüz tüylerini yolan ve yolduran kadına lanet etsin." (Buhari, 'Libas', 84; Müslim, 'Libas', 120)

buyurmuş olması, bu ifadenin hangi fiilleri kapsadığı İslam hukukçuları arasında tartışma konusu olmuştur.

Alimlerin çoğuna göre; kadının kocasına güzel gözükmek için ve onun izni ile yüzünde, kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık tüyleri) bitmesi halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması, kaşlarının etrafındaki dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz olup, hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz kıllarını yolması ve kaşlarını alması ile ilgilidir.

Malikiler ve bir grup alim ise, bunu yaratılışı değiştirme olarak değerlendirdiğinden hiçbir şekilde caiz görmemekte veya mekruh saymaktadır.

Sonuç olarak, hadiste yasaklanan kıl koparmayı, herhangi bir hastalık veya illet sebebiyle kadının yüzünde sonradan biten ve yüzünü çirkinleştiren yüz kıllarını (sakal, bıyık kılları) koparma değil de, başkalarına güzel görünmek maksadıyla kaşları inceltmek veya yukarı kaldırmak için kaş kıllarını yolmak, almak olarak anlamak daha doğrudur.

İnsan, Allah'a inandığı, inanması ölçüsünde Rabb'inin kendisine emanet ettiği vücudundan ötürü saygılı olması, nimetlerine şükürle karşılık vermesi gereğindendir. Bunun için Müslüman hanımın, Allah'ın (cc) yüzüne verdiği güzelliği bozmadan muhafaza etmesi esere olan saygısının, ruh ve gönül huzurunun manevi ışıltısını yüzüne aksettirerek güzelliğine güzellik katabilmesi ise, eserin sahibi Yüce Allah'a olan sevgisinin ifadesidir. (Dr. Jale ŞİMŞEK)

dipnot

(1) Nisâ Sûresi:118,119
(2) Ebû Davûd, Tereccül: 5, No: 4170
(3) Buhârî, Libâs:84; Müslim, libas:120




El-Hicab (Tesettür/Örtünme)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin