Tesettür Ölçüsü

614 59 45
                                    

Kadının tesettür ölçüsünü sekiz maddede özleştirmemiz mümkündür:

Bedenin tamamının örtülmesi:

Bu şart, kadının elbisesinde aranan bir farzdır. Ayet meali:

Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle de, cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır.”
(Ahzâp-59)

İmam Kurtubî’ye göre bu ilahi fermanda geçen “cilbab” kelimesinin anlamı:

-Bedenin tamamını örten elbise…

Haddi zatında zinet olmaması:

Allah, Kuran’da hanımlara ziynetlerini açığa çıkarmamalarını emretmiştir (Nur-31).

Kadının süs sayılabilecek elbisesi, takıları gibi bilcümle ziynet kapsamına girecek şeyler ile dışarıya çıkması günah sayılmıştır. Bugün kendine tesettür mağazası adını veren firmaların ürettikleriyle sokağa çıkan bir hanım, hayal ötesi bir çıplaklığın pençesine düşmüştür de, farkında değildir.

Hatta saçlarını açsa ve sokağa çıksa, saçlarını yanlış örttüğü halinden daha az dikkati üzerine celp edecektir. Tesettürün maksadı, setr olunmaktır, örtülmektir. Oysa bu tarz tesettür kadını örtmek yerine, kadına dikkat çeker ve bütün haram bakışları üzerine toplar.

(Okyanus_Gibi :
Yani tesettürrden Murâd dikkat çekici olmamak.  Lakin şuan bazı insanlar ÇARŞAF-I ŞERİF giyenlerin toplumda çok dikkat çektiği ve bunun da tesettüre uygun olmadığını dile getiriyor. Malesef yanlış bir cümle. Yanlış bir düşünce.

Tesettürden Murâd bedenini teşhir edecek dikkat çekici giymemektir.)


Dar olmaması:

Bu vasıf hem erkeğin, hem kadının elbisesi için geçerlidir.

Hanımlara defaatle hatırlatılan bu yanlışlık, modern zamanla birlikte maalesef artık erkeklere racî bir tehlike boyutuna ermiştir.

Başımızın belası moda ile erkekler de, erkeklikten firak ettirilip, taytvari, daracık pantolonlara yönlendirilmiştir.

Böylece gerçek tesettürden fersah fersah uzaklaşılmış, bunu bir proje halinde Müslüman erkek üzerinde tatbik edenler, onunla misal bütün azametiyle Yavuz Sultan Selim’in arasını ayırmış, dünün hakiki Müslümanı üzerinde temsil edilen şalvar( geniş pantolon), sarık (başın kapalı olması) gibi giyim sünnetleri unutturulmuştur.

Kendi tesettürlerine dikkat etmeyen erkeklerin, sıkma tulumba kıyafetleri üzerlerindeyken sanki tesettür emri sadece hanımlar içinmiş edasıyla hanım eleştirisine girişmeleri, doğal olarak kadın üzerinde etkili bir tesir bırakmamaktadır.

Ayrıca önemli bir not olarak alalım,
Ferace de belde bulunan
Kuşak,
Kemer,
Bağcık vb. ile bel kısmını daraltıp vücut hattını ortaya çıkarmamalıyız


Açık renkli olmaması:

Erkeklerin sarı ve kırmızı giymeleri, İslam alimlerince pek hoş görülmemiştir. Hanımların ise dikkatleri celb etmemek için cilbablarını koyu renklerden şeçmeleri gerektiği söylenmiştir.

Dikkat edilirse, bütün yasaklar ve ölçülendirmeler, daima ruha tabi ve dış şekli ruha tabi kılıcı bir keyfiyette…

Koku sürülmemesi/sıkılmaması:

Bu vasıf da kadının dışarıda giyeceği elbise ile alakalıdır. Rivayetlerin tamamı incelendiğinde İslam’ın, kadının giydiği dış elbisede koku bulunmasını şiddetle yasakladığı ortaya çıkacaktır. Yine ve daima, ruhî gayeyi tatbike racî…

Karşı cinsin elbisesine benzememesi

Erkeğin giydiği kıyafet tarz, renk vb. açıdan kadının kıyafetine benzememeli, kadının giydiği kıyafet de aynı şekilde erkeğinkine benzememelidir. Hadis meali:

Kadınlardan erkeklere benzeyen ve erkeklerden de kadınlara benzeyen bizden değildir…

Bu ölçüde de, kadın ve erkeğin hakikatini korumaya yönelik ruhun kokusu ve kendisi…

Ve malesef wattpad da öyle kitaplar var ki kadın karakterlerin eşleri olsun, sevgilileri olsun erkek kıyafetini giymekte ballandıra ballandıra anlatıp özendiriyorlar 😔

Kâfirlerin elbisesine benzememesi:

Bu, hem kadına hem de erkeğe şamil bir durumdur. İslamiyet hangi şartta olursa olsun, kâfirlere benzemeyi nehyetmiştir. Kâfirlere itaat şöyle dursun, Kuran’da küçük bir meyille bile olsun kâfirlere benzememeye defaatle, büyük yasaklamalar getirilmiştir (Hud-113).

Hadis meali:

Ruhban elbiselerini giymekten sakının. Kim onlara benzerse benden değildir!”

Modern zamanların moda isimli kıyafet gulyabanisi, İslam kıyafet anlayışıyla bağdaşmadığı gibi onun aynı zamanda candan düşmanıdır.

Mesela, şapkayı müminlerin başına zorla geçirmek isteyenler, Avrupa’dan imal ettikleri moda ile beraber İslam libas keyfiyetinin düşmanlığını yapmışlardır.

Ecdadımız için kıyafet mevzuunda esas olan küffara muhalefettir, bu minvalde, kâfirler yakalarını önden açsa onlar yandan açarlardı. Fakat bugün için vaziyet tam da Allah Resulü’nün (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) ihtar ettiği gibidir, küffar karış karış takip edilmekde, kertenkele deliğine girse arkasından gidilmektedir…

Şöhret elbisesi olmaması:

Bu şart da hem erkeklerde hem kadınlarda aranır. Müslümanın elbisesi mütevazı olmalıdır.

Hadis meali:

Kim dünyada şöhret elbisesi giyerse, kıyamet günü Allah ona zelillik elbisesi giydirir ve o elbisenin içerisinde o kişiyi ateşe atar.”

Başkalarından farklı olmak, övünmek için elbise giyinmek Müslümanlık ahlakından değildir. Marka takıntısına sahip olmak ve giydiği markalar ile övünüp diğer insanları küçük görmek de bu cümledendir.

Yazan: Büşra Sırca

El-Hicab (Tesettür/Örtünme)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin