Şu ana kadar yazdığım en iyi oneshot değil ama McGonnagal için bir şey yapmak istedim.
Eğer kurgusunu yapabilirsem ve tabii ki siz de beğenirseniz bu bölümü ayrı bir kitap haline getirebilirim.
İyi okumalar.
30.04.2021
Minerva, benimle evlenir misin?" Rüzgarın kibarca savurduğu buğday tarlası, küçük kasabanın en tutkulu aşkının mutlu sonuna şahitlik etmişti.
"Evet!" Genç kadın önünde diz çöken sevgilisine gülmüştü. "Evet!" Neşeyle doğrulan genç adam elinde tuttuğu yüzü nişanlısının eline taktı ve onu kendine çekip daha öncekilere benzemeyen bir tutkuyla öpmüştü. İskoçya'nın küçük kenti genç çifte eşlik edercesine daha yeşil, daha canlı görünüyordu.
Tüm günü el ele, gönül gönüle geçiren çift akşama doğru ayrılmışlardı.
"Seni seviyorum Minerva." Genç kadın gülümsedi, ayrılmadan önce son kez yeni nişanlısını öptü.
"Ben de seni seviyorum Dougal." Minerva hayatında hiç hissetmediği kadar mutlu hissetmişti o gün. Gördüğü her şey ona el sallıyor, gülücükler atıyor gibiydi. Dünya mükemmel bir yerdi ve bu mükemmelliği sağlayan Dougal, ona evlenme teklifi etmişti.
Küçük evlerinin önündeki birkaç basamağı neşeyle atlayıp zıplayarak çıkmıştı. Eve girmeden önce çıkardığı ince gümüş yüzüğü kırılabilecekmiş gibi cebine atmış ve tüm gece gülümsemeden edememişti.
~
"Seninle evlenemem Dougal, özür dilerim."
"Minerva!" Uzakta durmuş, seslenmişti adeta. Yanına giderse kendini tutamayacağına emindi çünkü.
"Minerva bekle!" Arkasını dönmüş, koşmuştu. Douglas da peşinden koşmuş, onu takip etmişti.
"Minerva lütfen bekle, konuşalım! Minerva!" Eski nişanlısına yakalanmadan cisimlenebileceği bir karanlık bulmuş ve doğrudan evine cisimlenmişti.
"Minerva?" Birden evin ortasında belirmesinden ürken babası, korktuğu zamanlarda olduğu gibi elini göğsüne götürmüş, ona seslenmeden önce bildiği tüm duaları tekrarlamıştı.
"Özür dilerim baba," Dizleri onu daha fazla taşıyamamıştı, yere düşmüştü. Ellerini yüzüne kapatıp hıçkırmaya başlamıştı.
"Özür dilerim."
~
"Tanıştığımız o kibar çocuğu hatırlıyor musun Minerva? Adı Dougal'dı hatta. Markette peynir satan ailenin kızıyla evlendi, pek de mutlu görünüyorlardı. Kasabanın onlardan daha mutlu olduğuna eminim-"
Devamını okuyacak gücü kalmamıştı.
Demek Dougal evlenmişti, normaldi aslında. Kaç yıl olmuştu ki zaten?
Mektup ellerinde titriyordu, kağıdı fark etmeden buruşturuyordu ve tutamadığı hıçkırıkları boş sınıfta yankı yapıyordu.
Dougal için epey olmuştu demek ki, halbuki o daha dün kabul etmişti evlenmeyi sanki; yarın da reddedecek gibiydi.
"Minerva şu not-" Albus içeri girdiğinde Minerva'yı titrerken görmüştü. Endişeyle yanına koştu, bir büyü, bir lanet altında olduğundan korkmuş ve asasını çıkarmıştı.