Kartopu

144 10 41
                                    

Çok bir şey değil ama kendi başıma geldiğinden beri aklımdan atamıyorum. Yazarınız yine gönül meselelerinde yüzüstü bırakıldığı için çok ilişkimsi şeyler yazacak havasında bile değil.

Yine de düşüncesini atamadığım için ve artık AŞIK LILY YAZMAK İSTEDİĞİM zamanlara geldiğimiz için
(Lily ve Çapulcuların beşinci yılı inanılmaz zevkli olacak)

Buyrun. İyi okumalar!



"Kar yağıyor!"

Yılın ilk karı her zaman önemli olmuştu. Tüm Hogwarts sanki her sene aylarını kar altında geçirmiyormuş gibi bugünü büyük bir heyecanla karşılar ve ilk gün mutlaka tüm aralarda okulun her yerinde bir kartopu savaşı dönerdi.

Lily kar yağdığını geç görmüştü. Derse gitmesi gerekiyordu.

Koridorda koştururken oynayan öğrencilerin gülüşlerine özenerek zindana indi. Lapa lapa yağan kara inat dersleri tabii ki okulun en soğuk ve en penceresiz sınıfındaydı.

Sınıfa girdiğinde cıvıl cıvıl bir sınıfla karşılaştı. Herkes karın heyecanıyla bir an önce derse başlamak ve dersi bitirip koşarak dışarı çıkma istiyordu.

Lily her zamanki gibi Severus'un yanına geçti. Normalde karşısında kalan masada eşleşen James ve Remus ikilisinin yerine bugün Remus ve Peter vardı. İkisi de pek iksir havalarında durmuyorlardı, daha çok, adeta bir pinpon topu gibi oradan oraya giden Siriusla ilgileniyorlardı.

Lily Severus'a döndü, hemen geleceğini söyleyip kızların masasına yaslanan Sirius'un yanına gitti. Profesör gelene kadar onlarla bir sohbete daldı.

Asıl sormak istediği şeyi soramamıştı ama kızların önünde sormak istemiyordu. Slughorn gelip yerlerine geçerken Sirius'u bir anlığına tuttu. "James nerede?"

"Hasta, yatıyor yukarıda." Bu kısa cevaptan sonra ikisi de masalarına dağıldı.

Lily normalde fazla takılmazdı buna. Basitti. Herkes hasta olurdu ve eğer Hogwarts öğrencisiysen hasta olmak tek günde halledilebilecek bir şeydi.

Eğer iyi bir gününde olsaydı, Slughorn'un tebeşirini tahtaya değdirmesiyle derse dönebilirdi ama bu sefer öyle olmamıştı. Dersi dinlemediğini Severus onu dürtünce anlamıştı. Slughorn ona bakıyordu.

"Bayan Evans?"

"E-evet profesör?"

"Daldınız galiba?" Lily tüm vücudunun gerildiğini hissetti. Dalmıştı evet ama neye daldığını bilmiyordu. En son James'i düşünüyordu...

"Heralde kara takıldınız siz de, sınıfın yarısı gibi." Lily Slughorn'un bahanesiyle gülümsedi. "Evet profesör, öyle oldu biraz." Slughorn dersi dinlemeyen öğrencilerine baktı, kitabını kapattı.

Zaten ders anlatası yoktu.

"İyi hadi, çıkın. Zaten kimse dinlemiyor." Öğrenciler ilk başta profesörün dalga geçtiğini düşünse de kimse bunu denemek istemedi. Herkes montunu kaptığı gibi dışarı attı kendini.

Lily bahçeye adım atar atmaz kafasına bir kartopu yemişti. Fırlatıldığı yöne döndüğünde elini karnına bastırıp gülen bir Marlene gördü.

Soğuktan pek etkilenmediğinden eldivenlerini giymeye uğraşmadan direkt karı avuçladı ve fırlattı. Taze kar daha yarı yolda havada saçılırken Marlene'e çarpan tutam bir nohut büyüklüğünü geçmemişti.

"Çöpsün Lily!" Lily Marlene'e kovalamaya başlarken Marlene önüne bakmadan koşuyordu, arkasını dönüp Lily ile alay etmeye uğraştığından önünde dikelen Sirius'u görmedi.

Sirius ona doğru koşan Marlene'i tuttu, tek çelmede yere yatırdı. Lily ona gülerken bir anda kendini yerde buldu. Remus tepesinde gülüyordu.

Bol çelmeli, gülmeli, fazlasıyla ıslanmalı vakit geçmişlerdi. Diğer dersin başlama vakti gelmesine rağmen hiçbiri oyunu bırakmak istemiyordu.

Lily fazla gülmenin getirdiği burun akıntısıyla rezillik çıkartacak bir kaza yaşamadan önce kenara çekildi. Cebinden ıslanmış bir mendil çıkartırken gözü arkadaşlarındaydı.

Artık birbirlerini kara bulamaktan çok beraber kara bulanıyorlardı. Sirius ve Peter daha basılmamış karların olduğu bir yere koşmuş ve kendilerince yatıp yuvarlanıyorlardı. Mary, Remus ve Alice yapmayı beceremedikleri zavallı kardan adamı tekmeliyor, büyük kar kütlelerini birbirlerine vuruyorlardı.

"Keşke James de burada olsaydı."

Lily aklından geçen şeyle bir anda gülümsemeyi bıraktı.

Ona ne oluyordu?

Bu dalmalar, James'i düşünmeler falan neyin nesiydi?

Yabancı bir duyguydu hissettiği. Adını koyamıyordu, anlam veremiyordu ama varlığını iliklerine kadar hissediyordu.

Sadece bugün değil, her zaman.

Yere oturdu, kar onu ıslatırken umursamadan etraftan küçük küçük kar toplayıp kendini oyalamaya koyuldu. Asıl amacı düşüncelerini dağıtmaktı aslında ama başarılı olamıyordu.

"Lily!"

Marlene'in başında neredeyse çığlık atmasıyla kafasını kaldırdı. "Ne?"

"Derse geç kalıyoruz." Lily elini üzerinden kaldırmadığı kardan.. şeye.. baktı.

Gözlerinin etrafına birer halka oymuştu.

Başını sallayarak ayağa kalktı, ayağıyla kardan adamını ezdi. Arkadaşlarıyla beraber yeniden binaya girdi.

Atmaya çalıştığı düşünce yeniden kafasında yankılandı.

Keşke James de burada olsaydı.

Harry Potter OneShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin