Telefonumda yer olmadığı için temizlik yapıyorum, taslaklarda silinmesin diye patır kütür atayım dedimSevgili günlük,
Oldukça garip bir ailem var. Bu hep neşeli oluşumuz ya da bir yere giderken yirmi kişinin altında olmayışımızdan kaynaklı değil.
Ebeveynlerimizin oldukça travmatik bir hayat olmasından kaynaklı,
Mesela annem, ormanlardan nefret ediyor. Dar bir çalılık görmek onu ürkütüyor, suyun altında fazla kalmaktan hoşlanmıyor. Babam, ayın her birkaç günü odasına çekiliyor. Neredeyse bir hafta ona sarılmamıza, yaklaşmamıza izin vermiyor. Zaman zaman aynanın karşısında buluyorum onu, annem gibi kendine bakıyor sanıyordum ama son zamanlarda omzundaki bir yaraya baktığını fark ettim.
Sadece annem babam da değil, Ron amca mesela. Karanlık büyü konusu geçtiği zaman herkesten daha aksi oluyor, konuyu kapatmak için elinden geleni yapıyor. Bazen dalıyor mesela, elinde Dumbledore'dan kalma olduğunu söylediği bir aygıtı defalarca açıp kapatıyor. Bir kere çantasından bir yılan dişine benzer bir şey düşmüştü, görüp korkmuştuk ama bize önemli bir şey olmadığını söylemişti. Güvenlik için olduğunu söylemişti.
Hermoine Yenge de öyle. Kolunda çarpık çurpuk bir yara var, kollarını önünde birleştirdiği zaman sürekli kapatıyor orayı. Fark etmeden mi yapıyor bilmiyorum. Bir kere onlarda kaldığımda işten eve döndüğünde Ron amcaya yürümüş ve ondan kendine birkaç soru sormasını istemişti. Kontrol edilip edilmediğini öğrenmek istiyordu, edilmediğini fark edince de dışarı çıktılar ve bir müddet büyü yapıp öyle girdiler içeri.
Aslında herkeste oluyor bu, George amca aynaların yanında yürümeyi sevmiyor. Percy amca hiçbir zaman ağız dolusu gülmüyor, güldüğünde de etraftakiler arasından ilk sakinleşen o oluyor. Yüzü bazen öyle bir hal alıyor ki sanki hayatında gördüğü en iğrenç şeymiş gibi yere bakıyor ve gözünü oradan ayıramıyordu. Babaannem bazen hala Fred diyor George dayıma, sonra ikisi de çaktırmadan silmeye çalışıyorlar gözyaşlarını.
Ama aralarında en kötüsü Harry enişte sanırım.
Bazen, tam cümlesinin ortasında olsa bile donuyor. Elleri titremeye başlıyor ve alnına uzanıyor. Ginny hala, Ron amca ve Hermoine yenge devreye giriyorlar hemen ama Harry enişte öyle anlarda ulaşılmaz oluyor. Doğru düzgün konuşmıyor. Birkaç kere bayıldığını hatırlıyorum, James ve Albus çok korkmuş, Lily birden ağlamaya başlamıştı. Harry enişte kendine geldiğinde çocuklarına birer birer sarılmıştı ama kimsenin o geceyi atlatabildiğini sanmıyorum.
Bu ilginçlik bize karşı olan davranışlarında gözüküyor.
Bir örnek vereyim mi? Harry enişte, Lily'e hiçbir zaman 'Lily' diye kızamıyor. Kızamıyor diyorum çünkü kızacağı zaman ağzından Lily kaçıracak gibi olunca Luna'ya çeviriyor. Ortaya Liyluna gibi garip bir şey çıkıyor. Babamın dediğine göre Lily, Harry eniştenin annesinin adı. Kendi annesinin adıyla kızına kızamıyor olması ne kadar... ne yazacağımı bilmiyorum bile.
O yüzden, artık on dört olduğum bu iki mayıs gününde, ailemin neden benimle büyük bir kutlama yapmadığını, yapamadığını anladım.
İsmimin neden Victoire olduğunu, ve her 2 Mayıs günü neden asalarını kaldırıp ortalığı ışıttıklarını anladım.
Bizden öncesi, büyük bir karanlıkmış. Bunu bize, kendi çocuklarına yaşatmamak için zaferlerini daima aydınlık tutmaya çalışıyorlar.