indigo night - 2

91 12 0
                                    


nuz - grassland

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

nuz - grassland

"adım liu yangyang, tayvanlıyım, on sekiz yaşındayım, lütfen iyi anlaşalım." 

otomatik bir cümle. 

yangyang yeni bir ülkeye her taşındıklarında o ülkenin dilini öğrenene kadar ingilizce konuşuyor ancak bu sefer durum biraz farklı. çoğunluğun mandarin çincesi konuştuğu bir bölgeye taşındıkları için anadilini konuşuyor. 

yangyang biraz rahatlıyor bu yüzden. almanca ve korece öğrenmek ona tam bir eziyet gibi gelmişken ve henüz onları da tam olarak öğrenememişken yeni bir dile geçmenin yorucu olacağını biliyor. 

bu arada sınıftan çıt çıkmıyor. sınıf öğretmeni yangyang'ı sırtından itekliyor biraz, yönlendiriyor onu daha doğrusu, yangyang da her zamanki en arka sıraya ilerliyor. üç çift bir de tek kişilik düzene göre yerleştirilmiş sıralardan tekli olana oturuyor. bu sıra cam kenarında olduğu için de yağmurlu havayı izleme fırsatı yakalıyor. 

öğretmen kaldığı yerden dersi işleyip zil sesi ile sınıftan çıkarken sınıftan birkaç kişinin ona baktığını hissediyor yangyang ama dönüp bakmıyor. her zamanki gibi, hep yaptığı gibi duvarla bir bütün olacak ve birkaç ay sonra da başka bir şehre ya da belki de bambaşka bir ülkeye taşınacak. 

yangyang kollarını sırasının üstünde birleştiriyor ve alnını yaslıyor, bir kez olsun başını kaldırıp da etrafına bakmıyor. 

yangyang sırf bu yüzden ders de dinleyemiyor aslında. derslerine çoğunlukla evde çalışıyor, okul saatlerinde kimseyle muhattap olmamak için uyuyor taklidi yapıyor. 

böylelikle yangyang'ın okuldaki ilk günü bitiyor. kantine inmek için başını birkaç kez kaldırdığında karşılaştığı altı çift göz haricinde kimseyle gözgöze gelmiyor. 

yangyang eve sessizce gidiyor, sabah babası onu okula bırakırken gördüğü yolları ezberinde ne kadar kaldıysa takip ediyor ve birkaç yanlış sokaktan sonra evine ulaşıyor. 

ev. 

yangyang buraya ne kadar süre ev diyeceğini tahmin etmeye çalışıyor, çok değil bir ay sonra babasının toparlanmasını isteyeceğini biliyor. 

içeriye adımlıyor, mutfaktaki anne babasına kısaca selam veriyor ve odasına çıkıyor. kapının önündeki birkaç koliyi ayağıyla itekliyor, sırtındaki çantayı rastgele bir yere fırlatıyor ve yatağına oturuyor. 

ders, ödev, aklında hiçbir şey yok. 

yangyang ilk günü uyuyarak bitiriyor. 









fine line ¦ nctHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin