dear john

239 19 25
                                    

angst alarm!
one shot

angst alarm!one shot

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sevgili john, 

asla sana göndermeyeceğim bu mektubu kendimi daha iyi hissetmek ve biraz olsun içimi dökebilmek için yazıyorum. 

iki yıl öncesini hatırlıyorum, eminim sen de hafızanı zorlarsan içerisinde bana dair birkaç şey bulacaksındır. eminim hafızanın derinliklerinde bana dair bir anı vardır çünkü iki yıllık fırtınalı ilişkimiz boyunca yapmaya çalıştığım tek şey seni etkilemek ve senden sevgi dolu bir kucaklama kazanmaktı.

ne acı ama. 

iki yıl öncesini hatırlıyorum, henüz on dokuz yaşındaydım, sense yirmi üç yaşında genç bir delikanlıydın. 

sana ilk bakışta aşık olduğumu söylemezsem ikimize yazık etmiş olurum. kapıdan girdiğin ve etrafına ciddi bakışlar attığın o gün sana bir anda vurulmuştum. 

ne yazık ki toy bir kızdım, neyin ne olduğunun farkında değildim ve aklım bir karış havadaydı. kaldırımda yürürken elimi tutmazsan hep tökezlerdim, senin de fark etmiş olmanı umuyorum. en azından bana dair bu saçma anları hatırlamanı umuyorum. 

kapıdan içeri girdiğin andan itibaren gözlerimi senden alamadım ve sen de bunun pekala farkındaydın. ilgi çekmek ve sevilmek her zaman hoşuna gitmişti, bir çiçek bahçesine girip etrafı dağıtmayı seviyordun, benim aksime. 

kısa sürede birkaç tanıdık vasıtasıyla sana ulaşmayı başarmıştım, birkaç mesajlaşmadan ve randevudan sonra sonunda bir ilişkimiz olmuştu. ilişkimizin ilk gününde arkadaşlarınla tanışmaya geldiğimde yakın arkadaşın mark'ın bana kaç ve kendini kurtar demesine o zaman gülmüştüm ama şimdilerde kendime dinlemediğim için kızıyorum. 

seninle ilişkimiz benim için mayın tarlasında yürümek gibiydi, her zaman dikkatli adımlar atmak zorundaydım çünkü çabuk sinirleniyordun. arka cebinde taşıdığın kibritlerinle insanların hayatını yakıp yıkmada bir numaraydın ve bir kereliğine olsun o kibritleri alıp bir kenara fırlatmak istiyordum. 

ilk kavgamızda beni öylesine üzmüştün ki annemin benim için ne kadar endişelendiğini hatırlıyorum. zavallı kadın ben üzüntüden yataklara düştüğümde baş ucumda sabahlamıştı, oysa sen bir kere bile aramamıştın. 

o büyük kavgamızdan ve bir haftalık ayrılığımızdan sonra elinde bir buket çiçekle evime gelmiştin, ben de her şey düzeldi sanmıştım ancak elinde yine bir bahçeden kopartılan çiçekleri fark etmemiştim. 

ilişkimiz daha iyi olmamıştı, her şey aksine giderek kötüleşiyordu. eski sevgililerinle karşılaştığım kafelerde sana nefret ve hüzünle bakan o kadınların gözlerini görmezden geliyordum ancak şimdiki aklım olsa kaçar giderdim. 

gün geçtikçe huy değiştiriyordun. gündüz bana ayıracak vaktin olmadığında geceleri arıyordun. seninle telefonda konuşurken sürekli nasıl davranmam gerektiğini kendime soruyordum ve ilk önce, hiçbir şey demeden önce, o günkü ruh halini öğrenmeye çalışıyordum. 

iki hafta önce telefonlarını cevaplamayı bıraktım, johnny. 

bu mektubu bir de nedenini bilmen için yazıyorum, olur da bir gün sana göndermek istersem diye.

sevgili john, bu iki haftada her şeyi fark ettim. 

derin bir uykudan uyanmış gibi oldum, sırtımda sevgi diye taşıdığım şeyin aslında koca bir yük olduğunu fark ettim. ikimizin bir ilişkisi hiçbir zaman olmamıştı, sen yalnızca benimle takılıyordun bense sana sırılsıklam aşıktım. 

ama, johnny. 

sence de hayatımı bu denli yerle bir etmen için çok küçük değil miydim?

seni öylesine bir partide, tanımadığım bir kadınla öyle görmek için çok küçük değil miydim?

o gece eve ağlayarak döndüm.

belki de tüm hata bendedir diye düşündüğüm bir süreç de oldu, tüm suçu senin üstüne yüklemek beni rahatlatıyor olsa da sana aşıktım ve kendimi de suçlamalıydım. 

belki de tüm hata bendedir, çok safım, her şey bu yüzden olmuş olabilir diye de düşündüm. 

adımı, bir zamanlar dostun olan ama sana ihanet eden kişilerin olduğu 'hainler' listesine eklediğini duydum. 

yine de, johnny. 

on dokuz, senin tarafından böylesine yerle bir edilmek ve toparlanacak gücü kendinde bulamayacak kadar üzülmek için küçük bir yaş. 

seni sevdim, seo johnny. 

seni ilk gördüğüm o gece de, cebinde taşıdığın kibritlerinle beni aleve verdiğinde de, o gece o evden çıkışımı gördüğün anda da. seni sevdim, bu yüzden bakma bana öyle. 

hayatlarını mahvettiğin eski sevgililerinin ya da sana ihanet eden 'hain'lerin aksine seni sevdim. 

toparlanacağım, johnny. 

sen iyi olmasan da ben iyi olacağım. 

elveda. 

merhaba...taylor swift sunbaemi dinlerken aklıma geldi...dear john şarkısından esinlendim...nasıl...

fine line ¦ nctHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin