Selammm!
Ben geldiiim.
Hoşgeldin.Nasılsın?
Bugün kendine inanman için bir yazı ile geldim.
Umarım beğenirsiniz (: (?)
...
Hayat;zor zamanları,kötü günleri sonsuz gibi bir yas içinde yaşayacak kadar uzun değil.
Bir kum saati değil çünkü.Aşağı kısma biriken kum miktarını biliyorsun ama yukarıdan dökülen kumun ne kadar kaldığını bir türlü göremiyorsun.
Sanki günlerine,yaşadığın anlarına göre aşağıda biriken kuma güzel zamanların için beyaz;kötü zamanların için siyah kum döküyorsun.Biriken noktanın karışımı da gri oluyor hayatımız gibi.
Biliyor musunuz bana kalırsa hani siyah beyaz bir hayatımız var,diyorlar ya öyle bir şey yok.
Çünkü asıl mesele tam o ana odaklanmakta değil asıl mesele bütün yaşam çerçeven içerisinde yaşadıklarının oluşturduğu değişimlere odaklanmaktadır.
Peki, dökülmekte olan kumun ne kadar kaldığını göremiyoruz ya hani,hani yaşam her şeyi bekleyip durmak için uzun değil,bir belirsizlik ya;
...o zaman kendi asfaltınımızı döküp,kendi oluşturduğumuz yolda yürümeye ne dersiniz?Hiçbir vakit kaybetmeden kendi yolumuzu bulmaya hazır mısınız?
Tabi bu yol soyut bir yol.Yani şöyle;yeri gelince sevmeyi, alışmayı,hafızadan silmeyi,yeni bir sayfa açıp eskiyi karalamayı,koparmayı bilmekte bir yoldur.Hatta o yolun ilk asfaltını atmaktır.
Hepimiz biliyoruz ki hiçbir şey yapmamak da yalnızca bir zaman kaybından ibarettir.
Belki yeni bir şeye sahip olmuşsundur,belki de sahip olduğunu sandığın şey hiç senin olmamıştır ya da ellerinin arasından kayıp gitmiştir.
Bu kayıp ile ne kadar çabuk tanıştıran o kadar iyidir çünkü ne kadar erken o kadar çabuk alışırsın.
Yas tutacak kadar uzun değil çünkü hayatımız.Her bir saniyesi sizin elinizde ve bu da ya bir kayıp ya da bir fırsata dönüşüyor.
Mesela üzüntüyü kalan çekiyor.Oysa ki kalanlar gidenlerin umrunda değiller.Ki umrunda olsa gitmezlerdi de zaten öyle değil mi?Gitse bile mutlaka arar sorardı...
Sen senden giden için ağlıyorsun, onu özlüyorsun,ismi geçince dışarıya gülümseyip içinden üzülüyorsun falan ama bunlarla değer kazandığın yok ki.Tersine kendine eziyet ediyorsun.
Demeye çalıştığım şu;o içinde tuttuğun üzüntü, öfke,korku gereksiz.Giden gitti,bitti,yalan oldu.Kurtul artık bu duygudan.
İnan ki herkes kendi asfaltı üzerinde,herkes kendi yolunu döküyor.Sen de bırak onları ve kendi yolunu çiz,bul,üzerinde çalış ve kendi yolunda bir adım daha at.
Sonun uçuruma mı çıkar,denize mi,kırlık bir alana mı bilmem ama her ne olursa olsun senin çabalaman sonucunda olan hiçbir şey için üzülme.
Unutma ki kimseye bağlı değilsin ve engebeli yolda kendine en yakın olup ilk yardım edecek de yine sen varsın.Seni düşsen kalksan daimi takip edecek bir tek gölgen yani sadece sen varsın.Herkes gider yine sana sahip çıkan sensindir.
Bu nedenle kimseye aldırış etme.En çok kendini sev ve en çok kendine güven.
Ben sana inanıyorum sen de şüphesiz inan kendine!
Dediğim gibi sonucu ne olursa olsun hem de.Düştüğün yerden devam et attığın adımlara.
Sen inanmaya başla ki inanmayanlar imkanların içerisindeki her şeyin mümkün olduğunu görsünler!
Evet,sen inan ki seni yok sayanlar varolmak için sustuğunu bilsinler.
Şunu asla unutma olur mu?
Sen düştün diye gülenler asıl yükselmenden en çok korkanlardır!
Onlara bu duyguyu tattırmaya hazır olun.
Ben varım sen de var mısın?
O zaman yeni bölümlerde yeni yükselişler seni bekliyor olacak!
Evettt!
Bitti.
Nasıl?Beğendiniz mi hayatınızı?
Var mısınız benim ile yükselmeye?Düşüğümüzde alay edenleri yükselişimiz ile korkutmaya?!
Ne kadar güzel bir kalbin ve o kalbe eş değer yaşaman gerekenler olduğunu hiçbir zaman unutma olur mu?
Seni çok seviyorum!
Bir sonraki bölümde görüşürüzzz💙😘
🤎🤎🤎🤎🤎