İnsanların durgun günlerin hareketli olduğu zamanlar..

73 13 0
                                    


Bugün güne farklı başlıyordum,sanki bir şeyler olacak gibiydi dün ki Aşkın'dan eser yoktu. Bir yandan Nihal'i merak ediyordum. Ama durgundum hiç bişey yapmak istemiyordum. Yataktan kalkıp kahvaltı yapmaya bile üşeniyordum. Saat şimdiden 13.00 olmuştu ben ise hala yatakta idim. Dün hayatla dolu olan bu genç bu gün ölü gibiydi sanki üzerimde ölü toprağı vardı. Yatağımdan Nihal'i görme hevesi ile kalktım, belki kafeye gelir diye düşünerek. Hızlı bir şekilde duş alıp giyinip evden çıktım. Hızlı hareket ediyordum çünkü ya bu gün erken gelip gitti ise evine ya onu göremezsem diye korkuyordum. Kafeye doğru yaklaştıkça içimi heyecan ile birlikte korku kapladı. Bir heves ile çıktım üst kata o yoktu daha gelmemişti sanırım ben her zamanki masama geçtim.
- Beyefendi hoş geldiniz. Bişey alır mıydınız ?
+ Bir Americano rica edebilir miyim ?
-Tabiki efendim
+ Teşekkürler
Ne aç olduğum aklıma geliyordu nede başka bişey tek düşündüğüm o bu gün gelecek miydi onu görebilecek miydim.
Saatler geçtikçe o heyecanlı halim üzüntüye dönüşmeye başladı yüzümdeki neşem gitmişti. Artık umudu kesmeye başlamıştım çünkü 4 saattir oturuyordum ve kafe normalde tıklım tıklım dolu olması gerekirken 4-5 masa anca vardı. Kalkmaya karar verdim yüzümdeki hayal kırıklığı her halimden belli oluyordu. İlçede dolaşmaya karar verdim,belki görürüm hevesi ile..

Artık akşam olmaya başlamıştı her yeri dolaştım hatta evinin önünden 4-5 kere geçtim. Ne camda ne balkonda onu görebildim. Başım öne eğik vaziyette evin yolunu tutmaya karar verdim. Bir yandan da kendim ile konuşuyordum " Zaten ne bekliyordun ki mutlu anlar sonsuza kadar sürer mi sanıyordun,her zamanki gibi hevesin bak yine kursağında kaldı " diye iç çektim. İnsanların işten evlere koşuşturması, arabaların kornaları, dükkanların kapanış sesleri, zihnimdeki sesi susturmaya yetmiyordu. Dahada dibe batıyorum gibi hissediyordum. Mutlu pazarlar derler hani nerede mutlu pazar hepsi yalan sizi seven kişi varsa yanınızda her gün mutlu olursunuz,yada mutlu olmak için bir sebebiniz var ise..
Sokak lambaları altında önüme bakarak yoluma devam ettim tam köşeyi dönüyordum ki birisi ile çarpıştım, ellerinde olan poşetler yere düşmüştü telaşla poşetleri yerden almak için eğildim " Kusura bakmayın efendim benim hatam dedim" ve birde baktım sabahtan beri yüzünü görme ihtimali ile aradığım kişi Nihal'di. Yine donup kalakalmıştım,inanamadım gözlerime.
Oda şaşkınlık ile bana bakıyordu. Gülümseyerek bana ;
- Sizi hastaneye götürelim isterseniz dünkü gibi yine dondunuz kaldınız.
Yüzündeki ifadeye aşık olmuştum. Yanakları al al olmuştu bide o gülümseyince çıkan belediye çukuru gibi olan gamzesi beni o an oraya gömsünler istedim, inan sesim çıkmazdı.
+ İyiyim, iyiyim bu şekilde karşılaşmayı beklemiyordum denilebilir, ben size poşetleri taşımaya yardım edeyim en iyisi diyerek gülümsedim.
- Olur Aşkın bey,buranın insanları hep böyle yardımsever midirler ?
+ Hehe, ben böyleyim desek daha doğru olabilir.
- Himm, niye böyle dediniz ki öteki insanlar yardımsever değil mi ?
+ Yok yok ondan değil, ben buranın insanlarına ısınamadım bıraktığım sıcaklığı bulamadım geri döndüğümde ondan heralde.
- Anlıyorum, ee tabiki insan bıraktığı gibi bulamaz ise eskiyi özler.
Sonra sessizlik oluştu,evine kadar sessiz bir şekilde devam ettik. Rahatsız olmasın diye pek bişey demiyordum yüzüne bakıp gülümsedim.
+ Evinize geldik hanımefendi, bu akşamki şey için tekrardan kusura bakmayın.
- Yok cidden asıl ben size teşekkür ederim bu sohbet ve yardımınız için görüşmek dileğiyle Aşkın bey iyi akşamlar.
+İyi akşamlar dilerim Nihal hanım.
Güzel bir akşam olmuştu ve bütün günün üzüntüsü üzerimden kalkmış gibiydi. Onu gördüğüm de oluşan o tebessüm hala aklımda idi. Gülümseyerek evin yolunu tuttum. Aklımdan bana dediklerini geçiriyordum "Görüşmek dileğiyle Aşkın bey" derken ki yüzündeki ifadeyi mutlu oluşunu hiç bir şeye değişmezdim. Sonunda eve vardım,bir şeyler atıştırıp,yatağıma uzandım bir kuş tüyü gibi hafiflemiştim. Tek düşündüğüm şey Nihal'di.Onu düşünerek uykuya daldım.

Ne diyordu şair;
Sakın umutsuzluğa kapılma çünkü hiç ummadığın anda yeşeriverir umutlar..

Bir Şizofreni Günlüğü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin