Kapı zilinin çalmasıyla gözlerimi açtım, her tarafım tutulmuş bir vaziyette kapıya yöneldim. Kapıdaki kişi kapı zili yetmezmiş gibi kapıya da vurmaya başlanmıştı. Bu durum benim bir nebze de olsa sinirimi bozmuştu. Bir insan bu kadar rahatsız edilmezdi ki. Kapıyı açmamla birlikte Nihal'in korkmuş bir ses tonuyla Aşkın diyerek boynuma atlayışı bir oldu. Elleri titriyor, kalbinin sesini duyabiliyordum, adeta yerinden çıkacakmış gibiydi. Yüzünde de endişeli bir ifade vardı. Biraz sarıldıktan sonra içeriye davet ettim.
+ Dağınıklık için kusura bakma, salonda uyuyakalmışım. Nasıl uyuyakaldığımın farkında bile değilim.
Yüzündeki endişeli ifade yerini kızmış bir ifadeye bırakmaya başlamıştı. Biraz sert bir tavırla;
- Ooo, Aşkın Bey pek bir keyfimiz yerinde.
Uyku sersemi olan ben tabi hiçbir şeyi anlamamıştım. Bu onun daha da sinirlenmesine sebep oldu. Aynı tavırla;
- Aşkın Bey telefonlarımız açılmıyor, mesajlara bakılmıyor, sonra tekrar arayınca ulaşılamıyor diyor umarım bir açıklamanız vardır.
+ Şey, telefon şuralarda olacaktı. Bir dakika Nihal Hanım. Heh burada, bakın şarjı bitmiş şarja takıp açayım telefonu bekleyin.
Telefonu açtığımda Nihal'den gelen bildirimler ekranı kapladı. Beni defalarca aramış ve bana bir sürü mesaj atmıştı. Bana bir şey olduğunu düşünüp endişelenmişti. Direk Nihal'e sarıldım, gözlerim doluverdi, ilk defa üzüntüden değil de mutluluktan gözlerim dolmuştu. Beni düşünerek saatlerce mesaj atıp arayan, hayatımda beni önemseyen birisi olması ne güzel bir şeymiş. Alışık olmadığım için sadece sarıldım kaldım. Ne yapacağımı bilmiyordum ki? Biraz kendimi geri çektim. Gözlerinin içine baktığımda sadece benim iyi olduğuma sevinen bir çift göz beni bekliyordu. Biraz şaşırdı, sonra;
-Ooo Aşkın Bey size ne oluyor bugün daha gün başlamadan bu haller ne?
+ Nihal Hanım valla ne diyeceğimi bilmiyorum. Biraz kendime geleyim.
- Tamam, tamam bende biraz fazla tepki vermiş olabilirim.
+ Mutfaktan kendime su alacağım siz bir şey ister misiniz?
- Bana da su getirirseniz sevinirim
+ Tamamdır, hemen getiriyorum.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfaktan iki bardak suyla salona geri geldim.
+ Öncelikle her şey için kusura bakmayın bu dağınıklık ve sizi endişelendirmek istemezdim. Dün salona uyuyakalmışım. Her yanım tutulmuş sabah sizin ne aramalarınızı nede mesajlarınızı gördüm, sizinle birlikte açtım telefonu şarjı bitmiş, beni aradığınızda da o yüzden ulaşılamıyor diyormuş.
- Bu seferlik affediyorum ama acısını çıkarırım bunun bilmiş ol. Bende sana bir şey oldu diye korktum, endişelendim. Çareyi buraya kadar gelmekte buldum. Bir de siz tek başınıza kaldığınız için insanın aklına kötü şeyler geliyor.
+ Haklısınız ne derseniz yeri var bende nasıl uyuyakaldım bilmiyorum, hala her yerim ağrıyor ve de size karşı şu anda mahcup oldum. Bu arada siz benim evimi nasıl buldunuz? Adresimi söylediğimi hatırlamıyorum.
- İlk olarak sizi aradım açmayınca sizinle tanıştığım kafeye gittim oradakiler sizin yardım ettiğiniz dükkânı tarif ettiler. Sonra da patronunuz burayı tarif etti.
+ Çok çok özür dilerim sizi de uğraştırdım sabah sabah.
- Sabah sabah mı? Aşkın Bey saat kaç oldu hala uyuyorsunuz sanırım.
+Ohoo saat 3 olmuş hiç farkında değilim.
- Dün uyumadınız herhalde?
+ Evet biraz geç yattım uyku tutmadı.
- Benim için sorun yokta sizin gözleriniz doldu demin bana sarıldınız falan iyi misiniz?
+ Yok yok iyiyim mutluluktan oldu sanırım. Ne zamandır böyle hissetmemiştim ne yapacağımı bilemedim. Size sarıldım ve istemsizce gözlerim doldu. Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim bu ince düşüncenize nasıl karşılık vereceğimi bilemedim.
- İyi iseniz sorun yok Aşkın Bey bende apar topar evinize gelmiş bulundum rahatsızlık verdim. Sizin iyi olduğunuzu öğrendiğime göre ben yavaştan kalkayım arkadaşlarım beni bekliyor.
+ Beni düşündüğünüz için tekrardan çok teşekkür ederim Nihal Hanım.
- İyi günler Aşkın Bey bir daha koltukta yatmazsanız sevinirim.
Mesaj yerine iletildi güzelligim, Nihal'im bu saatten sonra akşamları erken yatılacak ve seni merakta koymamak için elden gelen yapılacak. Yüzünde gülümseme ile ayrıldı yanımdan, vay be Aşkın seni düşünen ve sana bir şey olmasından korkan birisi var. Acaba hangi iyiliğimin karşılığı ki, ben bu kadar güzel iyilik yapmış olabilir miyim? İnsan düşünmeden edemiyor. Hep benim kal olur mu? Sen beni, ben seni merak edeyim birbirimizi düşünmekle geçsin ömrümüz.
Ve şair şöyle diyordu;
Birini öyle çok sev ki onu gördüğünde gözlerini ondan alama, alt ve üst kirpiklerin hasret kalsın birbirine ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şizofreni Günlüğü
Krótkie OpowiadaniaKendi yazmaya karar verdiğim kitaptan bir alıntı.. Okuyanlar oy verip, yorum yaparak destek olabilirler. Yeni bölümler yavaş yavaş geliyor bir anda paylaşmak istemiyorum çünkü akıcı vede sıkılmamanız için uğraşıyorum. Takip ederseniz geri dönüş yap...