"Selam."
Jisung'un kulağına ilişen kadifemsi sesle beraber adımları kendiliğinden durdu. Sesinden çok iyi tanıyordu gelen kişiyi. Lakin şaşkınlıktan olsa gerek donup kalmıştı, tepki veremiyordu. Tanrı aşkına, onun burada ne işi vardı?
Minho elleri cebinde bir şekilde Jisung'un yanına geldi. Üstündeki şaşkınlığı, büyüyen gözlerinden anlamak çok da zor değildi. Umursamadı. Koluna astığı poşeti karşısındaki şaşkın gence doğru uzattı ve "Senin için." diye bir açıklama yaptı. Diğerlerinin yanında vermek istemiyordu hediyesini, yanlış yorumlayacaklarını çok iyi biliyordu çünkü.
Jisung sorgulayıcı bakışlarıyla Minho'yu izlerken şaşkınlığı katlanarak artıyordu. Ondan böyle bir jest kesinlikle beklemiyordu.
Kendisine uzatılan poşeti eline aldı ve "Bakabilir miyim?" diye sordu merakla. Belki de yanında açıp bakmasından rahatsız olur, diye düşünerek sormuştu bu soruyu.
Jisung'un bu düşünceli tavrı üzerine omuz silkti Minho ve "Sen bilirsin." diyerek boş olan banka oturdu.
Jisung da Minho'nun yanına otururken poşetteki kutuyu çıkardı ve "Burda olduğumu nerden bildin?" diye sordu. Aldığı hediyedense bu sorunun cevabını daha çok merak ediyordu şu an.
Kendisine yönlendirilen soruyla beraber Jisung'a döndü Minho. İnce uzun parmaklarının arasında yer alan hediye kutusunu inceleyerek içinde ne olduğunu tahmin etmeye çalışıyor gibi görünüyordu.
"Jaemin söyledi. Seni oyalamamı istedi, işleri henüz bitmemiş sanırım."
Aldığı cevap üzerine kendi kendine homurdandı Jisung. 4 saattir ne yaptıklarına dair hiçbir şey bilmiyordu. Ama eğer beklediğine değecek bir şeyle karşılaşmazsa büyük olay çıkaracağı kesindi, onu çok iyi biliyordu.
Kucağındaki hediye kutusunun kapağını açtı sabırsızca. İlk defa yakın çevresi dışında birinden hediye alıyordu. Haliyle heyecanlanmıştı da.
Kutunun içindeki şeyi görmesiyle beraber yüzüne genişçe bir gülümseyiş yerleşmişti. En sevdiği mangalardan birinin video seti tam olarak karşısında duruyordu çünkü. Şu ana kadar aldığı en iyi hediyelerden biri bu olabilirdi.
Minho amacına ulaştığını anladığı an gülümsedi. "Ne seversin bilemedim. İlk başta manga almayı düşündüm ama eminim ki popüler olanların çoğunu okumuşsundur. Ben de o yüzden böyle bir hediye almak istedim."
Jisung'un yüzü aniden asılırken "Teşekkürler ama sanırım bunları bir süreliğine kitaplığımda ağırlamam gerekecek." dedi. Sesindeki hayal kırıklığı anlaşılmayacak gibi değildi.
Minho ilk başta yanlış bir şey söylemiş olabileceğini düşündü. Az önce mutluluktan gözlerinin içi parıldarken şimdi yüzünde buruk bir tebessüm vardı çünkü. Kaşları çatılırken "Bir sorun mu var?" diye sordu. Modundaki değişimin sebebini merak ediyordu.
"Evde dvd player yoktu ama sorun değil, alırım yakın zamanda."
Minho sıkıntıyla ensesini kaşıdı. Hiç o kısmını düşünmemişti. Sadece hediyeye odaklanmıştı.
Aklına gelen fikirle beraber yeniden Jisung'a döndü ve "Bende var aslında. Eğer sen de istersen beraber izleyebiliriz?" dedi soru sorar tarzda. Kabul edip etmeyeceğinden emin değildi bile, ağzından kelimeler çıkıvermişti istemsizce.
Sonradan pişman oldu söylediklerine ve "Ya da istersen direkt sana verebilirim." diyerek toparlamaya çalıştı durumu. Yanlış anlaşılmak istemiyordu sadece.
Minho'nun bu hali güldürmüştü Jisung'u. Şaşırtmıştı da. Ama belli etmedi, "Müsait olduğunda mesaj atarsın." diyerek dolaylı yoldan kabul etti teklifini.
-
fazla sıkmamak için bölümü kısa tutmak istedim ama umarım beğenilir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay Porn // Minsung (Tamamlandı)
FanfictionOkulun inek öğrencisi Jisung, arkadaş grubuna atacağı linki yanlışlıkla sınıf grubuna atar ve ortalık karışır. (Texting + Düz yazı) - Yan shipler; hyunin, changlix, chanmin, markhyuck, renmin.