tanıtım videosunu medyaya koydum görmeyenler için
umarım beğenirsiniz :"
-
Jisung's POV
"Jisung."
Tenimi okşayan sıcak nefesin, yumuşak tonuyla aralandı gözlerim. Bakış açıma giren ilk şeyin Minho'nun hayran olduğum siması olması, dudaklarıma küçük bir gülümseyişin yerleşmesine sebep oldu. Tam da o an, hayatımın sonuna kadar bu şekilde uyanmayı diledim. Gerçek olur muydu, işte orasından emin değildim.
Gözlerim yeniden kapanırken "hm" gibisinden bir mırıldanma sundum. Konuşmaya halim yoktu, hala uykuluydum.
"Telefonun sürekli çalıyor. Sanırım önemli bir şey var. Baksan iyi olur bebeğim."
Dudakları arasından çıkan kelimeleri yavaş yavaş idrak ederken gözlerimi sonuna kadar açtım ve hızla ayrıldım Minho'dan. Sanırım şu an onu son görüşümdü.
"Saat kaç?" diye sordum korkarak.
Korkum onu da endişelendirirmiş gibi kaşlarını çattı ve "8 olması lazım." diye cevapladı sorumu.
Evet, işte şimdi sıçmıştım.
"Benim acil bir işim vardı, yeni hatırladım. Burada bitirsek sorun olmaz değil mi?"
Ellerimi tutarak gözlerimin en derinlerine baktı, sanki gözlerimden her şeyi okuyabilirmiş gibi. "Bu 3 oluyor Jisung. Bilmediğim bir şey mi var? Korkmaya başlıyorum." diye sordu. Haklıydı. Ama böyle önemsiz bir konu yüzünden endişlenmesini istemiyordum.
"Korkmana gerek yok sevgilim. Ben kısa bir telefon görüşmesi yapıp geliyorum."
Minho'nun cevap vermesine izin vermeden merdivenlere yöneldim ve kulübeden çıktım. Gölden uzaklaşarak sessiz bir yer ararken vücudumun her noktası korkudan titriyordu. O kadar korkuyordum ki, telefonumu çıkarıp kaç tane cevapsız arama olduğuna bakamıyordum bile.
Cebimdeki telefon yeniden titrerken sıçrayarak olduğum yerde durdum. Gölden yeterince uzaklaşmıştım. Derin bir nefes alırken telefonu cebimden çıkardım ve aramayı cevaplandırdım.
"Neredesin Jisung? Aramalarıma neden cevap verilmiyor? Süs diye mi aldık biz sana o telefonu?"
Burnum sızlamaya başlarken ses tonuma yansıyan korkuyla cevapladım annemin sorusunu. "Sessizde kalmış, az önce fark ettim."
"Hemen eve geliyorsun."
Yüzüme kapanan telefonla beraber yere çöktüm ve tuttuğum nefesi geri verdim. Kesik kesik verdiğim nefes canımı acıtırken bacaklarımı kendime doğru çektim ve gözlerimi kapadım. Başımı dizlerime yaslarken daha fazla tutamadığım yaşların bir bir dökülmesine izin verdim. Eve gitmeliydim ama korkuyordum. Büyük bir azar beni bekliyordu çünkü.
-
Omzumda hissettiğim baskıyla beraber korkarak başımı kaldırdım ve Minho'ya baktım şaşkınca. Beklemesini söylemiştim ama o yine de yanıma gelmişti.
Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama hemen başımı göğsüne yaslamış ve saçlarımı okşamaya başlamıştı. "Yarım saat oldu bebeğim, üşümedin mi burada?"
Sıkıca beline sarılırken "Çok soğuk." diye mırıldandım. Burnumu çekerken göz yaşlarımı geri göndermeye çalışıyordum. Lakin onlar dinmemek konusunda oldukça ısrarcıydılar, sonu gelmiyordu bir türlü.
"Kalbine kadar her bir zerreni ısıtacağım bebeğim. Gerekirse sonsuza kadar kollarımda kalmana izin veririm ama bunun için ne gerekirse yaparım. Sen yeter ki güven bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay Porn // Minsung (Tamamlandı)
FanfictionOkulun inek öğrencisi Jisung, arkadaş grubuna atacağı linki yanlışlıkla sınıf grubuna atar ve ortalık karışır. (Texting + Düz yazı) - Yan shipler; hyunin, changlix, chanmin, markhyuck, renmin.