Jeongin's POV
Denizden çıktıktan sonra akşam yemeğinde buluşmak üzere anlaşıp evlere çekilmiştik. Gerçi benim başka planlarım vardı ama bundan bizimkilere henüz bahsetmemiştim. Çok da önemli görmüyordum.
Komidinin üzerine bıraktığım kol saatimi ve bilekliklerimi taktıktan sonra giysi dolabına yöneldim. Akşam serin olabileceğini düşündüğüm için kamuflaj desenli ceketimi yanıma alarak hazırlığımı tamamlanmış oldum.
Derin bir iç çekişin ardından bakışlarım Hyunjin'in yatağını buldu. Oraya gidip kokusunu içime çekmemek için büyük bir savaş veriyordum içimde. Son zamanlarda canımı sıkıyordu. Herkese karşı normal yaklaşan kişi bana gelince mesafe koyuyordu. Nedenini çözebilmiş değildim fakat fazlasıyla kırıcıydı.
İstemsiz bir şekilde düşen omuzlarımı düzelttim ve odadan çıktım. Daha fazla orada kalabileceğimi sanmıyordum. Hyunjin'i hatırlatan şeyleri görmek kalbime tuhaf bir baskı yapıyordu. Bu şekilde kendime acı çektirmek istemiyordum daha fazla.
Düşünmeyi bırakarak aceleci adımlarla balkona geçtim. Jisung'u arıyordum ve iç sesim beni balkona yönlendirmişti. Doğru da çıkmıştı. Henüz yemeğe 2 saat vardı ve Jisung bu vakti manga okuyarak değerlendiriyordu. Şaşırtmamıştı.
"Hey Jis!" diye seslendim dikkatini üzerime çekebilmek amacıyla. Fakat o bakışlarını bir kez olsun heyecanla okuduğu mangadan çekememişti. Alışmıştık onun bu hallerine.
Önüne geçtim ve geriye doğru yatırdığım saçlarımı düzeltirken "Nasıl olmuşum?" diye sordum. Siyah kolsuz tişört ve siyah pantolondan oluşan basit bir kombin yapmıştım ama yine de nasıl göründüğüm hakkında fikir istiyordum.
Jisung'un kaşları anında çatılırken mangayı bıraktı ve "Sen hayırdır?" diye sordu haklı olarak. Kombin fikri alacak biri değildim ve o yüzden de bu tepkiyi normal karşılıyordum.
Omuz silkerek "Bir yere davet edildim." diye açıkladım kısaca. Bence gayet net bir cevaptı.
Gelen öksürme sesiyle beraber irkilerek başımı arkama doğru çevirdim hafifçe. Geldiğim andan beri sadece Jisung'a odaklandığımdan olsa gerek, Hyunjin'i fark etmemiştim. Balkonun diğer köşesinde telefonuyla uğraşıyordu. Kalbim anında hızlanmış, ritimlerim düzensizleşmişti. Onu burada, özellikle de böyle bir sohbet esnasında görmeyi beklemiyordum.
"Sana soruyorum lan baksana bana!"
Bacağıma yediğim tekme sonucu girdiğim şoktan çıkarak Jisung'a döndüm. Hyunjin tüm dengemi bozuyordu. Çevremde olanlara odaklanmamı zorlaştırıyordu. Üzerimdeki etkisi büyüktü.
"Ne sordun?"
Benim afallamış halime karşılık göz devirdi Jis. Ardından da sorusunu tekrarladı. "Nereye davetlisin?"
Elim sıkıntıyla başımın arkasını buldu. Ensemdeki saçları kaşırken "Ravn'ın müzik grubu varmış, akşamki konserine davet etti." diye cevapladım. Fakat aklım hala hemen arkamda yer alan Hyunjin'deydi. Onun yanında böyle bir konuşma yapmak rahatsız ediyordu istemsiz. Aslında rahatsız etmesi için hiçbir sebep yoktu ama bunu kalbime anlatamıyordum. Rahatsız oluyor ve sıkışıyordu sürekli.
Beynim Jisung'un dediği hiçbir şeyi algılayamazken Hyunjin'in sinirle yanımızdan ayrılışına odaklandı sadece. Yine aynı şey oluyordu. Yine benim yanımda mesafeli, soğuk ve sertti. Bunun bir sebebinin olmayışı ise kırıcıydı.
"Ben çıkıyorum, geç kaldım." diyerek çıktım balkondan. Kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı. Bu modda olmak bana göre değildi, bu ben değildim. Kolay kolay insanları kafama takarak kendime acı çektirmedim hiçbir zaman. Ama şu an tüm dengelerim sikilmiş durumdaydı ve bunun tek sorumlusu Hyunjin için atan kalbimdi. Acilen kendine getirmeliydim onu.
Tam evden çıkmak üzereydim ki "Gitme." dedi sesine bile tapabileceğim adam.
Ama neden..?
Kaşlarım anında çatılmış, vücudum ne reaksiyon vereceğini şaşırmıştı. Böyle bir durumda ne tepki verilirdi ki zaten?
Arkamı dönme gereği duymadan "Neden?" diye sorabildim sadece. Diyecek başka bir şey bulamıyordum. Harflerin hepsi beynimin içinde oradan oraya koşuyor, mantıklı bir kelime oluşturamıyordu. Gözlerimin önünde beliren tek kelime ise "gitme" oluyordu.
"Onu tanımıyorsun." dedi sakince. İlk defa benimle sakin ve düzgün bir şekilde konuşması şaşırtmıştı açıkçası. Gerçi önüme sunduğu sebebin mantık çerçevesine sığar hiçbir yanı yoktu. Yine de soğuk cevaplarla geçiştirmemesi işime geliyordu.
Arkama dönerek sorgulayan bakışlarımı üzerine diktim. Gözlerimiz kesiştiği an çatılı kaşlarım anında yumuşamıştı. Böyle bir etkiyi ben bile beklemiyordum. Bir insan sadece bir bakış yüzünden bu kadar çabuk yumuşayabilir miydi gerçekten?
İçime kaçmasından korktuğum sesimi kontrol etmek amacıyla hafifçe boğazımı temizledim ve lafa girdim hemen. Konuyu unutmamış olmam mucize gibi geliyordu. "Tanışmak için gidiyorum?" Daha çok soru sorar tarzda kormuştum bu cümlemi. Sorgulamak istiyordum, acıtacak olsa bile "Gitme" diyişinin ardındaki sebebi öğrenmek istiyordum.
"Tanışma." dedi sadece. Uzatmadı yine, kısa cevaplar vermekle yetindi.
Yine de mesafeli değil Jeongin, buna tutun.
İç sesimden aldığım destekle kendimi toparlarken sesimi düz tutmaya çalışarak "Bana bir sebep ver Hyunjin. Bu davranışlarının hiçbiri mantıklı değil ve sen bana mantıklı bir şekilde yaklaşmadığın sürece seni dinlemeyeceğim." dedim. Bu cümleyi kurabilecek gücü bulabildiğim için kendimi tebrik etmeliydim.
Düşündü bir süre. Dudakları aralandı ama herhangi bir kelime dökülmedi arasından. Yine de bekledim ben. O da benim gibidir diye düşündüm, beyninde gezinen harflerin bir araya gelebilmesi için zaman tanıdım ona.
Tanıdığım bu zamanın sonucunda ise aldığım tek cevap "Git." oldu.
Nerede hata yapıyordum tam olarak?
Tamam kalbim yanlış kişi için çarpıyor olabilirdi. Platonik olmamı bile anlayışla karşılayabilirdim. Beni sevmek zorunda değildi sonuçta, ona bunun için kızamazdım. Saçma ve çocukça olurdu.
Ama bana bunları yaşatması için ne yanlış yapmış olabilirdim?
Zamanında yavşayarak hata mı yapmıştım? O mu soğutmuştu?
Neden herkese normal yaklaşan adam bana karşı bu kadar soğuktu amına koyayım?
Anlam veremiyordum bir türlü.
-
bu povu yazarken amk şarkısı "hiç iyi değilim" diyip durdu ya
sorry jeongin her şey şarkının suçu benim bir suçum yok kesinlikle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay Porn // Minsung (Tamamlandı)
FanficOkulun inek öğrencisi Jisung, arkadaş grubuna atacağı linki yanlışlıkla sınıf grubuna atar ve ortalık karışır. (Texting + Düz yazı) - Yan shipler; hyunin, changlix, chanmin, markhyuck, renmin.