Uzunca bir aradan sonra yeniden selamlarr nasılsınız bakalım??
-
Jisung's POV
Saçlarımda gezinen yumuşak dokunuşlarla aralandı gözlerim. Görüşüm henüz bulanıktı, fakat karşımdaki kişinin Minho olduğunu tahmin etmek zor değildi. Tüm geceyi kolları arasında geçirdiğim adam, saçlarımı okşayarak uyandırmıştı beni. Rüya olamayacak kadar güzeldi bu an.
Burnumun ucuna kondurduğu öpücüğün ardından "Günaydın." diyerek gülümsedi. Sadece bu gülümseyiş bile günümün güzelleşmesi için yeterliydi.
İstemeyerek de olsa kolları arasından çıktım ve vücudumu esneterek "Günaydın." diye karşılık verdim. Uzun zamandır ilk defa uykumu tam olarak aldığımı hissediyordum, mutluydum da.
Üzerimdeki yoğun bakışları hissederken kaşlarım hafifçe çatıldı. Minho bir an olsun çekmemişti bakışlarını üzerimden, utanmama sebep oluyordu. Elimle yüzümü gizledim ve "Bir şey mi var yüzümde?" diye sordum. Yeni kalkmıştım, uykulu halimle çirkin de görünüyor olabilirdim.
Yüzündeki gülümseyiş daha geniş bir hal alırken "Hayır." diyerek cevapladı sorumu. Ardından konuyu daha fazla uzatmadan hemen değiştirdi. "Hadi hazırlan, kahvaltıya gidelim."
Bir şey dememe izin vermeden burnumu sıktı ve odadan çıktı. Beni, her köşede kokusunun hüküm sürdüğü odada yalnız bıraktı.
Genişçe gülümseyerek bedenimi yeniden yatağın üzerine bıraktım. Henüz uykum açılmamıştı, kalkıp hazırlanmaya üşeniyordum. Hem sevdiğim adamın kokusuna sarılmak daha cazip geliyordu. Kendimi huzurlu hissediyordum.
-
Tamamlanan hazırlığımın ardından telefonumu cebime koydum ve aşağıya indim. Minho gerçekten de beni beklemişti, diğerleriyle gitmemişti. Yalan yok, bu durum fazlasıyla hoşuma gitmişti, genişçe gülümsemekten kendimi alıkoyamıyordum.
Adım seslerimden olsa gerek, beni fark edince elindeki telefonu kapattı ve yanıma geldi. Kendimi bir anda kolunun altında bulmuştum, kolunu omzuma atmıştı. Kendine has kokusunu bu kadar yakınından solumak sarhoşluk hissi yaratmıştı. Bu yetmezmiş gibi yeni yıkadığı saçlarında parmaklarını gezdirmesiyle beraber şampuanının kokusu ciğerlerime hücum etmişti. Ayakta durmakta güçlük çekiyordum, büyük bir sarhoşluk etkisi vardı üstümde.
"Hadi beraber kahvaltıya geçelim. Kurt gibi acıktım." demesinin ardından kendime gelmiş, başımla onaylayarak karşılık vermiştim.
-
Tatil köyüne bağlı olan bir kafede yapılıyordu kahvaltı. Ayrıca açık büfe kahvaltı hizmeti de sunuluyordu. Jaemin ve ben bu durumu kullanarak tabaklarımızı gereğinden fazla doldurmuştuk. Yer miydim yemez miydim bilmiyorum fakat kurt gibi acıktığıma emindim.
Genişçe bir masada hep beraber kahvaltı yaparken Jaemin aniden sesini incelterek "Isabella geldi imdat!" dedi ve daha çok inlemeye benzer bir çığlık attı. Bu taklidiyle beraber masadakiler anında kahkahayı basmıştı.
1 kişi hariç.
Çene kasları kasılan Mark, sabrının son demlerini yaşadığını vurgulamak istercesine "Canın kaşınmasın." dedi tıslayarak.
Ama Jaemin'in umrunda değildi. Hatta Jeongin bile "Sahile kadar ayaklarını götüne vura vura koşuşunu hatırlıyor musunuz?" diyerek Jaemin'e eşlik etmişti. Masadakiler de bu ikiliye eşlik ederken Mark elindeki çatalı masaya sapladı ve ayağa kalktı. Herkes anında susmuştu, yine beklenmedik bir tepki alınmıştı Mark'tan.
"Ups.. Küçük adam sinirlendi."
Sanırım bu işin sonu ya hastanede ya da karakolda bitecekti.
"Sakin ol Mark, katil olmak için fazla yakışıklısın."
Kendi kendini sakinleştirmeye çalışan Mark başka bir şey demeden kafeden çıkıp giderken Hyuck da ağzını masa örtüsüne silerek peşinden ayaklanmıştı. "Bekle beni yakışıklı!"
"Dostum.. İğrençsin!"
Yüzüm istemsizce buruşurken gözüm Minho'ya takıldı. Hyuck gibi o da ağzını masa örtüsüne siliyordu. Üzüm üzüme baka baka kararırmış gerçekten de, kanıtlanmış oldu.
Bakışlarımız buluştuğu an durdu ve anlamayan gözlerle baktı bana bir süre. Onaylamaz bakışlarımı önüme çevirerek başımı iki yana salladım hafifçe. Adam edecektim zamanla.
"Göbeğim çıkmış lan!"
Bakışlarım Jaemin'i bulurken ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Tişörtünün üstünden göbeğiyle uğraşıyordu aptal. Çevremde 1 tane normal yoktu.
Jeongin ağzındaki lokmayı bitirme gereği duymaksızın "O göbek ne zaman indi ki?" diyerek dalgaya vurdu olayı. Haklıydı da, Jaemin yemek için yaşayanlardandı, yaşamak için yiyenlerden değil.
"Göbeğim ve ben mutluyuz."
"O zaman ben aradan çekileyim?" Renjun'in bu sorusu üzerine Jaemin'in gözleri kocaman açıldı. Yalnız değildi, sofradaki kimse beklemiyordu bu tepkiyi.
"Öyle deme tabaktaki son çikolata dilimim. Sen olmadan nasıl mutlu olabilirim ki?"
Renjun yüzünü buruşturdu ve "İltifat mıydı şimdi bu?" diyerek isyanını dile getirdi. Jaemin'den ne bekliyordu ki? Bezelye tanesi kadar beyni anca bunlara yetiyordu.
Jaemin hemen kendini toparlayarak açıklama yapmaya başladı. Bu çabalarını izlemek istemsiz güldürüyordu. Bir gün bu konuma düşeceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Şaşırtıyordu şerefsiz.
"İltifatın alasıydı hem de. Sen son çikolata diliminin ne kadar değerli olduğunu bilir misin? Herkese nasip olmaz ona ulaşmak."
Ben ikna oldum.
Yine de iğrençti.
Onları kendi haline bırakarak Minho'ya döndüm tekrardan. Sofradan bağımsız telefonuyla uğraşıyordu ciddi bir ifadeyle. Kötü bir şey olma olasılığına karşın endişelenerek telefonuna yaklaştım. Bu kadar ciddi bir ifadeyle neye baktığını merak etmiştim. Ama gördüğüm manzara karşısında pişman olarak geri çekildim anında.
Tanrım lütfen kör olmuş olayım..
"Minho."
Seslenişimle beraber bakışlarını telefonundan çekmeden "Efendim güzelim." diyerek karşılık verdi Minho. Sanki çok önemli bir şeymiş gibi bakışlarını bir an olsun çekme gereği duymuyordu ve bu beni daha çok şaşırtıyordu. Bugün ondan asla beklemeyeceğim şeyler yapıyordu.
"İyi misin sevgilim?"
Kaşları çatılırken bana döndü. Bakışlarımın telefonunda olduğunu anladığı an ise hemen telaşa kapıldı ve telefonunu kapatarak "Açıklayabilirim." dedi. Eli ayağına dolaşmıştı. Aptal.
"Çok geç Minho, göreceğimi gördüm." Giydirme oyunları oynama gibi bir fantezin olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi.
-
İlham gelmiyor imdat!
Güzel bir şekilde toparlayıp final yapacağım artık, uzadıkça saçma geliyor.
Aklımda yeni projeler var, hyunlix severler burada mı???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay Porn // Minsung (Tamamlandı)
FanfictionOkulun inek öğrencisi Jisung, arkadaş grubuna atacağı linki yanlışlıkla sınıf grubuna atar ve ortalık karışır. (Texting + Düz yazı) - Yan shipler; hyunin, changlix, chanmin, markhyuck, renmin.