1 • 48

2.6K 322 285
                                    

Jisung's POV

-

"Jisung, yemek hazır oğlum!"

Çözmeye çalıştığım soruya boş bakışlar eşliğinde bakarken sinirlenerek kalemi masanın üzerine bıraktım ve ayağa kalktım. Artık test görmekten midem bulanıyordu. Şu sınavı bir an önce atlatıp kurtulmak istiyordum.

İsteksiz adımlar eşliğinde mutfağa geçtim ve yemek masasına oturdum. Annem gülümseyerek tabağımı önüme bırakırken "Bak senin için spagetti yaptım." dedi ve kendi tabağını da alarak karşıma oturdu. Yalan yok, kore yemeklerini daha çok seviyordum ama annemin hevesini kırmamak için tepki vermiyordum.

"Çubuklar nerde?" diye sordum masada çubukları ararken.

Unutmuş olabileceğini düşünerek ayağa kalktığımda ise beni durdu ve "Bu çatalla yeniyor hayatım." diye bir açıklama yaptı. Batıya olan özentisini çözebilmiş değildim. Kore'nin nesini sevmiyordu, anlam veremiyordum.

Çatalı elime alarak yemeğimle oynamaya başladığımda "Kaç soru çözdün bugün?" diye sormuştu. Konuşmaktan nefret ettiğim konu açılmıştı sonunda, aman ne güzel.

"Bakmadım. 23 test olması lazım."

Cevabımdan tatmin olmadığını anlamak çok da zor değildi. Kolundaki saate baktı ve "10 dakika içerisinde yemeğini bitirirsen akşama kadar 7 test daha çözebilirsin. Sonrasında da toparlanmak için yardım edersin bize." diye bir açıklama yaptı.

Test çözmek istemiyordum artık, yardım etmek de istemiyordum. Tanrı aşkına, başından beri karşı olduğum şeye yardım etmemi nasıl beklerdi benden?

Söylediklerinin hiçbirini umursamazken "Telefonumu ne zaman alacağım?" diye sordum. Arkadaşlarımın benim için endişelendiğini tahmin edebiliyordum, iyi olduğumu haber vermek istiyordum sadece.

"Bu konuyu konuşmuştuk hayatım, şu an sadece sınavına odaklanacaksın. Sınava kadar telefonunu alamazsın."

Yavaş yavaş sinirlenmeye başlarken ses tonumu yükseltmemeye çalışarak "Telefon umrumda değil. Okula gitmeme de izin vermiyorsun zaten, bari arkadaşlarıma haber vermeme izin ver." dedim. Kendimi sıkıyordum patlamamak için. Karşımdaki kişi annem olduğu için saygı sınırını aşmamam lazımdı.

Elindeki çatalı sertçe masanın üzerine bıraktı ve ellerini çenesinin altında birleştirerek bana döndü. "Arkadaşların yüzünden bu durumda olduğunu unutma. Şimdi yemeğini bırakıyorsun ve direkt odana gidip 30 testi bitiriyorsun. Sonra beraber deneme çözeceğiz, unutma."

Bir şey deme gereği duymadan sinirle odama geçtim ve kapımı kapatarak çalışma masamın başına geçtim. Sinirden ağlamak üzereydim. Nasıl sakinleşeceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. Şu an ihtiyacım olan tek şey Minho'nun sesini duymaktı, bunu biliyordum.

Dolan gözlerim eşliğinde kalemimi elime aldım ve yeniden testlerin arasına gömüldüm. Bu cehennemden kurtulmak için başka çıkış yolum yoktu. Her şeye boyun eğmek zorundaydım.

-

Kapım çalınınca endişeyle önümdeki soruya baktım. Çözemiyordum ve eğer annem çözemediğimi fark ederse işler hiç iyi olmazdı. Cezamı 50 teste yükseltmek istemiyordum.

Başka bir sayfayı açtığımda kapı açılmış ve annemin gülümseyen yüzü karşılamıştı beni. Bu gülüşten korkmalı mıydım?

"Arkadaşın gelmiş hayatım. Kısa bir ara verebilirsin."

Annemin arkasında beliren Minho ile beraber donup kalmıştım. İtiraf etmeliyim ki beklediğim kişi kesinlikle o değildi, ama o olması daha çok mutlu etmişti beni.

Gay Porn // Minsung (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin