17. Bölüm

35 7 15
                                    

"Gelsene bize, Siyaz'ı seversin."

"Daha yeni sizdeydim Ayris, belki daha sonra."

"Ne olacak yahu? Ders çalışırız yine hem."

"Bizimkilere bir sorayım o zaman."

"İzin vermezse annen, bana ver telefonu."

Bahçenin çıkış kapısına yakın bir kenarda durmuş bekliyorduk. Beria biraz kenara geçip kalabalıktan uzaklaştığında gökyüzünü izliyordum öylece, ellerim ceplerimde. Hava biraz yumuşamıştı sanki ama gri bulutlar havayı kasvetli kılmaya devam ediyordu. Keşke kar yağsa...

Bahçe boşalmıştı bayağı. Biraz sonra Beria konuşmaya devam ederken top sektirme sesi duymamla kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Karan, Ali Arda, Emir. Basketbol topunu paslaşarak yürüyorlardı bu tarafa doğru. Karan topu Emir'e verdikten sonra cebinden telefonunu çıkardı. Ne gördü bilmiyorum ama yüzündeki tuhaf ifadeyi telefonda konuşan Beria bile fark etmiş olmalı ki kolumu dürtüklüyordu.

"Tamam anne, geleceğim zaman haber veririm almaya gelir babam."

"Biz bırakırız ya." dedim bir yandan Karan'a bakarken. Beria kafasını iki yana öylesine salladığında "Görüşürüz, öptüm." deyip telefonu kapattı.

"Geliyorum, Hasan abiye de haber vereyim gidelim."

"Tamam babam da gelir zaten az sonra."

Beria servisçi Hasan abiye haber verip geldiğinde Karan'lar da bir iki metre gerimizdeydi. Karan hariç ikisi kafasıyla selam verdiğinde Karan telefonuna bakmaya devam ediyordu. Öylece geçip gittiler yanımızdan.

Endişeler yükleniyor...

"Ne oldu yine?" diyen Beria'ydı.

Biz onların arkasından bakakalmışken tanıdık bir ses ile dikkatim dağıldı. Hayır babam değildi.

"Ay ışıltısı?"

Karan'dan

Okuldan çıktığımızda ileride bekleyen Ayris ve Beria dikkatimi çekti. Büyük ihtimal koçun gelmesini bekliyordu yine. Arda topu sektirerek bana gönderdiğinde başta irkilsem de kavradım hemen. Topun sesinden olsa gerek bazı bakışlar üzerimize çevrilmişti. Umarsamayıp topu sektirdiğimde cebimdeki telefon titreşti. Topu Emir'e yolladığım gibi telefonu cebimden çıkardım ve gelen bildirime baktım. Takım grubundan mesajlar vardı. Mesajların arasında bir isim dikkatimi çekti.

BERCESTE U18

Furkan: Mete.

Bir arkadaşım Ayris'i görmüş maçlarda.

Konuşmak istiyor.

Ne diyeyim?

Mete'den hiç ses çıkmadığında ben mesaj yazdım.

Karan: Sevgilisi var?

Furkan: Öyle mi?

Nereden biliyorsun?

Hiç duymadım da.

Karan: Mete'den duymuştum bir ara.

Furkan: Peki öyleyse.

Arda "Ne oldu? Ne bu ciddi surat?" dediğinde kafamı kaldırdım. "Ne ciddisi? Normal suratım." deyiverdim.

Ay Işıltısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin