suzmoonri: Selam.
Son görülmesi birkaç saat öncesini gösteriyordu. Antrenmanı başlamadan bir süre önceydi yani. Mete'den biliyordum elbette bunu da. Ona ilk mesaj atışımın üstünden iki gün geçmişti. Ve ben anca mesaj atma girişiminde bulunmuştum. Çünkü ilk mesajdaki cesareti kendimde bulamamıştım. Ayrıca ne yazacağım konusunda da tereddüte düşmüştüm. Sonunda ise Beria "'Selam' diyerek başla. Kasma kendini." demişti.
Pekala.
Yapabilirsin kızım!
Aşağıdan araba kapısının kapanma sesi geldiğinde oturduğum minderin üzerinden kalkıp terasın korkuluklu duvarına yanaştım. Mete ve babam gelmişti. Kaşlarımı çattım. Antrenman biteli iki saat falan oluyordu. Çoktan eve gelmiş olmaları gerekiyordu aslında. Neden gecikmişlerdi?
Onlar bahçe kapısını aşıp eve girdiklerinde ben de koridora açılan teras kapısından içeri girdim. Merdivenleri de hızlı sayılabilecek bir şekilde indiğimde Mete spor çantasını kenara koyuyordu.
"Geç kaldınız."
"Sorma abla." dedi kendini koltuğa atarken. Öyle deyince babama baktım. Gergin bir ifadesi vardı. O sırada annem mutfaktan salona giriş yaptığında "Doğru duşa." dedi hemen Mete'ye.
"İki dakika dinleneyim ne olur, zor bir gündü zaten."
"Duşunu al öyle dinlen Mete. Hasta olacaksın terli terli."
"Hastaneye gidip gelene kadar kurudu bile o ter."
Merakla gözlerim büyüdü.
"Hastane mi? Kime ne oldu?"
"Kaptan yaralandı."
Kaptan? Karan olan Kaptan?
"Nasıl oldu?" diye sordum sesimin titremesine engel olarak.
"Biraz dalgın gibiydi bugün. Oyununu da etkiledi. En sonunda da dikkatsizliği ile yaralandı."
Cevap veren babamdı. Ona karşın annem de "Nesi var? Ciddi mi?" diye sormuştu. Eğer benden önce davranmasaydı bunu soran ben olacaktım.
"Kırıldı sandık başta ama hastaneye gidince sadece incittiğini öğrendik. Yine de bu birkaç hafta oynamasına engel olacak. Dinlenmesi şart."
Neydi onu bu kadar dikkatsiz yapan şey? Bir kere Karan oyunu çok ciddiye alırdı. Takım kaptanı olduğu için de sorumlulukları daha fazlaydı elbette. Ve o bunu hakkıyla yapıyordu, en iyi şekilde. Üstelik yakında önemli bir maçları vardı. Kesinlikle kötü bir şey olmuş olmalıydı.
"Yemek hazır olunca beni çağırırsınız." diyerek demin indiğim merdivenleri geri çıktım. Yine terasa geldiğimde açık kalan bilgisayarı kapattıktan sonra Beria'yı aradım hemen.
"Efendim bebeğim. Ay dur sen sormadan söyleyeyim; bebeğimsin, evet eve-"
"Beria..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işıltısı
Teen Fictionsuzmoonri: Umudum yok ama yazacağım... Biliyorum... Bir dizide, bir filmde ya da bir kitapta değiliz. Ama ben sana yazsam, Sen cevap versen, Konuşsak, Bana alışsan, Beni sevsen... Olmaz mı? O kadar mı imkansızız? BojoHoy × Tüm Hakları Saklıdır. |27...