Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
--------
Tek başıma oturduğum karanlık odanın duvarını izlerken Chanyeol'ün yan odadaki varlığını hissettikçe kendimi burada tutmakta çok zorlanıyordum. İçim çok yüksek bir sinir ve demek istediklerimle doluydu ama hiçbirini Chanyeol'e söyleyemediğim iki hafta geçirmiştim.
İki haftadır hayatımda yaşadığım ani değişimle kendimi büyük bir boşluğa düşmüş halde bulmuştum. Chanyeol, Jiyong ve arkadaşlarının yanına gidiyor, beni de gelmem için sürekli ikna etmeye çalışıyordu ama ben gidemiyordum. Kaybettiğim iddiaya bu kadar uymam gururum ve inadım yüzündendi, Chanyeol tüm günü benimle geçirdikten sonra gece oraya gitmek için elini bana uzattığında, ona gitme diyordum, o da bana gel diyordu. Ben gidemiyordum, o gidiyordu, gün boyunca geçirdiğimiz tüm o zamanlar sanki tüm önemini yitiriyordu. Kendimi yalnız bir şekilde yatağımızda yatarken o herifin Chanyeol ile bir şeyler yaşamasına göz yumuyormuş gibi hissederek uyuyamıyordum, yanına da gidemiyordum. Chanyeol neden onunla gelmediğimi sorsa doğru cevabı da veremezdim, kendimi öyle kapana kısılmış hissediyordum ki, anlatamazdım.
Jiyong'a yenildikten sonra, hiç araba sürmemiştim. Flash9'ı kullanasım yoktu, açıkçası o arabanın ruhundan çekiniyordum, yenilgi beni oldukça etkilemişti. Kendimi sürekli olarak nasıl yenildiğimi düşünürken buluyordum, bazen Chanyeol derste beni öyle dalmış buluyor ki, onun bana on dakikadır anlattığı hiçbir şeyi duymamış oluyordum. Ama Chanyeol'e belli etmek istemiyordum, Jiyong'a yenildiğim için üzüldüğümü görmesini istemiyordum, ona hiç umursamadığımı söylemiştim çünkü. Normalde onunla ciddi anlamda her şeyimi paylaşırdım ama bu sefer ona anlatmaktan çok çekiniyordum. Bu da beni çok şaşırtıyordu, kendime şaşırıyordum.
"Baekhyun?" Kapının dibinden kafasını içeri uzatan Chanyeol ilgimi çektiğinde düşüncelerimden uyandım, onu baktığımda kalbime garip bir sancı doldu. Chanyeol'ün ışığa götürdüğü elini gördüm ve mırıldandım. "Açma." Sert sesime karşılık eli ışığın üstünde kaldı. "Sen iyi misin? Bugün bir gariptin." Sesine karşılık iç çektim, anlamamasını umuyordum ama iki hafta sonunda aynı evde yaşadığım insandan artık hislerimi saklamak zor oluyordu. Zaten artık içimden de taşmaya başlamıştı. Ondan neden sakladığımı anlamıyordum, neden söylemek istemediğimi bilmiyordum. Onun neden hiç anlamadığını da anlamıyordum, tam yanındaydım ama hislerimi iki haftadır görmezden geliyor ve mutlulukla yaşamaya devam ediyordu. Her zamankinden daha mutluydu hatta, ya da ben bana battığı için öyle hissediyordum.
"İki haftadır kabul etmiyorsun ama, ben yine soracağım." Derin ve bıkkın bir nefes verdikten sonra kapının arkasından çıkıp bana baktı. "Bugün bir yarışa katılacağım. Sokak yarışı, söylemiştim ya." Ne zaman söylediğini hatırlayamadığımda gözlerine boş boş bakmaya devam ettim. "Neden birlikte gitmiyoruz? Belki bu sefer geçerim seni." Yüzünde bir gülümseme oluşurken karanlık odada bana doğru yürüdü, sözleri onu gülümsetmişti ama beni korkutmuştu. Ben yarışmak istemiyordum ki.
"Arkadaşların da gelecek mi?" Çenemi dizlerimin üstüne koyup ona baktığımda güldü. "Anlatmıştım ya sana, Jiyong düzenliyor yarışı." Bir anda yüzü düştü. "Beni dinlemiyor muydun sen?"
Ofladım. Nasıl dinleyebilirdim ki? O sürekli Jiyong'dan bahsederken benim neyi dinlememi bekliyordu? Bu durum iyice sinirlerimi alt üst ediyordu benim, çenemi dizlerimden kaldırdım. "Dinlemiyordum." dediğimde düşen yüzü daha da üzgün bir hal aldı, ama ben sinirimi kontrol edemedim. "Geceleri benimle kalmak yerine sürekli çıkıp gitmeseydin belki dinlerdim."
Beni neredeyse her gece yalnız bırakmasının içime inanılmaz dokunması sözlerime taştığında Chanyeol şaşkın bir ifadeyle bana baktı. "Ama seni çağırıyordum, sen gelmek istemedin." Bu saf bakışları beni iyicene sinirlendirdi, güldüm ve ayağa kalkarken söylendim. "Chanyeol, hiçbir şeyi anlamıyormuşsun gibi bakmayı bırak artık bana." Üstünde doğru yürüdüm. "Başka bir adam için gittiğin bir yere peşinden mi gelecektim? Sen benimle durmak istemezken?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Greetings From The Flash9 || Chanbaek
FanficEvet, dedem koymuş adını. Amerika'ya gidip arabayı bizzat ilk elden aldığında kaldığı otelin önünde bir araba dururmuş, bir tekeri patlakmış. Ne zaman otelden çıksa ilk gördüğü o tozdan griye dönmüş araba ve üstünde kırmızı etiketle yapıştırılmış ya...