Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
--------
Twenty One Pilots - The Hype
Pembe saçlı moda teröristiyle aynı bölümü okuduğumuzu geçirdiğimiz garip otobüs yolculuğu sonrası aynı fakülteye, ardından da aynı sınıfa girdiğimizde fark etmiştim. İkimiz de makine mühendisliği okuyorduk, onun dış görünüşüne bakılırsa daha çok sanatsal bir şeyler okuyacağını düşünmüştüm ki bu berbat bir önyargısal çıkarım olmuştu. İlk gün ikimiz de birbirimizden utanıp sınıfta başka yerlere otursak da öbür gün geldiğinde otobüste yeniden karşılaşmış, ardından da sınıfta birlikte oturmuştuk ve şimdi çoğunluğu erkek olan aptal saptal sınıfımızdan çıkıyorduk.
"Çok rahatladım." Yanımda sessiz sessiz yürüyen Chanyeol'e döndüm. Ne dediğini pek anlamamıştım. "Seung ve ekibinin hiçbiriyle aynı fakülteyi kazanmadığım için yani. Onları bir daha görmek istemiyorum."
"Evet, fark ettim görmek istemediğini. Otobüsteler diye binmemiz gereken duraktan iki durak sonra indik." Ben kendi kendime bu oğlana uyduğum için azar çekerken Chanyeol güldü. "Yanımda gelmek zorunda değildin." Bana bakıp salak güzel dişlerini aça aça güldüğünde gerçekten bu kadar mutlu olmasını asla anlayamıyordum. Kaşlarımı çattım. "Neden bu kadar mutlu birisin sen?"
Chanyeol çatılan kaşlarımla aslında izlemeye üstün derecede rahatsızlık yaratan bir istek duyduğum gülümsemesini söndürdü, gerçekten güneş falan kararmıştı o gülmeyi bıraktığında, şaka yapıyorsam şerefsizim bu kadar net konuşuyorum.
"Ah, bilmem." Pembe saçlarını sallayarak önüne dönüp elindeki defterine daha sıkı sarıldı ve hafif gülümsedi. "Annemden öğrendim sanırım bunu. Hep gülümsemem gerektiğini söylerdi, durum ne kadar zor olursa olsun." Bana baktı, gözlerinin güneşte ballaşan kahverengisi çok hoştu. "Annem gülümsediğimde çok güzel göründüğümü söylüyor. Gülümsediğimde istemese bile benim için istediğim şeyleri yapardı. Bu yüzden ondan bir şeyler isterken diğer çocuklar gibi ağlamazdım, tam tersi gülerdim."
Gerçekten, annesine ancak bu kadar hak verebilirdim. Büyük ihtimalle gülümseyerek şu çalılıklara gel de seni bir öldüreyim dese aa ne güzel bir teklif bu diyerek kabul ederdim. Aptallık derecesinde sarhoşluk etkisi veriyordu gülümsemesi bana. Dün tüm gün gülümsemesini düşünmeme şaşmamalıydı.
"İnsanlara istediğini yaptırmak için mi gülümsüyorsun yoksa zorlukları yenmek için mi?" Yokuş aşağılaşan yoldan hızlı hızlı inmeye başladığımızda omuz silkti. "Sanırım ikisi için de değil. Sadece, bir alışkanlık oldu. Nefes almak gibi." Yeniden gülümsediğinde iç çektim ve önüme döndüm. Çocuk bende sevgi damarlarını açıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Greetings From The Flash9 || Chanbaek
Hayran KurguEvet, dedem koymuş adını. Amerika'ya gidip arabayı bizzat ilk elden aldığında kaldığı otelin önünde bir araba dururmuş, bir tekeri patlakmış. Ne zaman otelden çıksa ilk gördüğü o tozdan griye dönmüş araba ve üstünde kırmızı etiketle yapıştırılmış ya...