Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
--------
Scooby Doo Where Are You Theme Song
Bomboş otobüs yavaşça yeni bir durakta dururken otobüsün en arkasında, cam kenarının yanındaki koltuğa çökmüş haldeydim. Otobüs neredeyse tüm şehri dolaşmış, içi dışına taşacak kadar dolmuş ve en son durak olan üniversite yoluna saptığında sadece üç kişi kalmıştık. Üniversite hayatımın ilk gününe ulaşmak için yeşil bir otobüsün içinde Scooby Doo şarkıları ile dolu müzik listemde tek bir şarkıyı tekrara almış, camdan çok da dışarı bakmayarak çantama sarılı oturuyordum. Kendimi hazır hissetmediğim iki şey vardı: İlki birazdan otobüse binecek hayatımın aşkıydı, ikincisi ise üniversiteydi. Ben elbette hazır hissetmediğim tek şey olduğunu sanmaktaydım.Sürekli dönüp duran sadece bir dakikalık tema müziği tüm neşemi yerinde tutarken şimdi evde olup Scooby Doo izlemek için nelerimi verebileceğimi düşünüyordum, bu liste epey uzundu ve listenin içinde donum dahil sahip olduğum her şey vardı.
"Scooby Dooby Doo, where are you?
We got some work to do now."Ellerime bakarak sakin sakin mırıldandığım şarkı kulaklıklarımdan duyulmaz hale geldiğinde otobüsü dolduran yüksek sesli heriflerle kaşlarım çatılmış, şarkımın sesini en sona kadar açıp gelenlere bakmak için başımı kaldırmıştım. Otobüsün en sondaki kapısından birbirleriyle şakalaşarak giren kalıplı çocuklar ses yapıyordu, oldukça aptal gözüküyorlardı, rahatsız edicilerdi. Otobüse bir de, olması gerektiği gibi, sessizce şöförün yanındaki kapıdan giren bir çocuk vardı. Dikkat çekecek biri değildi, pembe dalgalı saçlarını, saçına inanılmaz uyumsuz yeşil tişörtünü ve tişörtünü içine soktuğu kahverengi bol eşofman-pantolonunu saymazsak değildi.
Evrende en nefret ettiğim ikili, pembe ve yeşil. Sinirle yüzümü buruşturup ondan gözlerimi çektiğimde kalıplı çocuklara seslenen otobüs sürücüsünü en son ses şarkımın arasından bile duymuştum. "Hey siz çocuklar, otobüse bedava binilmiyor!"
"Chanyeol bizim için basacağını söylemişti. Öyle değil mi, pamuk şeker kafa?" Otobüs hareket etmeye başladığı gibi konuşan kalıplı çocuk yanıma oturduğunda pembe saçlı çocuk ona bakmıştı, oturmak için otobüsün içine doğru yürümeye başlamıştı fakat sanırım arkadaşlarının otobüs paralarını onun üzerinden çıkaracaklarını henüz öğreniyordu, onlara attığı şaşkın bakışlar bunu gösteriyordu.
Başa saran şarkımın verdiği rahatlık ile olanları izlerken adının Chanyeol olduğunu öğrendiğim, kesinlikle berbat bir moda anlayışı olan çocuğun şaşkın şaşkın bakışlar atması sadece birkaç saniye sürmüş, yüzünde yeşeren aptal bir gülümsemeyle hemen başını sallamıştı. "Pekala, ben hallederim." Üniversitenin yokuşunu çıkan otobüste geriye dönüp üç kişi için daha kartını bastığında bu sefer şaşırıp kalan ben olmuştum.
Pembe saçları ve iğrenç uyumsuz yeşil tişörtüyle aptal görünse de gülümsemesini es geçemezdim, geçmiş gibi de durmuyordum.
"Hallettim." Çocuk otobüsün öbür ucundan kendi kendine neşeli neşeli mırıldanıp bize doğru yürümeye başladığında derin bir nefes verip gözlerimi ondan kaçırdım. Daha fazla o iğrenç saç tişört eşleşmesini görmek istemiyordum, yine de güleceği zaman bana haber verse iyi olurdu.
"Hey, sen bu kadar sesli ne dinliyorsun?"
Yanıma oturan kalıplı çocuğun sesiyle bir anda irkildiğimde elim refleks halinde şarkının sesini kısmışsa da, lakayt çocuğun benden izin dahi almadan kulaklığımın tekini kulağımdan çıkarmasını ve kendine takmasını izledim. Şarkıyı durdurmak için telefonu açsam da gülüşü her şey için çok geç kaldığımı rahatça gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Greetings From The Flash9 || Chanbaek
FanficEvet, dedem koymuş adını. Amerika'ya gidip arabayı bizzat ilk elden aldığında kaldığı otelin önünde bir araba dururmuş, bir tekeri patlakmış. Ne zaman otelden çıksa ilk gördüğü o tozdan griye dönmüş araba ve üstünde kırmızı etiketle yapıştırılmış ya...