Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~
---------
Üniversitenin kaloriferinde otururken kollarım bağlıydı, derin bir nefes verdim.
Gelen geçen insanlara bakıyordum. Hepsi ne kadar mutluydu, sadece birkaç hafta önce onlardan biriyken şimdi kulağımda hiç de iç açıcı olmayan bir müzikle Chanyeol'ü bekliyordum. Onunla gelmeyi reddettiğim zamandan sonra sürekli olarak geceleri gitmeye başlamıştı ve elbette artık bana da sormuyordu. Bir defasında gitmesini o kadar çok istememiştim ki, onca çekingenliğimin içinden cesaret bulup ona gitmemesini söylemiştim. O ise benim gelmemi önermişti yeniden. Sonucunda, ben yalnız bir şekilde Son Durak izlemiş ve garip bir şekilde ağlamıştım.
Kendimi çok yalnız hissetmeye başlamıştım, buna rağmen Chanyeol gittikçe değişiyor ve mutluluğundan hiçbir şey kaybetmiyordu. Hareketleri çok değişiyordu, arabalar hakkında, dünya hakkında fikirleri çok değişiyordu ama mutluluğu hiç değişmiyordu. Bir tek bana kızıyordu, benimle gelirsen çok eğleniriz deyip duruyordu ama o kavgadan sonra da benimle çok arabalar hakkında konuşmamaya başlamıştı. Onu altımda gördüğümü düşünüyordu, bu yüzden de ben ona bunu açıklamak için kavgadan sonraki günü beklemiştim ama o ondan sonraki gün eve gelmemişti. Ben de bunun üzerine cesaretimi yitirmiş, sonunda onunla konuşmak için bugün cesaretimi toplamıştım.
Aslında, bu olay bir hafta önce yaşanmıştı ve o günden beridir neredeyse hiç sohbet etmemiştik. Birkaç kez sevişmiştik, o zaten benimle konuşmak istiyor gibi durmuyordu, belki ben kuruntu yapıyordum ama sanki akşam olsa da gitsem diye bekliyordu. Bu durum da benim onunla doğruları konuşmak için cesaretimi çok kırmıştı. Ama bugün kararlıydım, o tuvaletten çıkarsa onu asla aşağımda görmediğimi, sadece Jiyong'dan hoşlanmadığımı ve kötü biri olduğunu düşündüğümü söyleyecektim.
"Vay, kimleri görüyorum?"
Duyduğum sesle planlarımın suya düştüğünü hissederken kaşlarım çatıldı, sese doğru baktım. Jiyong, her zamanki gibi tüm pervasızlığıyla bana doğru geliyordu. "Seni görmeyeli epey oluyor." Pişmiş kelle gibi sırıtıp karşımda durduğunda kulaklığımdaki şarkının, sesini bastıramaması sinirlerimi bozmuştu, şarkıyı kapatmadan bir kulaklığımı çıkardım ve ona baktım. "Ne istiyorsun?" Sert çıkışmama karşılık güldü ve arkasında duran arkadaşlarına baktı. "Hep böyle bu, agresif." Benimle dalga geçtiği için sinirle gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim. "Hey, şaka yapıyorum. Rahatla biraz." Gevşek gevşek konuştuğunda gözlerimi açıp tuvalete döndüm. "Diyecek bir şeyin yoksa görüşmemek üzere."
"Sanırsam Chanyeol'ü bekliyorsun." Yanıma gelip benim gibi kalorifere yaslandığında ondan biraz uzaklaştım. "Bu seni ilgilendirmiyor." diye sert bir tonla söylediğimde mırıldandı. "Siz ikiniz son zamanlarda görüşüyor musunuz ki?" Güldü. "Chanyeol sürekli benimle. Gerçi, onunla gelememene üzülüyor gibiydi. Belki de ona gerçekten neden gelemediğini söylemelisin."
Belki de direkt seni öldürmeliyim, gibi bir şeyler söylememek için kendimi çok fena tuttum ve kendimi sakinleştirmeye çalışırken yumruğumu sıktım. "İlişkimize burnunu sokmayı tahmini ne zaman bırakırsın?" Sinirimizi bastırmaya çalışan sesimle ona döndüğümde o sırıttı ve hımladı. "İlişkinize burnumu falan sokmuyorum, hayır." dedi ve bana biraz yüzünü yaklaştırdı. "Ama kaç yıllık arkadaşını elinde tutamaman beni biraz üzüyor. Sana yardım etmek istiyorum, gerçekten."
Sesinin yumuşaklığı beynimdeki her türlü sinir hücresini ayağa kaldırırken ona bir şey söylemek istedim ama araya girdi. "Benden korktuğun için onunla gelmediğini biliyorum. Ya da gururuna yediremiyorsun, anlıyorum cidden. Ama biraz daha Chanyeol'ü böyle üzersen, bir süre sonra üzülmeyi bırakacak." Omuz silktiğinde açılan ağzım kapanmıştı, sözlerine dikkat kesildim. "Belki başladı bile. Sonrasında seninle geçirmemesine rağmen mutlu ve doğru hissettiği şeylere daha da yoğunlaşacak. Çünkü Chanyeol sürekli olarak bir şeye bağımlı yaşamaktan çok sıkılmış. Eminim sen de fark etmişindir. Çocukluğundan beri öyle büyütülmüş." Biraz geriye gitti ve yüzüme baktı. "Yoksa fark etmemiş miydin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Greetings From The Flash9 || Chanbaek
FanficEvet, dedem koymuş adını. Amerika'ya gidip arabayı bizzat ilk elden aldığında kaldığı otelin önünde bir araba dururmuş, bir tekeri patlakmış. Ne zaman otelden çıksa ilk gördüğü o tozdan griye dönmüş araba ve üstünde kırmızı etiketle yapıştırılmış ya...