32 - redecorate

930 102 475
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

-------------------------

Overcompensate - Twenty One Pilots
End of Begginning - Djo

Chanyeol'ün kolunun altına girerek onu az önce ne bok olduğunu anlamadığımız bitiş çizgisine yürürken ben kendi acımı çoktan unutmuştum.

Az önce, içinde dedem olduğunu düşündüğüm Flash9, yedirebilmek için tekrarlamam gerekirse, FLASH9 birdenbire ortaya çıkmış ve güya pembe araba kadar güçlü olacak Chanyeol'ün arabasını ve benim arabamı yerle yeksan etmiş, ardından da hiçbir şey olmamış gibi bitiş çizgisinden geçmişti. Güya bizim yarışmamız gerekiyordu fakat Flash9, FLASH9, BENİM ARABAM, ortaya çıkıvermişti. Hâlâ arabamın burada ne halt yediğini bilmiyordum ve eğer içindeki dedemse ne yapmaya çalıştığını anlamak için bir an önce bitiş çizgisinde gitmek zorundaydım.

"Sanırım omzum çıktı." Chanyeol yanımda söylenirken endişeyle ona döndüm. "Flash9'ın burada ne işi var ki?" Beynimdekileri ona aynen aktarırken onun gözleri bana bıkmış bir şekilde durdu. "Kolum çıktı."

"Abartıyorsun." diyerek onu daha iyi tuttum, fakat gerçekten kolu çıkmışsa diye de şöyle bir göz gezdirdim. Ardından, başımdan kaşıma kadar akmış kanı silerek sonunda görünen kalabalığa doğru yürüyüşümüzü hızlandırmaya çalıştım. "Dedem olmalı, değil mi? Ya arabamı bulmuşlarsa?" Büyük endişelerle söylerken aynı zamanda o kalabalığın içinde Kyungsoo olduğunu da düşünerek iyice telaşlanmaya başlamıştım. Herif ne zaman gelse hayatımız tehlikeye giriyordu, en iyisi Kyungsoo'yu bir daha bu yarış pistlerinden şöyle bir elli kilometre yakınına dahi sokmamaktı.

"Orada." Chanyeol herhalde benden daha uzun olduğu için kaşları çatılarak söylediğinde, yüzünün geçirdiği değişimle iyice meraklanarak en sonunda Chanyeol'ün yere düşmesi pahasına onun kolundan çıktım ve hızlı birkaç adım atıp o kırmızı yüzeyi ile tüm gözleri üzerine çeken Flash9 ile göz göze geldim.

Arabam, bensiz, öylece uzakta dururken bizim arabalarımıza vurmasından ötürü aldığı hasara rağmen oldukça yerli yerinde gözüküyordu. Parlıyordu, ve evet, parlıyordu? Flash9 ne zamandan beri bu kadar temiz gözüküyordu lan?

Kafam karışarak olduğum yerde dururken kaşlarım çatılmıştı. Flash9'ın rengini ve modelini uzaktan da olsa nerede görürsem tanırdım, bu kesinlikle Flash9'a benziyordu ama bir şeyler farklı gözüküyordu. Benim arabam gibi hissettirmiyordu. Sanki Flash9'ın abisi gibi bir hali vardı. Ya da babası gibiydi.

"Araba..." Kafam karışarak mırıldandığımda, büyük sessizlik içinde piste bakan herkes arabanın kapısının gıcırtıyla açılmasıyla nefeslerini tutmuştu. Bizi aniden geriye püskürterek, yarışa dahil dahi olmadan kazananın kim olduğunu merak ediyorlardı. Yeni bir yüz müydü, yoksa eski dost tankla mı gelmişti bilmiyorlardı, herkes sadece, aynı benim gibi, arabadan çıkacak kişiyi izliyordu.

Bedenim büyük bir acı içinde, nefesim içimde bir yere kaçmış ve kalbim hızlı hızlı atarken iki yana düşmüş ellerimle arabamı(galiba) izliyordum. Açılan kapı bir süre öyle durduktan sonra içinden ilk olarak bir bacak çıkmıştı. Fakat dedemle uzun süredir, yani bence iki gün gayet uzun bir süreydi, bir arada olmamızdan ötürü ben çoktan kim olduğunu anlamıştım.

Tahmin ettiğim gibiydi. Dedemdi. Fakat dedem, neredeyse tüm yarış camiasının izlemek için geldiği, belki de bu pistlerin en kalabalık yarışında, Flash9 ile ortaya çıkıyorsa, bu sanki hafiften tehlikeli olmuyor muydu? Onu arayan binlerce insan vardı, yıllardır onlardan kaçmak için bir gölge gibi yaşıyordu ve bir anda ortaya mı çıkacaktı? Dedemin bunu yapması tam olarak kendi hayatını riske atmak demekti ve bunca zaman kimse için hayatını riske atmamış bu adam, şimdi bunu yapıyor olamazdı. Eminim bir planı vardı, böyle düşünmekten kendimi alamıyordum. Bir planı olmalıydı.

Greetings From The Flash9 || Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin