8 - taş atana taş atmak

6.7K 573 1.8K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

---------

"Yani gerçekten ölmezdik bir gün okula gelmesek." Ben Chanyeol'ün arkasından sürüne sürüne merdivenleri çıkarken söyleniyordum. "Ne güzel uyuyordum ya. İnsan sevdiğini sadece iki ders için sabah tatlı uykusundan uyandırır mı?" Ben dır dır konuşurken Chanyeol bir anda durmuş, ben sırtına toslarken merdivenlerin ortasında dönüp dudağıma minik bir öpücük bırakmıştı.

İnsanların ortasında olduğumuz için birkaç kişi bize dönüp baktığında ben bir tık utanmıştım. "İyi bir susturma yöntemi." dediğimde Chanyeol güldü. "Bu profesörü ne kadar sevdiğimi biliyorsun." Eliyle elimi tuttuktan sonra tatlı sesiyle söyleyip merdivenleri çıkmaya devam ettiğinde ben de peşinden adımlarımı hızlandırıp yanına geldim. "Neden profesörleri idol falan ediniyorsun ya?" dediğimde merdivenler bitmişti, sınıfın katına gelmiştik. "Çünkü profesör olmak istiyorum?" Bana gerizekalıymışım gibi baktığında omzuna omzumla vurdum. "Benimle mantıklı konuşmayı bırak."

"Çünkü profesörleri öldürme planları kuruyorum, Baekhyun. Hepsini derslerde izleyerek sapık ruhumu besliyorum ve sapık ruhum sadece izlemekten sıkıldığında evinde doğrayacağım adamı." Chanyeol mantıklı konuşmasa da epey korkunç bir plan kurduğunda kaşlarımı çattım. "Bu da fazla korkunç oldu." Kaşlarımı çattığım tipime gülerek tuttuğu elimi öptü. O sırada sınıfa giriyorduk.

Chanyeol ile olan ilişkimiz şaşırtıcı derecede sekiz buçuk aydır müthişti, üniversitenin ilk günü hayallerimin erkeğini bulacağımı biri bana söylemiş olsaydı lisede kendi kendimi ruh eşimi ne zaman bulacağım diye darlamazdım. Çünkü bu pembe saçlı oğlan yüzde yüz ihtimalle benim ruh eşimdi. Sadece, biliyordum. Hayatımın tamamında onu seveceğimi ve onun da bir şekilde hep yanımda bir yerlerde olacağını biliyordum. İnsan hissediyordu.

Chanyeol ve ben birbirimizle şakalaşarak sınıfa girdiğimizde yanımdan geçen kişi aynı benim gibi dikkatsiz olsa gerekti, omzumu delecek şekilde çarpmasıyla ben Chanyeol'ün o da sıraların üstüne doğru gerilemiştik.

"Hey, hey, hey." Acıyan omzumu tutarken Chanyeol de hemen belimden tutup dengemi sağlamıştı. Omzu acıyan diğer oğlan ise sinirli duruyordu. "Dikkatli olsana." Kolunu sıraya yaslayıp doğrulduktan sonra üstüme yürüdüğünde kaşlarımı çattım. Çok çabuk parlayan biri olduğumdan haberi olmadan kabadayılık yapması canını sıkacaktı birazdan. "Sen süper dikkatliydin de ben canım sıkıldığı için omzuna çarptım?" Salak sinirli bakışları beni sinirlendirirken Chanyeol beni geriye çekmeye çalışıp konuştu. "Boşver. Gidelim."

"Prensesini dinlesen iyi olacak." Herif beni tehdit ederek konuştuğunda Chanyeol'den kurtulup bir anda yakalarından tuttum. "Dinlemezsem ne olur?" Zaten benim boylarımda olan çocuğu arkadaki sıralara dayadığımda sınıftaki herkes bizi izlemeye başlamıştı. Çocuk ise gülüyordu aval aval. "Çok pişman olursun." Yüzüme doğru fısıldadığında çocuğu sıraya doğru ittim. "Tek pişmanlığım yüzünü morartmamam olur, şerefsiz."

"Baekhyun." Chanyeol beni kolumdan tutup biraz çektiğinde gerçekten asabi biri olmamdan ötürü hâlâ sinirli hissediyordum, bir kere vurmadan rahat edemeyecek gibiydim. Nedense çocuğa olması gerekenden fazla nefret beslemiştim, içime doğmuştu bu.

"Jiyong. Tamam, gel." Yanımıza gelen adam beni sırıtarak izleyen ve adının Jiyong olduğunu öğrendiğim oğlanı tutup götürmeye çalıştığında Jiyong cebinden bir sakız çıkardı ve bana göstererek ağzına koyup çiğneyerek arkadaşıyla uzaklaştı.

"Psikopat." Ardından mırıldanıp düşen hırkamı düzelttim ve arkalara yürümeye devam ettim. Peşimden gelip yanımda benimle birlikte yürüyen Chanyeol ise çok endişeli olduğu için sessizleşmişti. Ne zaman başkasına sinirlensem böyle sessizleşiyordu. Ona da kızmamam içindi, aslında ona zaten kızmazdım ama bu şekilde bir savunma mekanizması vardı işte. Benden önce kalan bir alışkanlığıydı.

Greetings From The Flash9 || Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin