Harry artık istediği mesleği eline almıştı. Yaşadığı şehrin çok güzel bir yerinde yeni açılmış bir okulda edebiyat öğretmenliği yapıyordu. Henüz 3 ay olmuştu. Haliyle tüm öğretmenler yeni tanışıyordu.
Harry hiç bir zaman atılgan biri olmamıştı. Bazı öğretmenler kaynaşmıştı bile. Okul köşelerinde flörtleşen öğretmenler bile vardı. Ama Harry henüz öğrencilerine bile nasıl konuşacağını bilmiyordu. Çünkü Harry'nin öğretmenlik yaptığı ilk senesiydi.
Harry'nin sadece müdür ile arası iyiydi.Çünkü Harry'nin babasının eski bir arkadaşıydı. Hatta okula öğretmen olarak gelmesinde onun biraz yardımı da dokunmuştu.
Haftanın başındaydılar. Yemek vakti gelmiş, herkes yemekhanelere çekilmişti. Harry ise biraz köşede tarih öğretmeni Bayan Suzie'nin yanına oturuyordu. Kadın çok sessizdi. Bu yüzden en köşe ve en uzak yer olarak orayı kendisine seçmişti.
Birkaç öğretmen Harry ile arada konuşuyorlardı ama sadece çok nazik olduklarından dolayıydı bu. Bir de çok enerjik, sesli ve ilk günden herkes ile konuşan, dikkatleri üzerine çeken, güzel popolu(evet bu ayrıntı önemli) beden hocası Louis Tomlinson vardı. Harry ile birkaç cümle kurmuşlardı daha önce. Ama o kadar. Bir hocanın yerini ya da o sıra telefonu yoksa zile ne kadar kaldığını...
Harry dikkatlice ona bakıyordu. Bakma sebebini bilmiyordu ama bir insanın nasıl bu kadar atılgan olabileceğini düşünüyordu. Kendi de böyle olmayı diledi içinden. Hevesle yemeğini yiyor, etrafına merakla toplanmış diğer öğretmenlere hararetle bir şeyler anlatıyordu. Oraya katılmak istedi Harry. Ama... Yapamadı işte.
Harry bazen Bay Tomlinson'un çok etkileyici olduğunu düşünüyordu. Çok enerjikti. Yakışıklıydı. Ayrı bir havası vardı. Ve lanet olası poposu çok güzeldi. Beden hocası olmasından kaynaklı olmalı diye düşünürdü hep.
Gözleri de çok güzeldi. Harry okulun başladığı ilk zamanlarda koridorda Bay Tomlinson'un zile ne kadar kaldığını sorduğu gün görmüştü onları. Maviydi. Ama bildiğimiz mavilerden değil. Kendine has gibiydi.
Harry ona biraz fazla baktığını onun da ona çevrilen bakışları sayesinde fark etti. Bir çok öğretmen yemeğini bitirip gitmişti bile. Louis'nin etrafındaki insanlar da muhtemelen öğretmenler odasına çekilmişti. Yanında iki kişi kalmıştı onlar da koyu bir muhabbete gitmişlerdi. Harry Louis'ye bakarken her şeyi unutmuştu. Önünde soğumuş ama hiç yememiş olan yemekten de belli oluyordu bu. Şimdi ise Bay Tomlinson Harry'nin bakışlarını fark etmiş olacaktı ki ona bakıyordu. Siktir! Ona bakıyordu.
Harry birden gözlerini kaçırdı. Bunu birden yaptığı için içinden küfretti.
"Bir sorun mu var Bay Styles?"
İlahi ses ondan gelmiş olmalıydı. Harry kafasını çevirdi ve yanlış bir şey dememek için dua etti.
"Yoo. Yemeğimi de yedim ki ben zaten."
Hemen köpük tabağı alıp kalktı. Ve yemekhaneden çıktı. Öğretmenler odasına girmek üzere yürürken yolda sadece kendisinin duyabileceği şekilde ardı ardına küfürler savurdu.
Saçma sapan bir şey söyleyip ardından bir de kaçmıştı. Harry bir daha onun yüzüne bakamayacağını düşünüyordu. O sırada yemekhanede soran gözlerle bakan Louis de Harry'nin arkasından bakıyordu.
Harry'nin dersi boştu. O yüzden öğretmenler odasına girer girmez masadan biraz uzak olan ikili koltuğa oturdu.
Zilin çalmasına 5 dakika vardı. Louis'nin direkt sınıfına gitmesini diledi. Çünkü zaten son dersiydi Louis'nin. Harry bunu bir yerlerden duymuştu. Tabii ki araştırmamıştı. Tamam belki de meraktan bakmış olabilirdi.Her halükarda bu sayede bu gün ondan kaçabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LARRY SMUT BOOK (Just For Larries )
FanfictionHer bölüm farklı kurgu Larry Smut kitabı 💙💚