Gözlerini açtı ve terden yapış yapış olmuş vücudunu yataktan ayırmaya çalıştı. Yatağın kenarına oturup boynunu ovaladı. Gece nasıl odasına döndüğünü hatırlamaya çalıştı. Kafası hala bulanık bir halde ayağa kalktı ve küçük,kasvetli ve dağınık odasında yürümeye çalıştı.
"Hay! Ahh..pislik hurda yığınları"
Ayağına takılan eskimiş gaz borularından kurtulmaya çalışıyordu. Koca makinenin içindeki uğultu her gün baş ağrısına sebep olduğu için aklı bulanıktı. Odasındaki aynaya yöneldi ve kendine baktı, gözlerinin içine doğru baktı iyice. Kan çanağına dönmüş gözleri artık sıradan bir sorundu onun için. Aynanın önündeki döküntü lavabosunda, paslı musluktan akan kirli suyu yüzüne çarptı ayılmak için.
Saçları 1 aydır doğru düzgün duş alamamaktan dolayı keçeleşmişti. Annesinden geriye kalan tek şey cebindeki tokasıydı. Cebinden çıkarıp geriye attığı açık kumral saçlarını sarı renkli bağlama tokasıyla sıkıca bir at kuyruğu yaptı. Artık odasından çıkıp kahvaltı yapmaya gidebilirdi ama kahvaltı saatinin geçip geçmediğini bile bilmiyordu.
İnsanlık, dünya yüzeyindeki yaşamlarını katlettiğinden beri, dev bir kubbenin altında belli başlı görevleri olan makinelere hizmet etmek için kapana kısılmıştı. Jack burada doğsa bile artık eskisi gibi değildi hiçbir şey. Ciğerlerine dolan hava bile ilk baştaki gibi değildi. Derin bir soluk almaya çalışarak odanın kapısına yöneldi.
Odasının kapısını açıp koridorda yürürken, sağlı sollu tüm o eskimiş ve yeşil küflü kapıların görüntüsü burdan bir kez daha nefret etmesini sağlamıştı. Acaba geç mi kaldım diye düşüncelere dalıp giderken arkasından ayak sesleri gelmeye başladı.
"Hey Jack , iyi misin kızım!"
1,90 boylarında kalın dudaklı, koca gözleri olan sevimli ama pek de zeki olmayan siyahi arkadaşı Amed, gözlerini dikmiş anlamsızca suratına bakıyordu.
Eliyle başını ovaladı " Tanrım. Dün geceyi zor bela hatırlıyorum, geç kaldığımı düşündüm. Beni odama kadar kim bıraktı?"
Amed kafasını eğip "Aslında hatırlamaman iyi kızım, çünkü..."
Sinirli gözlerle Jack Amed'e doğru "Çünkü ne Amed, çabuk söyle!"
Amed korkarak " Tamam, tamam sakin ol kızım, sen dün gece içkiyi biraz fazla kaçırdıktan sonra partide Dan'in yanına tartışmaya gittin ve biraz bağırıp çağırdıktan sonra Dan'in üstüne bayıldın. Sonra da Dan seni odana götürdü, hepsi bu kızım gerçekten hepsi bu!"
Burnundan nefes alarak pataklamaya başladı Amed'i. " Tanrım hiç mi akıl etmedin seni koca domuz, beni niye onun elinden almadın, şimdi nasıl bakıcam o serserinin yüzüne!"
Siniri biraz hafifledikten sonra yola koyuldular. Amed Jack'in geçmişinden kalan tek kişiydi. Aralarında sadece 2 yaş vardı ve Amed ona hep kızım diye seslenirdi. Bu durum Jack'in hoşuna giderdi çünkü onu ailesi olarak görüyordu. Her zaman birlikte olmaları yanlış anlaşılsada bunu asla önemsemezlerdi.
Jack ortak yemek alanına geldiklerinde dev cüsseli arkadaşının arkasına gizlenme gereksinimi duydu. Amed şaşkın şaşkın Jack'in bu komik hareketlerini izliyordu.
Fısıltılı bir şekilde " kahvaltı saatini kaçırmamışız Amed hadi oturalım bir yere" dedi Jack.
"Vay, vay, vay! Kimleri görüyorum burada 'patates çuvalı Jack' ."
Bu ses Jack'in kafasından aşağı kaynar sular dökülmesi etkisi yarattı. Ezeli düşmanı Dan'di tabiki de. Jack dün gece olanların tek suçlusu olan Amed'e sinirli sinirli gözlerini devirdi. Dan kumral saçlarını havalı ve alaycı bir şekilde eliyle düzeltip Jack'e sırıtıp duruyordu. Kafasında sürekli bu durumdan nasıl kurtulabileceğini düşünen Jack, Amed'i itekleyecek boş yer aramaya koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARELER
Science FictionSadece bir bilimkurgudan ibaret değil; dil, din, ırk , çeşitlilik, kültür, cinsel yönelim, siyaset, sosyal konular ve pek çok konu tek bir kitapta... * * * Jack asi, genç bir kız ve ailesini erken yaşta kaybetmiştir. Yaşanılamaz hale gelen dünya iç...