ARZULAR BÖLÜM-5

47 13 5
                                    

Demir köprüdeki bir kaç dakikalık sohbetleri ve etrafa bakınmaları biraz olsun son 1 günde yaşadıklarını az da olsa unutmalarını sağlamıştı. Bundan sonra ne olacağını kestiremeselerde tüm sorulara cevap bulmak için artık geriye dönüşün olamayacağını biliyorlardı. Çünkü artık 1 gün öncesine kadar ayakta uyutuldukları makina onlar için artık eskisi gibi bir yuva olamayacaktı.

Vakit kaybetmemeye çalışarak Jack önden ilerlemeye başladı köprüde. Köprüler makinalar arası geçişi kolaylaştırdığı gibi kestirme yollara da olanak veriyordu. Köprüler de sağa ve sola yol ayrımları bulunuyordu. Dan ufuğa bakarak 51. makinayı arkadaşlarına işaret etti. "Aslında oraya gideli çok olmamıştı ama nedense bu sefer epey uzak göründü gözüme çocuklar. Nerelerden geçeceğimizi inanın çok hatırlamıyorum." diyen Dan daha önce oraya gitmiş olduğunu arkadaşlarına inandırma gereği duydu. Yolun çok uzak olduğu makinanın duvarında yazılı olan numaranın silikliğinden çok belliydi. Jack önde, Amed ortada ve Dan arkalarında sırayla yola koyuldular. Yol ayrımına geldiklerinde sola döndüler ve labirent gibi bir yolculuk başladı.

Amed yol boyunca mızmızlanmaya başladı. Hepsi havanın kasvetinden ve dumanından tıkanmış, aynı zamanda susamışlardı.

"Hey! Jack ne olur bana yanında su olduğunu söyle!" bunu söylerken Amed halsizleştiğini hissetti. Jack arkadaşının bayılmak üzere olduğunu görünce hemen sırt çantasından matarasını çıkardı. Yanına aldığı matarayı çok idareli kullanmaları gerekiyordu. Temiz su bu koca fabrikanın içinde altın madeninden farksızdı. Amed sudan bir kaç yudum aldıktan sonra arkadaşlarına da uzattı, Dan ve Jack de yudumladıktan sonra Amed tekrar matarayı alarak avcuna biraz döküp yüzüne su serpti. Kendilerine geldikten sonra labirentte yol almaya devam ettiler.

Nihayet 51. makinaya ulaştılar. Geriye dönüp baktıklarında ne kadar uzun bir yol olduğunu farkettiler. Sürekli yol ayrımlarından dolayı yol düz bir çizgiden çok zikzak şeklindeydi ve bu yüzden çok uzuyordu. Yaklaşık 5 km yol katetmişlerdi.

Dan nefesini düzenleyerek cebinden kapıları açabilecek kartı çıkarttı ve okuttu. Makinanın kapısı bir takım sesler çıkardıktan sonra açıldı. Amed açılan kapının dışarıdaki manuel kolunu çevirdi ve dev kapıyı araladı.

Kapıdan içeriye girdiklerinde karşılarında birilerinin olacağını umarken hiç de öyle olmadığını anladılar. Etraf fazlasıyla sessizdi. Jack etrafı kolaçan edercesine sessiz adımlarla ilerledi. Amed arkadaşının adımlarını takip ederek yürüdü. Dan ise bu sessizliğin fazlasıyla tedirgin edici olduğunu düşünerek belindeki silahı kavradı ve yürümeye başladı.

Kendi kaldıkları makinadan çok da farklı olmadığını varsayarak her geçtikleri bölümün ne olabileceğini düşündüler. Jack bileğindeki saate baktı ve saatin 05:40 olduğunu gördü. Normalde sabaha karşı bu saatlerde etrafta görevliler kahvaltı hazırlıklarını yapardı. Ama hiç kimse yoktu etrafta.

Dan daha da sıkı kavradı silahı, belli ki burada bir şeyler olmuş diyordu içinden. Çoğu kapılar kapalıydı, biraz ilerlemelerinin ardından mutfağa geldiler. Amed mutfaktaki tezgahın üstünde daha hiç açılmamış sütler olduğunu gördü ve de küçük ekmekler. Hemen çantasını açıp doldurmaya başladı.

"Belli ki bunları yiyecek kimse yok, ne var çöpe mi gitseydi, alıyorum işte. Emin olun aldığım için çok minnettar olacaksınız." Jack yakın dostuna hiç ses etmeden mutfağı gezdi. Hala burada neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu. Sanki birileri burayı aceleyle terketmiş gibiydi.

Mutfaktan çıktıktan sonra yataklı odaların bulunduğu koridora geldiler. Tüm kapılar kapalı gözüküyordu.

Bu sefer Amed öne geçerek ilerlemeye başladılar. 3'ü de burada olanları anlamaya çalışırken bir yandan vücutlarının verdiği yorgunluk sinyalini reddetmeye çalışıyorlardı. Sessizliği bozarak Dan " Bence burada kimse yok tamam mı, bakın bu normal değil biliyorum bir tuhaflık var ama bizim de dinlenmemiz gerekiyor, gerçekten iyi değiliz Jack hadi, komutan sensin sen karar ver." dedi. Jack arkadaşlarının yüzündeki yorgunluğu görebiliyordu, aynı zamanda kendisinin de biraz dinlenmeden devam edemeyeceğini de. O yüzden tamam anlamıyla başını salladı.

FARELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin