Dan ve Amed gizli yerleşkeye dönerken hiçbir şey konuşmamışlardı. Amed gözleri dolarak ve içinden bunların bir şaka olduğunu umarak yürüdü. Yol boyunca Dan ise olanları düşündü. Önce kendisini tanımayan bir Jack vardı sonrasında ise küçük bir peçeteyi eline sıkıştırıp oradan uzaklaşan bir Jack vardı ve arkasından da bakakalan en yakın iki dostu vardı. Düşünceleri ile birlikte sessizce yola devam etti. Onları dışarıda bekleyen Melanie ise yol boyunca sorular sorup durmuştu. En sonunda pes edip sessizliğe o da gömülmüştü.İçeriye girdiklerinde oturma alanında yayılarak oturan Mathew onları sinsi bir gülüşle süzdü, tabi en çok da Dan'e baktı. Dan bunu gördüğünde sadece gözlerini devirdi. Melanie ortak alana doğru, Dan ve Amed ise yataklarına doğru ilerledi. Yatağa çömeldiklerinde önce Amed bir nefes verip lafa girişti. "Ne olacak şimdi? Bizi tanımamazlıktan geldi." gözlerinden yaşlar süzülerek söylemişti. İçindeki kırgınlığı saklamadan yaşların akmasına izin verdi. Duygusal, koca bir adamdı. O an söyleyecek çok şeyi vardı. Ama boğazında bir yumru oluştuğu için hiçbir şey söyleyememişti.
Dan gözlerini kapatıp bir süre durdu. Elini cebine atıp, peçeteyi çıkarıp Amed'e uzattı. "Aç bak." Amed şaşkınca peçeteyi aldığında hemen gözlerini üzerindeki yazıya dikti. 'Ben iyiyim. Sadece Roşan'ı bulun ve gizli kalın!' yazıyı okuduğunda kafasını hızla solundaki Dan'e çevirdi. "Bunu Jack mi yazdı? Nasıl verdi sana?" Dan hala gözleri kapalı duruyordu. Cevap vermeyi istemiyordu. Kendisi hala yazıyı okumamıştı. İçinde açıklayamadığı bir korku vardı. Kendinden korkuşuydu bu. Kaybettiklerini geri alamadığında yapacaklarından korkuyordu. Ama emindi her ne olursa olsun sonuna kadar gidecekti.
"Ben okumadım." dedi en sonunda dudakları aralandığında. Amed ise sesli bir şekilde okumak yerine peçeteyi geri Dan'e verdi. Dan sıkıntıyla alıp içini kemiren tüm düşüncelerle birlikte peçeteyi okudu. Sadece tek bir cümleye odaklanmıştı. 'Ben iyiyim.' Dan için en önemli kısmı buydu. Jack'in bilinçli bir şekilde iyiyim demesi ve gizlice bunu Dan'e vermesi, onun gerçekten iyi olduğunu gösteriyordu. "Ama neden?" diye sesli bir şekilde sordu kendi kendine. Amed ise bu soruyu duyunca kafasını iki yana sallayarak bilmediğini belirtti. Dan'in şimdi tek düşündüğü şey ise Jack'in bir kafese hapsedildiği ve çıkmak için çabaladığıydı. O güçlü bir kızdı. Herkese ve her şeye boyun eğmezdi. Dan umutlarını ve neler olacağını düşünmeyi bir kenara bırakıp oturduğu yerden kalktı. Amed de onunla birlikte ayaklandı.
Dan soluğunu Melanie'nin yanında aldı. Melanie küs bir ifade ile kafasını çevirdi. İçeride neler olup bittiğini bilmiyordu ama bir teşekkürü hakettiğini de düşünmüştü. Bu yüzden kırılmıştı.
Dan Melanie'nin yanına oturarak direk söze girişti. "Jack'i bulduk. Bulduk ama başı dertte. Ve...ve teşekkür ederiz her şey için." dedi Dan mahcup ve endişeli bir şekilde. Şuan Melanie'yi kaybetmeyi göze alamazdı. Amed de yanlarına oturmuş sadece dinliyordu.
"Rica ederim." dedi gözlerini kaçırarak Melanie, hala biraz kırgındı. Kırgınlığını anlayan Dan, Melanie'nin yanına biraz daha sokuldu. Bunu içinden gelerek yapmıştı. Çünkü ona her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardı ve içten içe de onun bu çılgın görünümünü ve karakterini de sevmeye başlamıştı. "Jack tehlikede, içeride garip olaylar oldu ve bize yardım edebilecek tek kişi sensin" 'yardım' kelimesini söylerken biraz utanmıştı Dan. Bu ondan isteyeceği sayısız yardımlardan sadece biriydi. Bu yüzden onu kaybedemezdi. Hem bir arkadaş olarak hem de bir müttefik olarak.
Melanie hışımla ayaklandı ve ellerini sinirli bir edayla beline koydu. "Ah! Tamam. Daha fazla böyle duramam. Bana aykırı. Ben Melanie'yim! Bu çılgın saçlarım umarım huyumu suyumu anlamanızı sağlamıştır!" Melanie kendisini teselli ederek ve saçlarını işaret ederek konuştu. Kırılgan bir kız gibi konuşmayı sevmezdi. Her zaman güçlü duran karakterinden bu yüzden vazgeçmiyordu. Ona göre görünüşün nasılsa karakterinde öyledir diye kendi kendine bir algı yaratmıştı. Tabi bazen tipi alay konusu olsa da ters köşe yapmayı her zaman seviyordu. Ama ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu da bilemiyordu. Sadece insanların kendisinin gerçek benliğini görmesini istemediği bildiği tek gerçekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARELER
Science FictionSadece bir bilimkurgudan ibaret değil; dil, din, ırk , çeşitlilik, kültür, cinsel yönelim, siyaset, sosyal konular ve pek çok konu tek bir kitapta... * * * Jack asi, genç bir kız ve ailesini erken yaşta kaybetmiştir. Yaşanılamaz hale gelen dünya iç...