Dan ve Amed ile Karşılaştığı Günün SabahıJack..Jack!...
Gözlerini kırpıştırırken hala rüyasının etkisindeydi. Birisi sürekli adını -kendisinden hatırladığı tek şeyi- söylüyordu ama kim olduğunu çözemedi. Tanıdık bir ses, sanki hep yanında olan birisi gibiydi. Ama emin olamıyordu. Jack hafızasının kendisine bir oyun oynadığını düşündü.
Kafasını sanki sert bir yere çarpmış gibi başı ağrıyordu. Boynunu ovalayarak yattığı yataktan doğruldu. Yataktan ayaklarını sarkıtıp oturduğunda etrafını inceledi. Günleri bilmiyordu. Şuan nerede olduğunu da bilmiyordu. Gözlerinin önüne birkaç anı gelse de hemen kayboluyordu. Odanın içerisindeki beyaz ışık baş ağrısının şiddetini arttırmıştı.
Üstüne baktığında ise temiz kıyafetler vardı. Yatağın başucundaki metal komidinin üzerinde bir kaç tane kullanılmış şırınga olduğunu gördü. Kollarında ise bantlar vardı.
Derin bir nefes vererek yataktan inip odanın kapısına yöneldi. Tam açacakken kapıyı dışardan başka birisi açtı. Gözlerini şaşkınlıkla karşısında duran, kendinden biraz uzunca,koyu tenli, gözlüklü ve orta yaşın biraz üstünde olan adama dikti.
-"Yatağına geri dönmelisin!" Adam emir vererek ve biraz da karşısındaki kadın için endişelenir bir tavır ile söyledi.
+"Sen kimsin?" Jack sorarken hala gözünün önüne gelen kopuk anıları anlamlandırmaya çalışıyordu.
Adam sakin bir şekilde nefesini dışarıya verip Jack'in yatağa geri oturması için onu eliyle yönlendirdi. Eğer şimdi her şeyi anlatmazsa sonrasında Jack'in sorularını yanıtlamak daha da zorlaşacaktı.
Jack içinde kalan tüm sorulara göz yumarak yatağa geri döndü. Belli ki tüm cevaplar bu adamda diye düşündü. Yatağa yerleştikten sonra adamın hareketlerini izledi. Adam odanın köşesindeki bir sandalyeyi yatağa doğru yaklaştırıp oturdu.
-"Evet, ben doktor Roşan. Şuan aklın çok karışık olmalı..Aslında biraz dinlenmen taraftarıydım ama beni çok fazla kez yanılttın. Beynin ve bedenin oldukça güçlü çıktı." adam gülerek söylemişti her birini. Sanki Jack bir çok hata yapmış gibi konuşuyordu.
+"Başım çok ağrıyor ve...ve hiçbir şey hatırlayamıyorum. Nerede olduğumu bilmiyorum. Sen kimsin onu da bilmiyorum..." Jack hüzünle ve meraklı bir şekilde konuştu adamın gözlerinin içine bakarak. İçten içe gücünü kaybetmiş ve aciz hissediyordu.
-"Anlatacağım merak etme. Ama anlattıklarımdan sonra bana kızmandan korkuyorum. Her neyse sözlerimi hiç kesmeden dinle olur mu?" adam nazikçe ve yumuşak bir ses tonunda sormuştu.
Jack hiç düşünmeden kafasını onaylar bir şekilde hızla salladı. Bir an önce adamın ağzından çıkacakları duymak istiyordu.
-"Pekala..." derin bir nefes alıp anlatmaya başladı. "Hiç uzayda bir yerde, alternatif bir yerde yaşamayı düşünmedik...Neden biliyor musun, çünkü hiçbir zaman o teknolojiye varamayacağımızı biliyorduk. Öyle çok zaman geçti ki... dünyayı, soluduğumuz her bir nefesle kirlettik. İğrenç insanlardık. Yapabileceğimiz tek şey ise her zaman olduğu gibi kaçmaktı. Ama gemiyi de terk edip gidemeyeceğimize göre, burada, bu yeryüzünün içerisinde yeni bir dünya inşa ettik. Uzun yıllardır, hem de epey uzun yıllardır bu kubbenin altındayız. Hastalık, yetersiz hava, besin kaynaklarının azlığı, doğal ışık da yok... ve bunun gibi pek çok zorluk kapıdaydı. Ben ise buna intikam diyorum. Sorunlar baş göstermeye başladığında ise..." adam gözlerini kapatıp ve gözlüğünü düzeltip yutkundu, o sırada ise Jack şaşkınlıkla dinlemeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARELER
Science FictionSadece bir bilimkurgudan ibaret değil; dil, din, ırk , çeşitlilik, kültür, cinsel yönelim, siyaset, sosyal konular ve pek çok konu tek bir kitapta... * * * Jack asi, genç bir kız ve ailesini erken yaşta kaybetmiştir. Yaşanılamaz hale gelen dünya iç...