Ömer neden durduğumu merak edip yüzüme baktı. Sonra baktığım yere bakınca elimi daha sıkı kavradı, bu arada ellerimdeki yara fena şekilde acıyordu ama o anın sıkıntısıyla kimseye çaktırmadım. Bakışlarımı Eslem'e çevirdim, oda bana doğru geliyordu.
Yanıma yaklaşınca direk boynuma atılıp sarıldı.
"Liya inan geleceğini bilmiyorduk, bir anda yanımızda biti verdi. Gitmesini söyledik ama dinlemedi. Liya'yla konuşmadan gitmem dedi. Şimdi yollarım onu ben sen üzülme ne olur!"
"Önemli değil, benim iyiyim. Onun varlığı beni üzemez."
"Evet, canım sen istemedikçe seni kimse üzemez, hadi gidelim o zaman!"
Ömer'in bıraktığı elini tekrar tutup masaya doğru yöneldik. Mirhan'ın gözleri benim ve Ömer'in üstündeydi ve tabi ellerimizde... Masaya geldiğimizde Ali'ye selam verdim. Onun olduğu tarafa hiç bakmadım.
Ömer ise mecbur Mirhan'a selam vermek zorunda kaldı. Elini uzatıp hoş geldin dedi, tabi onun gözleri hala bizim elimizdeydi. Onun öyle baktığı görünce Ömer'den elimi çektim. Eli boşta kalınca dönüp bana baktı, gülümseyip bir şey söylemedi.
"Mirhan sen nereden çıktın böyle, uzun zamandır gözükmüyordun."
Ömer'i sorusuna Mirhan gözlerini benden çekip ona döndü.
"Evet, uzun zamandır ortalıkta yoktum. Bakıyorum da ben yokken de baya şeyler değişmiş ."Son sözlerini sanırım bana karşıydı. Onunla ilgilenmiyormuş gibi yaptım, Eslem'e dönüp bir şeyler söyledim ama kulağımda onlardaydı.
Ortamın gerginliğini doğum günü pastamın gelmesiyle son buldu. Sınıf arkadaşlarım, Eslem, Ali, Ömer hep bir ağızdan "İyi ki doğdun Liya" diye bağırmaya başladılar. Onları öyle görünce çok mutlu oldum, sevinçten gözlerimden yaşlar döküldü."Liya'cık bugün ağlamak yok, bugün senin en mutlu günün hadi dilek tut sonrada mumları söndür."
Eslem'in konuşmasıyla gözlerimde ki yaşları sildim. Gözlerimi kapatıp bir dilek diledim.
"Allah'ım ne olur ona bir şey olmasın, gördüğüm rüya gerçek çıkmasın, o nefes alsın bana yeter."
Gözlerimi açtığımda onunla göz göze geldik, çimen gözleriyle öyle bana bakıyordu. Yavaşça bakışlarımı ondan çekip mumları söndürdüm. Arkadaşlarımın tebriklerini alarak hepsine teker teker teşekkür ettim. En son Ömer'e gelince dayanamayıp sıkıca sarıldım. Çünkü en zor zamanlarımda yanımda hep o vardı. Bugünde desteğini eksik etmemişti, ona teşekkür borçluydum.
"Ömer her şey için teşekkür ederim, iyi ki varsın!"
"Ne demek Liya'cık, sen de iyi varsın iyi ki doğmuşsun. Bu arada ilk dansınızı bana lütfeder misiniz?"
"Tabiki!"
Tam elimi Ömer'e uzatmışken, biri kolumu tutup çekiştirmeye başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, kolumu tutanın Mirhan olduğunu gördüm.
"Sen ne yapıyorsun, bırakır mısın kolumu?"
"Hayır, bırakmayacağım, seninle konuşmamız lazım!"
"Ben seninle konuşmak istemiyorum, şimdi bırak kolumu!"
Beni dinlemeyip, kolumu çekiştirmeye devam etti. O anda Ömer karşına dikilip kolumu bırakmasını söyledi ama dinleyen kimdi."Mirhan saçmalığı keser misin?"
Dibime kadar gelip "Liya ya şimdi benimle gelirsin, ya da burası fena karışır. Seçim senin!"
![](https://img.wattpad.com/cover/259036933-288-k52849.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elma Şekeri
RomanceÇocukken küçücük kalplerinde filizlenen bir aşk... Bu aşkın yeniden doğmasını vesile olan bir elma şekeri... Şekerler ülkesinde yaşayan şeker kız ve şeker oğlan... "Geçmişim,çocukluğumun, geleceğim gözümün önünde tek tek ölüyordu. Oysa ben vuslatı b...