Jungkook karşısındaki çocuğun bakışları, herbir mimiğini takip edip rahatsız olup olmadığını dair ipuçları arıyordu. Gözlerinde kızgınlık görmemiş aksine karışındaki bedenin vücudunu ele geçiren utanca an be an şahit oldu.
"Masada duymadın mı annem'in imaları bizi yakınlaştırma çabaları olsun. Şüphelendiği çok açık. İnandırmak için söylemiştim. Üzgünüm." Yatağa doğru yürüyüp oturdu ve kafasını elleri arasına aldı.
Jimin jungkooka kendisini kötü hissetirmesine sebep olduğu için çok geçmeden yanına gidip oda oturmuştu.
"Jungkook, üzgün olma. Biliyorum sadece bir an şaşırdım. Kendini kötü hissetme lütfen."
Eliyle jungkookun omzuna dokunup gözlerinin odağı olmak adına dikkat çekti.
" ve sanırım haklısın. Annen şüpheleniyor ve ben yani şey. Az önce dediğin şeyi şey edebiliriz diye düşünmüştüm." Jungkook dudaklarını birbirine bastırıp ciddiyetini korudu.
"Neyi ne edebiliriz?" Sesindeki alay barındıran tınıyla jimin omzuna bir tane geçirdi.
"Dalga geçme benimle aptal." Jungkook vurmanın etkisiyle yatağa sırt üstü kendini bırakıp kahkaha attı.
"Boynuna hickey bırakmamdan mı bahsediyorsun?" Jimin gözlerini kaçırıp sadece kafa salladı.
Jungkook sırtını yatak başlığına yaslayıp ayaklarını uzattı ve jimin hâlâ yatağın baş ucunda oturup yanına çağırdı.
"Buraya gel." Eliyle yan tarafındaki boşluğu patpatladı.
Jimin itiraz etmeden yanına oturmuş ayaklarını bağdaş kurmuştu. Jungkook'ta aynı şekilde ayaklarını katlayıp bağdaş şeklini alırken jiminle karşı karşıya gelip elinin birini usulca önce boynuna diğerini yanağına yerleştirdi.
Jimin hızla kan pompalayan kalbine karşı gözlerini usulca kapatıp yutkundu.
Jungkook kendini jiminin tişörtün açık bıraktığı boyun kısmına yaklaştırırken jiminin bir elini baldır kısmında hissetti ve dudakları tenine değmeden önce gülümsedi.
Jimin heyecandan elini koyacak yer bulamazken elini iç bacak kısmına yerleştirmiş gözlerini sıkı sıkıya kapatmıştı.
Dudaklarını pürüzsüz tene bastırırken kalbinin durmadan kan pompalayıp yerinden çıkacağını hisseyi iri beden.
