4- emek verilen sürprizler

9.8K 690 544
                                    

" mesele, kelebeğin peşinden koşmak değil, onun size gelmesi için bahçenize iyi bakmaktır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


" mesele, kelebeğin peşinden koşmak değil, onun size gelmesi için bahçenize iyi bakmaktır."

" şunu şöyle koysam, yamuk mu duruyor ya!" Jimin elindeki beyaz şeker hamurundan yaptığı üçgen şeklindeki ufak kulak parçasını yaptığı hamurun üstüne koyup kendince şekil vermeye çalışıyordu.

Yaklaşık 2 saattir mutfakta önce kahvaltıyı toplamış ardından kurabiye hamuru yapmaya başlamıştı. Hamur başta çok sıvı olduğu için bozuk olduğunu düşünüp çöpe atmıştı fakat internetten bakınca içine un koyunca düzeldiğini okumuş birkaç dakika olduğu yerde ayakları üstüne tepinmişti.

Şimdi büyük gayretler sonucu hamuru bitirmiş kendince şirin şekillerde süslüyordu.

Jungkook pasta, çikolata soslu kek, şerbetli, tatlıları sevmiyordu. Kurabiye gibi çok tatlı olmayan atıştırmalıkları seviyordu. Buda jiminin işine gelmişti tabi. Pasta yapabilecek kabiliyeti kendinde kesinlikle görmüyordu.

Tezgâhtaki şeker hamurunu bıçakla kesmiş tavşan şeklindeki hamurun kulağına ardından ufak pembeden bir burun yapmıştı. Sevinçle ellerini birbirine vurup kıkırdadi. Çok güzel görünüyorlardı.

Birinci tepsiyi sevinçle fırına attı. Ellerini beline koyup bir süre düşündü kalan hamurdan bir tepsi çıkabilirdi. Buzdolabına bakıp gözüne kestirdiğ ahududulardan bir kase alıp internette okuduğuna göre üstüne bir miktar seker ve su koyarak ocağa vermesi gerekiyordu. Ahududu sosu pişerken kurabiyelere yuvarlak şekiller verip orta kısmını kaşıkla bastırdı. O kısma sos koymak istiyordu.

Fırının bittiğine dair ses gelince hemen koşup heyecanla açtı ve elini tepsinin sıcak olduğunu unutarak direkt tepsiye attı. Elleri sıcaklıkla acırken ufak bir çığlık eşliğinde elini çekti.

Eldiven giymeyi unutmuştu!

"Jimin!" Merdivenden gelen adım seslerine eşlik eden jungkookun gür sesini işitti. Hızla mutfak kapısına koşup içeri girmeye çalışan bedeni kendi ufak bedeniyle engellemeye çalıştı.

"Hayır jungkook! Henüz bitmedi giremezsin!" Huysuzca ufak parmağını salmayı tehdid edercesine konuştu jimin.

"Tamam ama ne oldu neden çığlık attın?"

"Ufak bir kaza. Biraz elim yandı"

"Ah jimin. Tamam ben mutfağa girmiyorum ama çabucak gidip eline buz koy. Önce bana göster." Jimin ufak sol elini uzattı.

Elinin avuç içi ve parmakları kızarmıştı.

"Dikkatli olmalısın. Daha kötü olmadan hemen gidip buz koy." Basını sallayıp mutfak kapısını örttü jimin.

Jungkook suratına kapanan kapı ile şaşkınca birkaç saniye kapıya baktı. Ardından başını sağa sola sallayıp gülümseyerek merdivenlere yürüdü.

convenience marriage - KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin