Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar"
❄️
Jimin salondaki koltukta oturmuş elindeki telefonu sinirle dizine yaslamış şekilde döndürüyordu. Telefon ekranında namjoon ile olan mesajlaşmaları vardı. Jungkook girdiği gibi bunun hesabını sormayı düşünüyordu.
Kapıda kilit sesi duyduğu gibi ayağı kalktı. Üstünde jungkook için giydiği ipek şort ve ince askılı geceliği vardı fakat gece mahvolmuştu.
Jungkook kapıdan girdiğinde ellerini göğsünde bağlamış sinirli bir jimin görmeyi beklemediği için korkuyla yerinde sıçradı.
"Hayatım? Neden bu saatte ayaktasın?" Jimine ilerleyip elini eşinin bembeyaz pürüzsüz koluna atıp okşadı jungkook.
"Bir mesaj atmaya tenezzül edip haber verseydin uyurdum jungkook." Jungkook şaşkınca eşine bakarken eli çantada ki telefona gitti. Telefon kapanmıştı şarjı olmadığı için.
"Bebeğim.. yeni gördüm. Özür dilerim." Jimin hâlâ sinirle ona bakarken elindeki telefonu hızla Jungkook'a uzattı.
Jungkook alıp kaşları çatık şekilde mesajları okumuş çenesi sinirden kasılmıştı.
"Jungkook o herife inanacak değilim fakat adam bunu yapacak cesareti nereden buluyor? Anlıyor musun ne demek istediğimi." Jungkook başını usulca sallayıp eşini yakınına çekmişti.
"Özür dilerim.. gerçekten. Ve bana güvendiğin için teşekkür ederim aşkım. Namjoon ile olan işleri tamamen bitirdim. Her şey yolunda." Jimin'in boynuna kafasını yaslayıp kokusunu içine çekerken jimin sinirlerinin yatıştığını hisetti.
Jungkook'un zaten suçlu olmadığını biliyordu, tek istediği gönlünün alınması ve ufak birkaç açıklamaydı buna ulaşınca zaten huzurlu olmuştu.
Jungkook kollarını etrafına sarıp sarılırken jimin onu kendine çekip kapıyı kapatmış dudaklarına öpücük kondurmuştu. Jungkook salona baktığında masada yiyecekler, mezeler ve şarap vardı. Ortam loş ve sessizdi.
"Böyle bir ortamı kaçırdım mı?" Ayrıca sevgilisinin üstündeki kıyafetler ve yüzündeki hafif makyaja bakılırsa hazırlığın amacı ortadaydı.
"Evet.. her şey berbat oldu." Jimin dudak büzünce jungkook dayanamamış hızla atılıp sinirle dudaklarını birleştirmişti.
Dolgun et parçaları dişlerinin arasında ezilirken çekiştirip ince şortunun içinden iç çamaşırına ulaştı. Elinin altındaki saten iç çamaşırını hissedince sevgilisinin suratında yaramaz bir gülümseme oluştu.
"Hm, demek yaramazsın bugün. Tüm yorgunluğum gitti inanır mısın bebeğim?" Jimin kollarını boynuna sarınca jungkook anlamış gibi hemen kalçasından destekleyip kucağına aldı. Giriş kısmından ayrılıp salona gelerek kendilerini koltuğa attılar.
