Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" Oysaki siz bayım bir sebze bile olamazsınız çünkü enginarın bile bir kalbi vardır."
❄
Jungkook büyük demir bahçe kapısını açıp üstündeki ceketi tek koluna aldı. Eve giderken kravatını gevşetip derin bir nefes verdi. Işıklar yanmıyordu ve saat gece yarısına geliyordu. Jimin ile konuşacak olduğu için mutlu hissediyordu.
Jimin ile konuşurken gülümsüyor ve birkaç saatliğine olsa rahatlıyordu. Ama jimin onu beklemeden uyumuş muydu? İşıklar yanmıyordu.
Anahtarı ile büyük kapıyı açıp karanlık salona girdi.
"Jimin?" Sessizce adını bağırdı fakat ses yoktu.
Işıkları açıp etrafa göz gezdirdi. Salondaki büyük masada gördüğü yemeklerle gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
Jimin yemek yapamazdı ki.
Masada kremalı makarna salata birkaç meze vardı. Jungkookun o an aklına jiminin mesaj attığı ama bakmadığı geldi.
Telefonu cebinden çıkarıp mesajlara göz gezdirdi. Jimin ondan makarna yapmasını istemişti ve oldukça merak etmiş duruyordu. Kendini suçlu hissetti, mesaja sonra bakarım diyip boşvermek yerine erken baksaydı jimine haber verebilirdi.
Yatak odasına doğru gitmek için merdivenlere yürüdü. Yatak odasının ışığı açıktı. Kapıyı hafifçe araladı ve jimini pencerenin önündeki sandelyeye oturmuş elindeki telefonla uyukluyordu.
Kendisini beklediğini anladığı için suçluluk duydu.
" Jimin hadi uyan ve yatağa git" jimin gözlerini açıp bakışlarını birkaç saniye başında dikilen jungkooka dikti.
"Jungkook? Nerde kaldın iyi misin?" Yerinden kalkıp jungkookun karşısına geçti.
"Iş yemeğindeydim." Kısaca açıkladı jungkook. Kravatı tamamen çıkarıp rahatladı. Şuan hesap vermek istemiyordu. Yorgundu ve uyumak istiyordu.
"En azından haber verseydin, bu kadar yemek yapıp uğraşmazdım." Jimin kısık sesiyle sakince konuşuyor kendisini anlamasını en azından bir özür dilemesini bekliyordu. Kavga çıkmaması için bağırmıyordu bile.
Fakat jungkook bugün anlayışlı ve sakin değildi.
"Abartma jimin! Hesap mı soruyorsun?" Jimin şaşkınca gözlerini büyüttü.
"Ses tonuna dikkat et jungkook." Jiminin anlayışlı tavrı yavaşça kayboluyordu.
"Biz mantık evliliği yaptık jimin. Bana hesap soramazsın. Arkadaşdan öte bir ilişkimiz yok." Jimin bakışlarını odada gezdirip yeniden sinirle jungkooku buldu.
"Ortada aşk olmaması bizim evli olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Biz bir çiftiz ve birbirimizden haber almak için aşık olmamıza gerek yok. Sadece erken geleceğini söyledin ve gecenin bir yarısı geliyorsun. Merak edip sormamın neresi yanlış? Bu evliliği sunan sendin jungkook şimdi gelip karşıma bana ahkam kesme!" Jungkook kravatı yere fırlatıp diliyle yanağına baskı yaptı.
"Böyle olacağını bilseydim emin ol evliliği baştan teklif etmezdim." Sinirli bir jungkook asla sözlerine dikkat etmez o an sinirle aklına eseni söylerdi.
Fakat bu jiminin kırılmasına engel değildi.
"Bundan sonra 2 yabancı gibi yaşarız o zaman. Pişman olduysan bu sorunum değil, ne yapıyorsan yap umurumda değilsin. Çık odamdan!" Sonlara doğru sesi yüksek çıkmıştı.
Jungkook ağzını açıp yeniden birşeyler diyecekken jimin eliyle kapıyı gösterip dışarı çıkmasını işaret etti.
"Jimin b-"
"Sana çıkmanı söyledim jungkook!" Jungkook derince yutkunup yerdeki ceketi ve kravatını alıp dışarı çıktı.
Ardından kapı hızla kapanmış ve birkaç kilit sesi duymuştu. Şimdiden pişman olduğunu hissediyordu. Kavga edeceklerini biliyordu elbet ama bu kadarını tahmin etmiyordu.
~
Jungkook ağrıyan başıyla yumuşak yastıktan kafasını yavaşça kaldırdı. Dün gece saatlerce düşünmüş uyuyamamıştı. Gece yarısı jiminin kapısına gitmiş özür dilemek istemişti fakat açan olmamıştı.
Şimdi saat 8 'di ve hızla yataktan kalktı. En azından güzel bir yemek hazırlayıp yerken jimine düzgünce açıklama yapması gerekiyordu.
Dün gece Namjoon adında müşterisi aniden yemeğe çıkmak istemişti ve jungkook işi bağlamak için mecburen kabul etmişti. Yemekte Namjoon'un samimi tavrından rahatsız olduğu için konuyu yaptığı evlilik ve jimine getiriyordu ama Namjoon samimi tavrını bozmuyordu. İşi bağlamak için bunada katlanmıştı ve jiminin mesajını tamamen unutmuştu. Bu açıklamayı jimine yapsa kavga olmayacağını biliyordu ama aniden sinirlenmişti ve üstüne yorgunluk baş ağrısı gelince kavga ortaya çıkmıştı.
Mutfakta jiminin seveceğini düşündüğü şeyler hazırlarken jiminin annesini arayıp jiminin en sevdiği yemeği sorup akşama onu yapma fikri geldi aklına.
2. Annem aranıyor...
" alo jungkook? Canım merhaba" annesinin her zamanki neşeli sesiyle gülümsedi.
"Merhaba bayan park. Ihm ben şey diyecektim"
"Bir sorun mu var?"
"Oh hayır sadece jimini biraz kızdırdım ve bilirsiniz gönlünü almak için yemek yapmak istiyordum. Ne yapabilirim bir fikriniz var mı?"
"Aw sen çok tatlı bir eş ve damatsın! Jimin çilekli pasta ve milkshake çok sever. Onun dışında istediğin bir yemek yap ama çok acı olmasın. Yemek ayırt etmez. İçinde badem olmamasına dikkat et alerjisi var onun" jungkook hepsini aklına yazarcasına dikkatle dinleyip kafa salladı.
"Oh anladım. Teşekürler. Şimdi gitmem gerekiyor, kahvaltı hazırlayacağım" bayan park sevinçle telefonu kapattı.
Kahvaltıda çilekli koca bir bardak milkshake yapmıştı. Masaya donatıp memnunca gülümsedi. Üst kata çıkıp yatak odasına geçti. Yatak odasına bakınca yatak düzenli herşey yerli yerindeydi. Ordan banyoya ardından giyinme odasınada göz gezdirdi fakat jimin yoktu.
Saat 8 de uyanmıştı oldukça erken bir saati ve jimin normalde 10 gibi büroyu açmaya giderdi.
Jungkook o an anladı, jiminin kalbi fazlasıyla kırılmıştı ve bu basit bir yemekle alınacak gibi değildi.
❄
Jiminie üzgün. Kim haklı sizce?
Kontroletmedim. Kısa oldu ama olsundu. 1k icin tşk🥺💃💅
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.